Grup toplantısında gündemi ve doğu bölgelerde devam eden operasyonları değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Doğu, Güneydoğuda’ki manzaralara Suriye’yi hatırlatıyor bize. Teröre karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunun hukuk içinde yapılması lazım. 78 milyon kendi kendine sormalı. İller ve ilçeler silah deposuna dönüştürülürken bu ülkenin başında kim vardı?” dedi. Ayrıca Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesi’ne saldırıda bulunan Abdurrahim Boynukalın’ın, geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı olmasına da, “Erdem, ahlak diyeceksiniz, medya özgürlüğü kırmızı çizgimiz diyeceksiniz, medyaya saldıran bir kişi Bakan Yardımcısı atayacaksınız. Hangi erdemden söz ediyorsunuz?” diyerek tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları;
Daha güzel, yaşanabilir, barış içinde, gelişen, işsizliğin olmadığı, bütün komşularıyla dost olan bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Bütün grup toplantılarımızın temel amacı da bu düşünceler üzerine inşa edilmiştir. CHP grubu Türkiye’nin sorunlarına çözüm üreten bir parti.
– DİLEK DOĞAN’IN ÖLDÜRÜLMESİ
Geçtiğimiz gün sosyal medyaya gazetelerin internet sayfalarına kısa bir kamera kaydı düştü. Bir çocuğumuzun nasıl öldürüldüğüne tanık olduk. Dilek Doğan’ın nasıl öldürüldüğüne tanık olduk. Aile perişan vaziyette. Annenin tek savunması elindeki terlik. Terliği polise atıyor. Polis kardeşlerime her zaman söyledim. Sizler bizim vazgeçilmezimizsiniz. Sizleri seviyorum. Sizler bu toplumun bireylerisiniz. İçimizden biri bir haksızlık yapıyorsa o haksızlığı siz öne çıkarın ki toplumun size olan saygısı daha da artsın. Sizin sorunlarınızı miting meydanlarında en çok dile getiren genel başkan benim. Terörle mücadele ediyorsunuz, yakınlarınız kaygı taşıyor. Eğer bir arkadaşınız haksızlık yaparsa o haksızlığı sakın gizlemeyin. Başka bir lider böyle konuşur mu bilmem ama ben vatandaşlarım arasında hiçbir ayrım yapmadım yapmayacağım.
“GAZETECİ ARKADAŞLARIMA SESLENİYORUM”
Eğer medyaya baskı uygulansaydı bu haber de yayınlanmazdı. Belki de Dilek Doğan haberini yapan gazeteci arkadaşımız da hapse atılacak. Ama gazeteci arkadaşlarımıza sesleniyorum, sizler bizlere doğruları aktardığınız sürece ister hapiste olun isterseniz dışarıda olun siz bizim başımızın tacısınız.
“HANGİ ERDEMDEN SÖZ EDİYORSUNUZ?..”
Erdem, ahlak diyeceksiniz, medya özgürlüğü kırmızı çizgimiz diyeceksiniz, medyaya saldıran bir kişi Bakan Yardımcısı atayacaksınız. Hangi erdemden söz ediyorsunuz? Erdem diyeceksin ahlak diyeceksin, erdemden ve ahlaktan yeterince nasibini alamamış kişiyi bakan yardımcısı yapacaksın.
TERÖRLE MÜCADELE
Teröre karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Teröre karşı devlet mücadele etmelidir. Devlet teröristleri etkisiz haline getirmeli midir, evet. 78 milyon vatandaşın şu soruyu sormasını istiyorum; İller ve ilçeler silah deposuna dönüştürülürken bu ülkenin başında kimler vardı?
“ÜLKENİN SORUNLARINI ÇÖZMEK KİN İŞİ, ÖFKE İŞİ DEĞİLDİR”
Kendisi sorunlu olan bir siyasi iktidar ülkenin sorunlarını çözemez. Ülkenin sorunlarını çözmek kin işi, öfke işi değildir. Biz Türkiye’nin sorunlarını en iyi bilen partiyiz. Her sonuna çözüm üreten bir partiyiz.
“HATA YAPMAYI SÜRDÜRÜYORUZ”
Türkiye’nin dış politikası tam bir fiyasko. Dün gençlere bir soru sordum, ‘AKP’nin dış politikası nedir?’ dedim. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacaktık, sıfır sorun olacaktı. Politikaya bakın şimdi sıfır komşu oldu. Bu yetmiyormuş gibi hata üstüne hata yapmayı sürdürüyoruz. Musul’a asker gönderdik Trabzon’a asker gönderir gibi.
“BAKKAL BİLE DAHA İYİ YÖNETİR”
İzin aldın mı? Almadın, neden “Biz büyük ülkeyiz.” 4 Aralık’ta kahraman gibi geziyorlar, bir gün sonra Irak Başbakanı çekilmenizi istiyor. 6 Aralık’ta Türkiye’ye 48 saat süre tanıyoruz diyor. Türkiye ültimatom alacak bir ülke midir? Hangi bilgi, birikimle bunu yapıyorsunuz. 7 Aralık’ta Dışişleri Bakanı “Davet üzerine gittik” diyor. 10 Aralık, durum kritik, müsteşarları Irak’a gönderiyorlar. Davutoğlu yine açıklama yapıyor, “Geri çekilmek söz konusu değil.” 11 Aralık bu sefer abisi Erdoğan konuşuyor, “Davete icabet ettik.” 14 Aralık birliklerin bir kısmı tıpış tıpış geri çekildi. 15 Aralık Numan Kurtulmuş “Geri çekilmedik” diyor. 16 Aralık ABD “Tüm güçlerinizi geri çekin” diyor. Bizimkiler esas duruşta. 19 Aralık, Davutoğlu DEİK’te konuşuyor “Askeri varlığımız sürecek” diyor. Şu hikmete bakın yine cumartesi günü Dışişleri Bakanlığı “Geri çekileceğiz” diyor. Bunlar devlet mi yönetiyor? Bakkal bile daha iyi yönetir.
“PUTİN BİLSİN Kİ TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYİZ”
Gittikçe karışan bir Suriye var. Putin açıkça Türkiye’yi tehdit etti ve ben bu tehdide en sert cevabı veren liderlerden biriyim. “Senin uçağın uçamaz, uçtuğunda da ben vuracağım” diyor. Türkiye’yi bu hale kim getirdi? Yazık günah değil mi? Durduk yere neden bütün komşuları Türkiye’nin başına bela haline getirdin. Tehdit ediyorlar, gıkın dahi çıkmıyor. Biz hiçbir tehdide boyun eğmeyecek bir ülkeyiz. Bunu herkesin de Putin’in de bilmesi lazım.