Risk ve tehditlerin günümüzde sürekli değiştiğini vurgulayan Orgeneral Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin her türlü tehlikeden uzak tutulabilmesi, diğer milli güç unsurlarının yanı sıra, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de güçlü olmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak güçlü bir ordu, etkin, caydırıcı ve saygın olabilir. Bir ordu için en büyük başarı savaşlarda zaferler kazanmaktan ziyade, savaşa meydan vermemektir. Çünkü yine Atatürk’ün dediği gibi ‘Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir’. Bu nedenle, güçlü bir ordunun esas varlık sebebi, barış ve kriz dönemlerinde caydırıcılık sağlamak, savaşı başlamadan bitirmektir. Bu anlayışı en veciz bir şekilde atalarımız ‘Hazır ol cenge, ister isen sulh-u salah’ diyerek ifade etmişlerdir.”
BENZER TEHDİTLERLE MÜCADELE EDİYORUZ
Dost ve müttefik ülkeler olarak benzer tehditlerle mücadele edildiğini de kaydeden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, “Hepimiz terörizm, sınır güvenliği, yasadışı göç ve benzeri güvenlik sorunlarıyla karşı karşıyayız. Bunun yanı sıra, günümüzde vekalet savaşlarının modern ve güncel uygulamalarını da görmekteyiz. Böyle bir dönemde icra edilen bu tatbikat, birliklerimizin ve personelimizin birbirini tanıması, eğitim ve tecrübe paylaşımı için uygun bir ortam oluşturmuştur. Bu ve benzeri tatbikatların, katılımcı ülkelerin birlikte çalışma ve harekat icra etme kabiliyetine büyük katkı sağladığı ve sağlayacağı da aşikardır” dedi.
Günümüzün harekat ortamının karmaşık ve çok boyutlu olduğunu ifade eden Orgeneral Aker, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ortam milli güç unsurlarının birbirlerini tamamlayacak ve destekleyecek şekilde kullanılmasını, diğer bir ifade ile ‘kapsamlı yaklaşımı’ zorunlu kılmaktadır. Harekatın başarısı, harekat ortamındaki asker ve sivil bütün kurum ve kuruluşların işbirliği, diyalog ve koordinasyon içinde çalışmasına bağlıdır. Bu tatbikatta, kapsamlı yaklaşımda sivil kamu kurumları, hükümet dışı organizasyonlar ve medya temsilcilerinin katılımıyla başarıyla uygulanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, en öncelikli görevi olarak, terörle mücadele harekatını, siyasi direktif doğrultusunda büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Asker, polis, korucularımızın omuz omuza ve ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ inancıyla yürüttüğü bu mücadelede hiçbir sivil ve masum vatandaşımızın zarar görmemesi için azami gayret ve dikkat sarf edilmektedir. Mücadelemiz, etnik ve mezhep ayrımı yapmadan tüm vatandaşlarımızın güvenliği sağlanana ve terör bitene kadar devam edecektir. Bu vesileyle, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor, değerli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.”
“HER TEDBİRİ ALIYORUZ”
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, karada, denizde ve havada ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak için gerekli her türlü tedbiri aldığını söyleyen Orgeneral Akar, “Yasadışı sınır geçişlerini engellemek maksadıyla özellikle Suriye ve Irak hudutları ile Ege Denizi’ndeki birliklerimiz ve varlığımız, personel, teknoloji ve kaynaklar bakımından takviye edilmiştir. Ülkemizin güvenliğini doğrudan ilgilendiren ve sınırlarımızın hemen ötesinde meydana gelen gelişmeler de yakinen takip edilmekte ve her türlü tedbir alınmaktadır. Bu operasyonel faaliyetlerimizin yanı sıra, askeri yeteneklerimizi, sistemik ve sistematik bir şekilde bulunduğumuz çağa ve koşullara uyumlu hale getirmek ve her yönüyle milli bir ordu olan TSK’nın modernizasyonunu öncelikle yerli imkanlarımızla gerçekleştirmek hedeflenmektedir” dedi.
“TSK – 2033 KURUMSAL GELİŞİM PROJELERİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Her türlü teknik ve teknolojinin kazanılmasının ötesinde, güvenliğin gerçek teminatının teknik, teknolojinin üretilmesi olduğunu vurgulayan Orgeneral Hulusi Akar, şöyle devam etti:
“Bu hedef doğrultusunda, TSK’nın ihtiyaç ve sorunları, harp sanatı ile harp silah, araç ve gereçlerindeki gelişmeler, kaynak ve personel miktarındaki azalmalar ve bölgemizdeki krizlerden alınan dersler çerçevesinde geliştirilen ‘TSK-2033 Türk Silahlı Kuvvetleri Kurumsal Gelişim Projeleri’ne yönelik çalışmalarımız da yoğun bir şekilde devam etmektedir. Üstün nitelikleri haiz kahraman ve fedakar personeli ve milli kaynaklarla her geçen gün daha da geliştirilmekte olan imkan ve kabiliyetleri ile etkin, caydırıcı ve saygın bir ordu olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin öncelikli hedefi, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada güvenlik, huzur, barış ve istikrara katkı sağlamaktır.”
“DİPLOMATİK VE ASKERİ KANALLARIMIZ HER ZAMAN AÇIKTIR”
Türkiye’nin, komşularıyla dostane ilişkiler geliştirilmesi ve sorunların çözülmesi için diplomatik, askeri iletişim kanallarını her zaman açık tuttuğunu anlatan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, bu konuda da şunları söyledi:
“TSK daima sorunların öncelikle diyalog yolu ile çözümünden yana olmuştur. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülkemiz ve bölgenin huzur ve güvenliğini bozan ihlallere duyarsız kalması, bunlara müsaade etmesi beklenemez. Türk Silahlı Kuvvetleri bölgemizde ve dünyada, barış ve istikrarın sağlanması için kurulan ittifaklara da destek sağlamaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki ittifaklar kurulurken verilen sözler ve varılan mutabakatlar, karşılıklı bir ahittir. Türk Silahlı Kuvvetleri, gücünü sadece sahip olduğu silahların cins ve miktarından değil, bağrından çıktığı asil milletimizin ordusuna duyduğu güven ve sevgisinden almaktadır. Sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerin bilincinde olarak Türk Silahlı Kuvvetleri, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı ile şehit kanlarıyla sulanmış, bayraklaşan vatan topraklarının bütünlüğünün ve güvenliğinin teminatı olmaya devam edecektir.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yanındakiler, savunma sanayi sergisini gezdi. Sergide Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın yöneticisi olduğu Baykar firmasının geliştirdiği insansız hava aracı ‘Bayraktar’ da yer aldı.