Emperyalizm; kurtuluş savaşında tek vücut olan Türk milletini yenmenin imkansız olduğunu gördü.
O nedenle 2. işgal hareketinde Türk milletini sağ ve sol diye böldü, iki tarafa da kışkırtıcı ajanlarını yerleştirdi, silahlar verdi, gençleri birbirine kırdırdı, kaos yarattı, halk ne olacaksa olsun da bu kan dursun noktasına getirildi, cıa raporlamasında “bizim çocuklar başardı ” diye ifade edilen emperyalizmin güdümündeki en yüksek kademeli askerler koşullar oluşunca devreye sokuldu, emir komuta zinciri içinde gerçekleştiği ve ne olup biteceği o anda anlaşılamayacağı için ordunun tümüne mal edilemeyecek ve hatta çok sayıda vatansever subayın da işkence gördüğü amerikancı faşist dönem yaşandı,
askeri darbenin oluşturduğu baskı düzeni antiemperyalist güçleri ezdi, halk demokrasi gelsin de ne olursa olsun noktasına gelince, emperyalizm güdümündeki neoliberal siyasetçiler devreye sokuldu, sözde demokrasi adı altında ülkemizde adım adım istiklal ve cumhuriyetimizden, cumhuriyet devrimi kazanımlarından bir bir ödünler verildi,
velhasıl; emperyalizm hep iki yöntemle ilerledi;
1-Böl yönet,
2- Ölümü göster sıtmaya razı et.
Kötü polis iktidar, iyi polis muhalefet,
Emperyalist çıkarlara azıcık engel çıkartanlar bile; kazara iktidara geldiyse iktidardan, muhalefetin başındaysa oradan uzaklaştırıldı,
kimi bakanlar, valiler, komutanlar esrarengiz kazalar veya aniden gelişen ölümcül hastalıklar sonucu ortadan kaldırıldı,
emperyalistlerin vefası yoktur, kullanılabilir olduğun sürece kullanır, işin biterse veya plan değişirse kuklasını da harcamaktan çekinmez.
Emperyalizmin kuklaları çoktur, kuklalarını birbirine kırdırarak terbiye eder,
tetikçilerini, diğer tetikçilerine havale eder vb…
Şu anda dünya yeni bir dengelenme sürecine gidiyor, doğu ekonomileri yükselirken, batı kapitalizmi ciddi bir sıkıntı ve sıkışma içinde, avrasya güçleri ortadoğu, hazar bölgesi, kafkasya, orta asya vb. enerji merkezlerinin bulunduğu stratejik merkezlerde batı emperyalizmine meydanı boş bırakmıyor,
dünya küresel bir savaş içinde,
terör, kaos, mülteciler, ekonomik kriz küreselleşti,
ve bu büyük adı konulmamış dünya savaşının en kritik ülkelerinden birindeyiz,
işgali ancak Atatürk’le, muhtaç olduğumuz kudretle, yani kendi öz gücümüzle aşabiliriz.
Bu savaşta tam bağımsız kalarak batı ile de doğu ile de tüm ülkelerle denge siyaseti ve iyi ilişkiler kurarak aşabiliriz.
AB ile şangay arasında ciddi farklar vardır,
AB , ulusal egemenliğin devredildiği bir yapıdır ve eşit koşullarda almayacakları kör olmayan herkesin göreceği kadar açıktır.
AB bize girmiştir, girmektedir, bizi zengin yapmak için değil, afrikaya, ortadoğuya yaptıkları gibi sömürmek için.
AB karşıtlığı, AB’nin Türk karşıtlığına karşıtlıktır, Sevr düşlerine karşıtlıktır; yoksa çağdaş değerler Almanya’da da varsa almalıyız, hadiste denildiği gibi Çin’de de olsa aramalıyız.
Kendini ezdirmeyen, sömürtmeyen uluslara herkes saygı duyar.
Hiç bir gerçek vatansever;
Batı emperyalistlerine ne istedilerse veren ve verme sözüyle iktidara getirilen AKP, şimdi ters düşüyor diye AB ve ABD emperyalizminden medet ummaz, AKP’yi devirmeyi o çakallara bırakmaz.
Emperyalizm, büyük bir kriz yaşayan batı kapitalizmine, kan içen vampirlere acil kan bulmak istiyor, bu nedenle yıllarca özenle adım adım hazırladığı Türkiye’yi parçalama planında ciddi sonuçlar almak istiyor, acelesi büyük, devletimizi öldürmek için AKP’nin dirisinden yararlandı, ölüsünden de yararlanmak istiyor, emperyalizm AKP’yi değil, devletimizi yıktırmak istiyor, terör, kaos ve darbe dahil her türlü girişimi bu yüzden.
Biz vatanseverler ise AKP’nin istiklal mücadelesi değil, istikbal mücadelesi verdiğini iyi biliyoruz;
AKP’nin milliyetçiliği, antiemperyalizmi, avrasyaya yakınlaşması çıkarcı bakıştır, kendini kurtarma çabalarıdır, milllet kaygıları hiçbir zaman olmamıştır,
ancak AKP’ye muhalefet edeyim derken emperyalizmden medet ummak, fetö, pkk, hdp çizgisine düşmek, AKP’yi zayıflatmayacağı gibi tam aksine güçlendirecek, AKP’nin ekmeğine yağ sürecektir.
AKP’nin demokratik meşru yöntemlerle iktidardan indirilmesi için, muhalefetin içine sızdırılmış emperyalizm görevlilerinden kurtarılarak ümit verir hale gelmesi zorunludur.
Mesele parti meselesi olmaktan çıkalı çok olmuştur.
Türk milletinin vatansever unsurları çoğunlukta ancak darmadağın halde, uğradığı psikolojik taarruzların etkisiyle umutsuzluk batağındadır,
kendi devasa gücünün farkında değildir, farkına varması aşağılık kompleksi aşılanarak engellenmek istenmektedir.
Gücümüz çok fazladır, ancak sayısız saldırı karşısında verilen karşılıklar değişik yerleredir, oysa dövüş sporunda en etkili, en temel yerlere çalışmak gerekir.
Gücünü dağıtma, ayrıntıya boğulma, kimseyi küstürme, enerjini doğru kullan!
Bu arada hala 80 öncesinde kalmış insanlar var, bırakın kardeşim oltaya gelmeyi, sağ sol diye bölünmeyi,
Yunanistan’a bakıyorsun komünist partisi de gelse, liberal, muhafazakarı da gelse ülkenin ulusal çıkarlarını savunuyor,
megalo idealarını savunuyor,
biz ise sağ da gelse, sol da gelse Misak-ı Milli’den ödünler veriyoruz.
Artık iki saf var; ya millisin, ya da gayrı milli!
İLK KURŞUN