NERDE KALMIŞTIK…?
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ
HAL BU HAL…
GAM BU GAM…
OYNANAN TİYATRO ORTADA..
NEYİNİ YAZAM…?
Hikâye bu ya…
Bir zamanın birinde…
Bir adam varmış…
Adam yiğit mi yiğit…
Kahraman mı kahraman…
Gözünü budaktan sakınmayan bir “TEKE”…
Nam salmış memlekete…
Haksızlığa boyun eğmez…
Haksıza el aman verdirmez…
Mazluma olur derman…
Dinlemez ne emir…
Ne ferman…
Ömrü hep…
Döneklerle…
Fitnelerle…
Fitneliklerle..
Namussuzlarla…
Hırsızlarla…
Arsızlarla…
Soytarılarla…
Madrabazlarla…
Hainlerle…
Mücadele etmekle geçmiş…
Ne satılmış, satın alınabilmiş…
On akçe paraya…
Ne satmış “CAN” dediklerini…
Mevkie, makama, saltanata, saraya…
Ve dahi…
“Kumbaraya”…
Namı tüm memleketi sarmış…
Kahraman Babayiğit…
Namıyla namlanmış…
Önünde…
Nice “yılanlar, çıyanlar” diz çökmüş…
El etek öpmüş…
Ammaaaaaaa…
Ardından…
İnsafsızca…
Namussuzca…
Kalleşçe…
Haince…
Kumpaslar kurulup…
Hançerler çekilip…
Dümenler çevrilmiş…
Bir gün…
Durup dururken…
Çıka gelmiş bir çiroz adam…
Dalmış kahraman babayiğidin mekânına…
“Haaaaaaaaaayyyttt Ulan” demiş…
“Nerde bu kahraman denilen babayiğit”…?????????????
“Kimmiş, görelim”…???????????????
“Yiğitliğini birde bize göstersin de öğrenelim”…?????????????
Mekânda bulunanlar sıra sıra açılmışlar…
Kahraman babayiğidi ortaya bırakmışlar…
Babayiğit demiş ki…
“Buyur birader otur”…
“Derdin neyse söyle, derman olalım”…
“Gel söyleyeceğin sözü bitir”…
“Derdim sensin” demiş çiroz…
“Seninle düello yapmak isterim”…
“Benimle ne alıp veremediğin var ki” demiş kahraman babayiğit…
“Ne ananı öldürdüm, ne babanı”…
“Ne anamı öldürdün, ne babamı”…
“Niye düello edelim”…?
“Sonra bana yakışır mı senin gibi çiroz bir adamla düello etmek”…?
“Gırtlağını sıksam anında canını alırım”…
“Var git işine” demiş, kahraman babayiğit…
“Olmaz “ demiş çiroz adam…
“Olmaz seninle mutlaka düello yapacağız”…
“Kozlarımızı paylaşacağız”…
“Madem bu kadar ısrarlısın düello yapmaya silahları sen seç” demiş kahraman babayiğit…
“Hangi silahla düello yapacaksak sen belirle”…
“Silahımız PUŞTLUK” demiş çiroz adam…
“SİLAHIMIZ PUŞTLUK”…
Çiroz adamın seçtiği PUŞTLUK SİLAHI ile düello yapmışlar…
Kahraman babayiğit…
Çiroz adamın seçtiği PUŞTLUK SİLAHI ile…
Çiroz adamı yenmiş…
Çiroz adam, kan revan içinde yerlere serilip…
Yerle yeksan olmuş…
Kimse…
Kahraman babayiğide…
“Ne puşt bir adammışsın” diye söylenebilir mi…?
Onu kimse…
“Yazıklar olsun sana, çiroz bir adamı PUŞTLUK SİLAHI ile yere devirdin”…
Diye kınayabilir mi…?????????
PUŞTLUK SİLAHINI KİM SEÇERSE…
BEDELİNE DE KATLANIR…
Dikkat etmek lazım…
Çooooook dikkat etmek lazım…
Sinsilikle…
Üçkâğıtçılıkla…
Kalleşlikle…
Bir yere varılamayacağını…
“GEÇMİŞ TECRÜBELER” DE DİKKATE ALINARAK…
Artık öğrenmek lazım…
Rüzgâr kayadan hiçbir şey kopartamaz…
Fitnelikten vazgeçip…
Birlik ve beraberlik içinde olmak lazım…
Bir de…
Sapla samanı…
Armutla elmayı…
Yüreğini ortaya koyup…
Karşılıksız…
Mücadeleye gönül veren…
“ADAMLARLA”…
Dalkavukları…
Sakın haaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa…
Birbiriyle karıştırmamak lazım…
BİZ SADECE “HAKKIN” BEKÇİSİYİZ…
1 Mart 2003 yılından bu yana da zaten ölüyüz…
İKİ GÖMLEĞİMİZ VAR…
BİRİ BAYRAMLIK…
BİRİ İDAMLIK
ANLAYACAĞINIZ…
İKİ KEFENLİYİZ…
KÖŞELERE GİZLENİP…
KALEŞÇE PLANLAR GELİŞTİRMEYE ÇALIŞILIRKEN…
Bunu da asla unutmamak lazım…
HAL BU HAL…
GAM BU GAM…
OYNANAN TİYATRO ORTADA…
BU TİYATRONUN…
DAHA FAZLA…
NEYİNİ YAZAM…?
Saygılarımla
CEP NO: 0 505 522 67 25