Doktorun beceriksizlik nedeniyle yaptığı hatayı, toprak örtermiş!
Tamam da beceriksiz siyasetçinin yaptığı hataları kimler örtecek?
Kimler olacak? Küçücük çocuklar, günahsız insanlar, her biri ana kuzusu olan fidanlarımız yani şehitlerimiz!
Ya onların ana-babaları, kardeşleri, sevdikleri, çocukları, yakınları onlar ne olacak? Onlar her gün defalarca ölüyorlar. Başına gelmeyen bilmez, Allah kimsenin başına evlat acısı vermesin. Çok zordur genç ölüm, çok zor…
Sizlere bir önerim olacak;
Lütfen yakınınızdaki bir şehitliği ziyaret edin. Sizlerin sadece birer haber veya rakam olarak gördüğünüz (bugün 3 şehit-4 yaralı var gibi) çocuklarımızın kabirlerini ve yitip giden dünyaları bir daha görün.
Ve lütfen kendinizi bu çocuklardan birinin ana-babası yerine, onları da evlatlarınız yerine koyun düşünün!
Bu çocuklar nasıl ve niçin öldüler? Kimler sebep oldu?
AKP Hükümetlerinin, önce silahlanmasına ve şehirlere yerleşmesine izin verdiği PKK Narko-Terör örgütünün, geleceğimiz olan gençlerimizi nasıl acımasızca katlettiğini, buna sebep olanların kuldan utanmadan, Allahtan korkmadan pişkince hala koltuklarında nasıl oturabildiklerini bir daha düşünün!
Türk Milleti; hizmet etsin, çalışsın ekmeğimizi büyütsün, itibarımızı arttırsın, işsize iş, ihtiyacı olana aş versin, teknolojide ve bilimde ülkemizin önünü açsın, huzur ve güvenlik içinde yaşatsın diye AKP’ye oy verdi.
Hem de siyasi tarihimizin en uzun ve tek başına iktidarını verdi.
Badem Genel Başkanlık istedi, verdi. Milletvekilliği istedi, verdi. Başbakanlık istedi verdi. O da yetmedi Cumhurbaşkanlığı istedi onu da verdi. Tüm bunlarla doymadı, Badem şimdi Başkanlık istiyor…
Geldiğimiz nokta;
Etrafımızda kavgalı olmadığımız bir tane komşu devlet kalmadı!
Türk toplumu, tüm kesimleriyle kavgalı hale geldi!
Makroekonomik dengeler şaştı! Ülkede borçlu olmayan insan kalmadı!
İşsizlik tavan yaptı. Hukuk Devleti iflas etti. Ülkede tam bir baskı rejimi var.
İnsanlar nefes bile alamıyorlar.
Badem’in yetkisi arttıkça baskı ve zulüm de artıyor.
Her gün vatan evlatları, Badem’in dostu Öcalan’ın-Barzani’nin piçleri tarafından şehit ediliyorlar.
Koskoca Türkiye acemi kaptanın elinde, dümeni kırık bir gemiye dönmüş durumda. Üstelik Badem “Dümeni olmayan gemiyi kayalar terbiye eder” sözünü de henüz bilmiyor!
Ağustos sıcağında yürümekte olan adam, ter sırtından akar bir halde iken, yol kenarındaki ağacın gölgesinde oturan köylüye selam verip sormuş;
“Dayı, Yeniköy’e kaç saat yolum kaldı?”
Köylüden tık yok! Adam bir kez daha sormuş ama köylü yine sessiz! Adam sinirlenip yoluna devam etmiş. Adamın arkasından köylü; “Bu yürüyüşle üç saat yolun var” diye bağırmış…
Badem’i 14 yıldır gördük. Hiç gizlisi saklısı kalmadı! Kabiliyetini gördük!
Yapmak istediği halde yapamadığı bir iş oldu mu? Ne muhalefet, ne basın ona engel oldu mu? Elini tutan, eteğinden çeken var mı?
Bırakın kendisini, eşi-çocukları bile devlet adamı gibi kamu görevlilerine emirler verebiliyorlar.
Sözün özü, Badem tükendi! Bundan böyle yapacağı bir iş kalmadı.
Göbek adı Hıdır elinden gelen budur.
Badem “Ben İstanbul İmamıyım” demişti, biz ne demek istediğini o zaman anlayamamışız!
Badem, “Bir Müslümanın yakını öldüğünde İmam Müezzin aramaması lazım. Kendi ölüsünü kendi yıkayabilecek bilgiye kabiliyete erişmesi lazım. Ben yıkarım” dediğinde de anlayamadık!
Meğer Badem, herkesin Gasilhane İmamı veya Gassal olmasını istermiş!
Şehitler katar-katar gelecek, başta Badem olmak üzere, herkes Gassal olacak…
PKK öldürecek, biz yıkayıp gömeceğiz ha! Vay benim güzel vatanım, vay…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Ocak 2016
İLK KURŞUN