Pirzade Bekir’in 1921’de İngilizlerle birlikte masaya koyduğu “Kürtlere otonomi”nin şartları, önceki gün Diyarbakır’da ilk ağızdan yine gündeme getirildi
2 açıklama da 14 madde
ABD Başkanlarından Woodrow Wilson’un 1918’de 14 ilkeyle kongreye sunduğu “Büyük Orta Doğu Projesi”nde yer alan, Pirzade Bekir’in talepleri ile vücut bulan “Bağımsız Kürdistan” oluşturmaya yönelik istekler, önceki gün toplanan DTK’da yine 14 maddeyle PKK-HDP tarafından açıklandı.
Sorun oldular
Dönemin ABD Deniz Kuvvetleri Yüksek Komiseri Tuğa. L. Bristol, hazırladığı bir raporu 1922’de Dışişleri’ne sundu. Raporda, Kürtlerin her zaman komşuları için sorun olduğu, zengin petrol yatakları nedeniyle İngiliz ve Fransızların onları Türklere karşı kullanabileceği yer aldı.
Özel yargı ve özel bütçe
Diyarbakır’da açıklanan Demokratik Toplum Kongresi’nin bildirisiyle, Pirzade koşulları 94 yıl sonra yine masaya konuldu. Bildiride “merkezi yönetimin seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması, yargı sisteminin özerk modele göre yeniden düzenlenmesi, yerel bütçe ve resmi yerel güvenlik” isteniyor.
İhanette değişen tek şey isimler!
Woodrow Wilson’un 1918’de ABD Kongresi’nde açıkladığı 14 maddelik ilkeler ve çizdiği harita ile ortaya atılan, Pirzade Bekir’in talepleri ile vücut bulan bağımsız Kürdistan oluşturmaya yönelik istekler bugün PKK, HDP ve DTK tarafından öne sürülüyor.
Türkiye’nin parçalanması için mücadele veren dış güçler tarih boyunca Kürt sorunu adı altında ülkemizin karıştırılması için elinden gelen herşeyi yaptı. Kurtuluş Savaşı sırasında fırsatı kaçırmak istemeyen İngiltere’nin organize ettiği sözde Kürt sorunu, Batı’nın dayatmalarıyla bir kez daha ‘talep açıklama’ noktasına getirildi, Türkiye’yi parçalamak veya zayıflatmak için her zaman her yolu deneyen Batı ile iş birliği yapan hainlerin adı değişse de oynanan oyun hiç değişmiyor. Kurtuluş Savaşı esnasında İngiltere’nin desteklediği Pirzade Bekir yönetiminde Kürtleri ayaklandırmaya çalışan güçler bugün aynı taleplerle PKK’yı kullanıyor. 1921 yılında Pirzade Bekir’in taleplerinin benzerleri geçtiğimiz gün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) bildirgesi olarak ortaya sürüldü. Demokratik Toplum Kongresi’nin 14 maddelik bildirgesinden ‘özyönetim ilanlarına ve hendekler kazıp kentleri birer savaş alanına çeviren PKK’lı teröristlere açık destek’ çıktı. Bildirgede “Halk meclislerinin ilan ettiği özyönetim ilanlarını, halkımızın her alanda yürüttüğü haklı ve meşru direnişi sahipleniyoruz” denildi.
ABD raporu
Başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerinin nasıl bir oyun tezgahladığı o dönem raporlara yansıdı. Dönemin ABD Deniz Kuvvetleri Yüksek Komiseri Tuğamiral Mark L. Bristol, hazırladığı bir raporu 20 Şubat 1922’de ABD Dışişleri Bakanlığı’na sundu. Raporda İngilizlerin desteklediği Pirzade Bekir’in nasıl bir hainlik içinde bulunduğu gözler önüne seriliyor. O raporda şöyle deniliyor: “Bakanlığın bilgisi için Askeri Ataşe tarafından Kürdistan’daki durumla ilgili hazırlanan raporu sunuyorum. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Kürt sorunu dikkati çekecek değerdedir. Normal koşullarda bile Kürtler daima komşuları için sorun olmuşlardır. Şimdi, Kürdistan’ın, ünlü petrol yatakları nedeniyle, yabancı entrikalar kuşkusuz başladığı için ciddi sonuçlar çıkabilir. İngilizler herhalde Kürdistan’ı denetim altına almak için Kürtleri Türklere karşı kullanmak isteyeceklerdir, Türkler de Kuzey Mezopotamya’yı ele geçirmek için aynı şeyi yapacaktır, Kürdistan’ı özel etki bölgesi sayan Fransızlar da Türk-İngiliz sürtüşmesinden çıkar sağlamakta bir an duraksamayacaklardır.
Fransız istihbaratı
Fransız Askeri İstihbaratı da, daha önce bir rapor hazırlamış ve bu konuda şu bilgileri vermiştir: “Dünya savası sırasında başlıca Kürt ailelerinden Bedirhan ailesinin başı Abdürrezak Bedirhan kendini Kürdistan Prensi tanıması koşuluyla Rusya’ya hizmetini ve 25 bin süvari vermeyi önermiştir. Çarın egemenliğini kabul etmeye hazır olduğunu bildirmiştir. Rusya, bu öneriyi çok tehlikeli olacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Ara yerde İstanbul Hükümeti Kürtleri ayaklandırmaya çalıştığı için Bedirhan’ı ölüme mahkum etmiş, Bedirhan ise çabalarını sürdürmüş ve bu defa İngilizlere dönmüştür, ancak birdenbire ölmüştür. Versailles Anlaşması’ndan önceki yıllarda Paris’te yaşamakta olan zengin ve etkili Kürt Şerif Paşa, bu anlaşmaya bir Kürt devleti kurulmasını ilave ettirmeyi neredeyse başarmış, ancak Londra Konferansı bunu engellemiştir. İngilizler, Kürtlerin hoşnutsuzluğundan yararlanarak, karışıklık yaratmak, bir isyan çıkarmak üzere ajanlar göndermiştir.
Sırtından hançerledi
Daha sonra ayaklanmaların başladığını kaydeden Fransız raporu şöyle devam ediyor: “Bu ajanlar arasında Kürt Mustafa Paşa, Mulan Zade ve Hamit Paşa vardır. Başlangıçtaki ayaklanma güçlük çıkmadan bir Türk taburuyla bastırılmıştır. Haziran’daki başka bir ayaklanma daha güçlü olmuş ve bununla başa çıkmak için bir tümen kadar kuvvet gerekmiştir. Kazım Karabekir Paşa bütün yaz boyunca, Kürtlerin eylemleri, önlemlere rağmen ayaklanmaya katılanların sayısının artması karşısında kuşku içinde kalmıştır. Mardin bölgesindeki asilere Abdülhamit zamanında
4. Türk Kolordusu’nun komutanı olan Pirzade Bekir komutanlık yapmıştır.”
Pirzade otonomi istedi
Atatürk ve silah arkadaşları, emperyalizme karşı bağımsızlık savaş verirken, etrafına topladığı bölücü güruhuyla Türk milletini sırtından hançerleyen Pirzade Bekir, Haziran 1921 tarihi itibarıyla Kürt sorununun (!) çözümü için Ankara’dan şu taleplerde bulunmuştu: 1- Kemalist Hükümetin Kürt vilayetlerini içine alan otonom bir Kürt devletini tanıması, 2- Bu devletin sınırlarının Kürtler ve müttefikleri tarafından saptanması, 3- Türk memur ve jandarmalarının hemen geri çekilmesi,
4- Otonom Kürdistan’ın kurulmasında Türklerin ellerini uzak tutması, 5- Ankara Hükümeti tarafından toplanan savaş vergilerinin ve başka katkılarının Kürdistan’a geri verilmesi, 6- Türkiye’nin sınırları içinde yaşayan Kürtlere güvenlik tanınması ve askerde olan Kürtlerin hemen terhis edilmesi.
Otonomi “özyönetim” oldu
DTK bildirgesinde adeta Pirzade Bekir’in “otonomi” talepleri tekrar edildi. Bildirgenin ilk 3 maddesi şöyle: “1- Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması. 2- Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasasının temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Özerk bölgelerin halk iradesinin ayrıca TBMM ve merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi. 3- Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetimin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi, seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması. Merkezi yönetim organlarının, yeni demokratik anayasa ilkelerine uyulması doğrultusundaki denetimleri dışında bölgesel ve yerel yönetimler üzerindeki her türlü vesayetinin son bulması.
Wilson ilkeleri
Projeye göre; Türkiye eyaletlere bölünerek “Özerk Kürdistan Bölgesi” oluşturulacak. Bunun ilk işareti ABD eski başkanlarından Woodrow Wilson’un 1918’de ABD Kongresi’nde açıkladığı 14 maddelik “Wilson İlkeleri”nde verildi ve haritası oluşturuldu. 46 yıl önce ABD, İsrail ve İngiltere tarafından kullanılan Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani, “İstiklal davamızı bir gün muhakkak kazanacağız. Kürdistan haritasını dünya milletlerine kabul ettireceğiz. Irak’tan sonra ikinci mücadele cephemiz Türkiye olacaktır. Fakat bu mücadele için zaman çok erken” ifadelerini kullanmıştı.
Salim Yavaşoğlu /yeniçağ