AK Parti Eski Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in son açıklamaları yine siyaset kulislerinde bomba etkisi yaratacak.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, dün yayınlanan Hüseyin Çelik röportajının ikinci bölümünü bugünkü köşesinden yayınladı.
Ahmet Hakan’ın,
– Paralelci suçlamalarına ne diyorsunuz?
– İpek ailesine yakın mısınız?
– Bir fitne hareketinin içinde misiniz?
sorularına Hüseyin Çelik olay yanıtlar verdi.
“Paralelci olsam, avazım çıktığı kadar paralelciyim” diye bağırırım çıkışında bulunan Hüseyin Çelik, şirketlerine kayyum atanan İpek ailesine sahip çıktı, hükümeti eleştirdi.
“Unutmayalım!
İpek ailesi, AK Parti’ye de çok büyük destek verdi. Ramazanlarda giden paketlerde bu ailenin çok büyük parasal katkısı var. Kanuna göre kayyum, hissedar yönetici gibi davranamaz. Allah aşkına böyle mi yapılıyor? Şu andaki görüntü bir gasp görüntüsüdür.”
Hüseyin Çelik, cemaatin devlet içindeki yapılanmasına ilişkin ise sert ifadeler kullandı:
“Kim usulsüz dinleme yapmışsa, kim kasetçilik yapmışsa kim kumpas kurmuşsa Allah bin kere belasını versin. Kim kime haksızlık yaptıysa Allah onun burnundan fitil fitil getirsin.”
Hüseyin Çelik’in açıklamalarının detayları şöyle:
BEN AK PARTİLİYİM!
“Ben AK Partiliyim. Paralelci falan değilim. Ben mensubiyetlerimi gözümü kırpmadan söyleyebilen bir adamım, buna herkes şahittir.“Paralelci” olsam, avazım çıktığı kadar “Paraleliyim” derim.
Paralelcilik, bir camianın yargıda, poliste, mülki idarede devletin hiyerarşik yapısı yerine farklı mecralara uymaksa, bunu yapanlara hukuk içinde kalarak ne ceza verilmesi gerekiyorsa verilmelidir. Buna en ufak bir itirazını olamaz.
ALLAH BİN BELASINI VERSİN!
Ben 17-25 Aralık’tan sonra televizyona çıkıp. “Her kim ki devletin kendisine verdiği unvanı manivela haline getirerek siyasette taşlan yerinden oynatmaya kalkarsa, biz o eli kırarız” dedim. Bugün de aynı görüşteyim. Kim usulsüz dinleme yapmışsa, kim kasetçilik yapmışsa kim kumpas kurmuşsa Allah bin kere belasını versin. Bununla da kalınmasın, yasalar neyi gerektiriyorsa bu yapılsın.
Bugün birine “Paralelci” demek, külah kapma yarışı haline getirilmiş durumda. Bir yerde iki şef varsa ve biri şube müdürü olacaksa… Bunlar birbirlerine “Paralelci” diyorlar. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurul Başkanlığı yapan Sadık Altınkaynak var mesela… Pırıl pırıl, şahsiyet abidesi bir insan… Uzaktan yakından bir ilgisi yok Paralel’le… Adamı “Sen Paralelcisin” diye mahkemelerde süründürüyorlar. Öyle mülki idare amirleri terör örgütüne yardım etmekten yargılanıyor ki, duyunca kulağınıza inanamıyorsunuz. Neymiş, onun zamanında bir ilde bir kamu binası bu adamlara ücreti karşılığında tahsis edilmiş. Bu idari bir tasarruf değil mi? İdari bir tasarruf idari bir soruşturmayı gerektirmez mi?
Eğer kamuya ait bir şeyin tahsisi suçsa, o zaman kavgalı olmadığımız dönemlerde çeşitli tahsisler yapan Tayyip Bey veya diğer bakanlar ya da bizim yetkili etkili olan bütün arkadaşlarımız da suç işlemiş demektir. Böyle saçmalık olur mu?
ALLAH BURNUNDAN FİTİL FİTİL GETİRSİN!
Kim kime haksızlık yaptıysa Allah onun burnundan fitil fitil getirsin. Ama birisi yanlış yaptı diye bugün siz aynı yanlışı sürdürmek zorunda değilsiniz.
MELEK İPEK’İN ELİNİ BUGÜN DE ÖPERİM!
Ben 30 yıldır İpek ailesini tanıyorum. Ben bu aileyle 17-25 Aralık’tan sonra dost olmuş değildim ki. Melek İpek’i gördüğüm yerde elini öperim. Çünkü Melek İpek adı gibi bir kadındır. Bu aile,‘Paralelcilere parasal destek vermiştir’deniliyor. Amenna! Ama ben ne zaman “Melek Abla, şu yere de okul yaptır” dediysem devlete de bir yığın okul yapıp teslim etmiştir.
Unutmayalım: İpek ailesi, AK Parti’ye de çok büyük destek verdi. Ramazanlarda giden paketlerde bu ailenin çok büyük parasal katkısı var. Bayramlarda, belli günlerde gazetelerine verdiğimiz ilanların bu insanlar parasını almadılar. AK Parti’nin bilinen oteline gitmemiş veya bir etkinlikte birlikte olmamış çok az insan var.
KAYYUM YORUMU: GASP GÖRÜNTÜSÜ
Bir suç delili bulduysanız hukuk çerçevesinde bu insanları yargılayın. Kanuna göre kayyum, hissedar yönetici gibi davranamaz. Allah aşkına böyle mi yapılıyor? Şu andaki görüntü bir gasp görüntüsüdür. Neredeyse tüm şirket yöneticilerinin dahil olduğu 250 kişi işten çıkarılmıştır. Adamların oteline gidip şahsi odalarının kapısını mahkeme kararı olmadan kırıyorlar, gelinin, kızlarının elbiselerine varana kadar her şeyi ortaya dökülüyor.
Şimdi birisi çıkıp da bana “Kardeşim bu mahkeme kararı” derse buna gülerim.
GÜL-ARINÇ-ÇELİK: FİTNE HAREKETİ DEĞİLİZ!
Hüseyin Çelik, “Abdullah Gül, Bülent Arınç, Sadullah Ergiıı, Suat Kılıç, siz… Ortak hareket mi ediyorsunuz? Toplantılar yapıp kararlar mı alıyorsunuz? ” sorusuna ise şu yanıtı verdi.
“Biz AK Partiliyiz. Birilerinin bizi öyle veya böyle görmesi bizim kendimizi AK Parti camiasının dışında görmemiz gibi bir sonuç doğurmaz, doğurmayacak. Biz aynı parti, ayrı gnıp, ayrı vakıf değiliz. Zaman zaman bir araya gelip görüşüyonız ama ben şu anda bakan olan arkadaşlarla da yakından görüşüyorum. Netice olarak aklın yolu birdir.
Bazı memleket meseleleriyle ilgili olarak hepsi AK Partili olan arkadaşlarımızla fikrilerimizin örttiştüğü hususlar varsa bunu organize fitne hareketi diye nitelendirmek akla ziyan bir şeydir.”