Bir kişi yedisinde ne ise, yetmişinde de odur” sözü bazen yanlış çıkabiliyor!
Çocukluğunda haylaz-yaramaz-kötü alışkanlıkları olan birinin, aldığı eğitim ve destekten sonra normale döndüğünü, topluma yararlı biri olduğunu çok gördüm! Ama bazıları vardır ki, yaşı ilerledikçe düzeleceğine aksine bozulur…
Recep Tayyip Erdoğan, TC Devletinin 12. Cumhurbaşkanı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken aynen şunları söylüyor;
“Makyajlı kadın, kaportası bozuk araba gibidir!”
Bu çağda kadınlara yapılabilecek en büyük hakaret, tam bir densizlik örneği.
Erdoğan’ın bu sözü söylediği günden bu güne tam 20 yıl geçti!
Dile kolay, 20 koskoca yıl! Erdoğan kadınlardan özür diledi mi? Hayır.
Kadın-Erkek eşitliğine aykırı başka sözler söyledi mi? Daha beterlerini defalarca söyledi!
Demek ki Erdoğan, yaşı ilerledikçe düzeleceğine, aksine bozulmaya devam edenlerdenmiş! Kendin sırça köşkte oturuyorsan başkasının camına taş atmayacaksın, diye bir söz vardır.
Erdoğan, makyaj yapan kadınların tümünü “kaportası bozuk” kişiler olarak ilan ederse, o zaman adama sorarlar; Sizin çevrenizdeki çok sayıda kadının aşırı ve kalıcı makyajları için de aynı sözü kullanabilecek misiniz?
Alaçatı pazarında kendi ürettiği domates-biber-salatalıkları satan bir kadın var! Adı Sedef Bacı! Yıllardır aynı yerde tezgâh açar ve evinin nafakasını çıkarır.
Ona sordum; “Eee Sedef Bacı, Erdoğan makyaj yapan kadınlar için ‘onların kaportası bozuk’ dedi. Ne diyon bu işe?
Sedef Bacı; “Ben tarlada çalıştığımdan her gün makyaj yapmam. Fakat bir yere giderken yapacağım makyaja kocam bile karışamaz! O kim oluyor? Benim kaportama laf söyleyeceğine önce kendi egzozuna baksın. Onun egzozu bozuk, egzozu…”
Değerli Okurlar;
Genelde kamuoyunda yanlış bilinen bir olay “Bakan Maaşıdır.”
Bakanların, milletvekillerinden çok daha fazla maaş aldıkları zannedilir.
Oysa aradaki fark sadece 440 TL dir. Bu fark makam tazminatı olarak ödenir…
Bu bilgiyi, Binali’nin oğlunun Singapur’da KUMAR masasındaki resmini görünce yazma gereğini duydum. Yani Binali, bir başka İzmir Milletvekilinden 440 TL fazla maaş alır.
Binali’nin oğlunun ne halt ettiği beni hiç şaşırtmaz. Çünkü bu sepetlerin gerçek yüzlerini iyi bilirim. Din, İman, Allah, Peygamber, Müslümanlık gibi kelimeleri ağızlarından düşürmeyen Bademlerin, ilk fırsata yolsuzluğa-rüşvete bulaştıklarını o kadar çok gördük ki!
Bir İzmirli olarak, sizlere Binali’nin (İzmir MV) İzmir ziyaretlerinden birini anlatmak isterim…
“Kuş alayı ile uçar” deyişinde olduğu gibi Binali, İzmir’e onlarca danışmanı-gazeteci ve bürokrat ile gelir. Bunların üstüne bir de yerel AKP teşkilâtlarını ekleyin. Binali, ayağa kalktığında yüzlerce kişi ile beraber hareket eder.
Onlarca araba devletin (yani bizlerin) parasıyla benzin yakar. Yüzlerce kişi ile beraber yemekler yenir. Binali sonradan olma İzmir’li olduğu için burada evi yoktur. Mecburen otelde kalır. Hem de 5 yıldızlısında kalır. Tabii ki en az 10-15 oda tutulur…
Bu paraları kim öder?
Binali ödese, bir yıllık maaşı bir İzmir seyahatini karşılamaz. Başka bir geliri yoksa ödeyemez.
Devlet, görevlendirme yapılırsa sadece Binali’nin yatağının parasını öder.
Valilik ödemeye kalksa, İl’in karşılama-ağırlama bütçesi bir seyahatte çöküverir.
Peki, kim öder bu yüzbinlerce lira tutan yeme-içme-yatma bedelini?
Kim olacak, tabii ki Ulaştırma Bakanlığı ile iş yapan “Devlet Müteahhitleri!”
İyi de, kimdir bu devlet müteahhitleri?
Hatırlar mısınız, Binali’nin kayınçosu Ankara’da 5 Yıldızlı bir otelin bahçesinde, çantalara dolar-avro demetlerini tıkıştırırken Polis kamerasına yakalanmıştı. Hah işte, Binali’nin Kayınçosuna o demet-demet dövizleri verenler devlet müteahhitleridir. Parayı görünüşte bu çakallar öder, ama daha fazlasını yaptıkları işten çıkarırlar. Yani Binali, yer içer yatar gezer, ceremesini bizim gibi vergi verenler çeker.
Sözün özü, Binali’nin oğluna kızmayın. Çocuk babasından, dayısından ne gördü ise, onu yapıyor! Tıpkı, Muammer Güler’in oğlunun aylık kirası 60 Bin liralık evde oturduğu gibi…
Ne demişti asrın lideri;
“Hırsızlık, oğuldan babaya geçmez, babadan oğula geçer!”
Eh doğru söze ne denir!
Bilal mı dediniz? Karıştırmayın şimdi yahu! Sonra mahkemeye hep ben gidiyorum, sizden gelen yok…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Nisan 2016
İLK KURŞUN