Saflık, parayla pulla satın alınacak bir şey değildir. Meğerki Allah vere!
Çok saf olduğunu kendi ağzından defalarca anlatan Erdoğan, bu özelliğini zirveye çıkaracak sözlerine devam ediyor.
İzmir’e geldiğinde anonsçunun görevini Kayınço Binali yaptı; “Geliyor, geliyor dünya lideri geliyor! Geliyor, geliyor milletin adamı geliyor! Geliyor, geliyor Cumhurbaşkanımız, Başkanımız geliyor!” Bir kez daha bağırmak istedi ama sesi, Türk filmlerindeki “Arap Bacı” gibi çıkınca, vaz geçti!
Cumhur’un Başı, yine aynı şeyleri kırkıncı defa söyledi!
Tek devlet dedi, tek millet dedi, tek vatan dedi, tek bayrak dedi!
Beraber yürüdük biz bu yollarda dedi, tam devam edecekti ki otobüslerle getirilen amigolar;
“Başbakan Binali, Başbakan Binali” diye bağırmaya başladılar!
Cumhur’un Başı, konuşmasının kesilmesine sinirlendi ama kendini frenleyerek şunları söyledi;
“Fazla gaz vermeyin, kilometre teli atacak (kopacak) yoksa” dedi!
Bu cümleyi, Kasımpaşa bitirimhaneleri üslubundan, Türkçeye çevirirsek ortaya şu cümle çıkar;
“Arkadaşlar fazla alkışlayıp adamı gaza getirmeyin, kendisini gerçek Başbakan zannedecek…”
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin neden bu duruma düştüğünü anlamak için, Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkisine bakmak yetmez mi?
Dilerseniz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasasında yazdığı gibi bir Hukuk Devleti mi değil mi, ona bakalım;
-Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Profesör Dr. Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra şunları söyledi;
“Türkiye Cumhuriyetinde, Yargı kurum ve kuruluşları da Cumhurbaşkanına bağlıdır!”
Bu lafa dense, dense yuh denir. Dönülür bunu söyleyenin tam yüzüne bir defa daha yuh denir.
Ah be Karun Numan, sana söyleyecek tek lafım yok. Sana o Profesör unvanını veren hocaların var ya, onların diplomalarını ellerinden alıp yırtmak lazım!
Hadi Karun Numan aklını kaybetti, diyelim. Cumhurbaşkanı veya Başbakandan bir tepki var mı?
Ya Yüksek Yargı Başkanlarından “Siz ne diyorsunuz? Yargı bağımsızdır ve bağımsızlığı Anayasa teminatı altındadır. Bu durum Anayasanın 138. Maddesinde çok açık olarak yazılmıştır” tarzında bir açıklama gördünüz mü? Görmediniz, göremezsiniz…
Değerli Okurlar;
Bu yazılanlar, kumaşında bir parça olsun Devlet Adamlığı- Yargı Namusu- Türk Milletine sadakat- Onur olan insanların gönül tellerini titretir, utandırır.
Fakat kişi arsızlığı iş edinmişse, utanmazlığı kendine etiket yapmışsa, kendini üç-otuz paraya satmışsa bu yazılanlar hiç umurunda olmaz…
Yüreğinde ve vicdanında haysiyetin kırıntısını taşıyan biri için, sadece Amerika’da yapılmakta olan soruşturmada ismi geçiyorsa, bulunduğu görevinden derhal ayrılması gerekir.
Anladınız mı şimdi nasıl büyük bir felâkete doğru süratle götürüldüğümüzü! Bizi yazılarımızdan dolayı çok sert bulan dostlar, memnun musunuz? İyi düşünün ama!
Hadi yine Cumhur’un Başını alkışlayın şimdi. Yarın çocuklarınızın yüzlerine bakamayacaksınız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 01 Haziran 2016
İLK KURŞUN