08 Mart 2016 – 16:13Milliyet.com.tr » Karabük Haberleri »
Karabük Barosu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile Belediye önünde basın açıklaması yaptı.
Karabük Baro Başkanı Rıdvan Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü buruk bir şekilde kutladıklarını, son dönemde kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet olaylarının had safhaya ulaştığını söyledi.
Ülkede ve dünyada kadının özgürlüğü ve eşitliği konusunda istenilen noktaya gelinemediğini kaydeden Erdoğan , “ Ülkemizde sorumluluk makamındaki kişilerin kadını aşağılayan söz ve davranışları kadına karşı şiddeti tetiklemekte, kadına şiddet uygulayanlar için psikolojik alt yapı oluşturmaktadır. Televizyon ekranlarında yapılan tartışmalar ve sarf edilen bazı sözler kadına karşı şiddeti körüklemektedir. Bizler şuna inanıyoruz ki, kadının özgür olmadığı bir ülkede erkeklerde özgür değildir. Kadının özgür olmadığı bir ülkede gerçek manada demokrasi de yoktur. bugün dünya üzerinde kadını aşağılayan yapıları ve oluşumları incelediğimizde bu oluşumların içinde maalesef çok sayıda kadınında olduğunu görmekteyiz. Bu durum mücadelenin ne denli zor olduğunu da ortaya koymaktadır. Bizler Karabük Barosu olarak bu doğrultuda gereken mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğiz, ülkemizde gerçek demokrasinin ve hukuk devletinin kurulması için, kadınımızın özgürleşmesi için tüm gücümüzü ortaya koyacağız. Karabük Barosu bünyesinde faaliyet gösteren kadın hakları kurulumuz ilerleyen süreçte daha aktif halde çalışmalarını sürdürecek ve kadınlarımızı toplumumuzu aydınlatan faaliyetlerde bulunacaktır” dedi.
Karabük Barosu Kadın Hakları Kurulu Temsilcisi Av. Sibel Şirin, ise kadınların öncelikle demokratik bilince kavuşmaları gerektiğini, biat kültürünün etkilerinden kurtulmaları gerektiğini vurgulayarak, “ 150 yılı aşan Kadın Hakları mücadelesinde gelinen nokta maalesef içler acısıdır. Kadın erkek ilişkilerindeki sorunlar ve eşitsizlikler hem ülkemizde hem de dünya genelinde varlığını korumaktadır. Ülkemizde son dönemde kadınlar aleyhine hızla artan biçimde olumsuz gelişmeler yaşanmaktadır. Kadın cinayetleri ve kadınlara yönelik şiddet sıradanlaşırken, kadınımızı sosyal yaşamdan koparmaya yönelik adımlar da hızla atılmaktadır.Kadın cinayetleri ile kadınlara yönelen ruhsal ve fiziksel şiddet olaylarındaki olağanüstü artış karşısında ciddi hiçbir önlem alınmamaktadır.Tam aksine sorumluluk mevkiindeki pek çok kişi, kadın ile erkeğin eşit olamayacağını yüksek sesle TV ekranlarından dile getirerek kadınlar aleyhindeki gelişmelere çanak tutmaktadırlar. En son Tarsus’ta yaşanan olayda genç kızımız Özgecan’ın vahşice katledilmesi, sürekli aşağılanan ve ikinci sınıf olarak gösterilmek istenilen kadınımızın içler acısı durumunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bilinmelidir ki; bu ve benzeri cinayetler kadını yalnızca “cinsel obje” olarak gören ilkel zihniyetin kışkırttığı katillerin işidir. Kadın ve erkeğin sosyal hayatta birlikte olamadığı gelişmemiş ilkel toplumlar bu tür cinayetler için zemin oluşturmaktadır” dedi..