HER TÜRLÜ TERÖRÜN KARŞISINDAYIZ
Bölgenin en ciddi olayının terör olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Defalarca söyledim. Terör kimden, nereden gelirse gelsin, hangi amaçla gelirse gelsin, insan olarak, parti olarak, yol arkadaşlarımız olarak terörün her türlüsüne karşı çıkacağız. Terör bir insanlık suçudur. En büyük acıyı sizler yaşıyorsunuz. Bir şehit ailesine gittim, başsağlığı diledim, Vanlı bir kadın şunu söyledi. ‘İstirham ediyoruz, ayaklarını öpüyoruz, terörü bitirin, askerimiz, polislerimiz ölmesin’ Terör bu kadar bu bölgede can yakıyor. Çukurca’da 8 şehidimiz vardı. Bugün 1 tane daha geldi. Hepimizin içi kan ağlıyor. Böyle bir olayı nasıl oldu, kimler hangi gerekçelerle başımıza getirdi. 2002’de terör yok, 14 yıl geçti. Tek başınıza iktidarlar, suçlayacakları bir arı, bir sinek, bir kelebek bile yok. Nasıl oldu 14 yıl içinde Türkiye kan gölünün içinde kendisini gördü. Bu tabloyu kim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının önüne koydu. Hakkarili, İstanbullu kardeşim de bu soruyu sormak zorundadır” dedi.
BİLİNÇLİ OLARAK TÜRKİYE BİR ATEŞ ÇEMBERİNİN İÇİNE SOKULDU
Hükümetin terörü bitireceğini söylediğini ve bunun için CHP olarak kredi açtıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Ne oldu Türkiye’ye? ‘Efendim, terörü bitireceğiz’ dediler. Eyvallah dedik, kredi açıyoruz dedik. yol haritası gösterdik, bununla çözmeyeceğiz dediler. Çözdüler mi? Hayır, daha büyük belalar açtılar arkadaşlar. 2013’te söyledim, bu sorun sıradan bir sorun değil. Bakkalın, manavın sorunu değil. Bu sorun tarihsel birikimi olan bir sorun, bu sorunu beraber çözmek zorundayız. Sorunun adresi Meclis’tir dedik. Hatırlattım kendisine, sorunu çözmek için samimi ve dürüst olacaksın, gizli kişisel ajandan olmayacak. Millete hesabını veremeyeceğin vaatlerde bulunmayacaksın. Millete ve muhalefete bilgi vereceksin. Bugün faturayı kim ödüyor? Faturayı Başbakan mı ödüyor, Cumhurbaşkanı mı ödüyor? Beyefendi sarayında oturuyor, her gün şehitler geliyor. Bu akşam düğün dernek yapacak beyefendi. Bunun hesabının sorulması lazım. Bunu sormayıp da neyi soracaksınız? Bunu gündemde tutmayıp da neyi tutacaksınız? Türkiye’yi terör bataklığına kimler sürükledi? Bilinçli olarak yapıldı bunların tamamı. Silahlar dağıtıldı. Bilinçli olarak, Türkiye bir ateş çemberinin içine sokuldu. Vanlılar ödedi? Tarihin en zengin kültürü burada Van’da. Gidin kalesine, ovalarına, yaylalarına bakın turist mi var? Niye gelmiyor? Patlayan bombalar diyorlar. Hayır efendim Paris’te de başka ülkelerde de bombalar patlıyor. Sorun Türkiye’nin bozulan imajı. Türkiye’yi Avrupa ülkesi olarak görmüyorlar. Ortadoğu bataklığının parçası haline geldi diyorlar. Kim getirdi Türkiye’yi bu hale?” dedi.
CHP KUVAYİ MİLLİYECİDİR
Ülkedeki tüm insanları sevdiklerini belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Terör nedeniyle 200 bin kişinin yerinden yurdundan edildiği söyleniyor. Kimisi Van’a geldi. Kimisi Diyarbakır’a. Nasıl yaşıyorlar bu insanlar? Sur’dan kaçan vatandaşlar, Diyarbakır’ın varoşlarında üç dört aile bir arada kalıyor. Bu hükümet onlara el uzatıyor mu? Onlara her gün yemek götüren TIR’larla yardım götüren CHP’dir. Ülkemizi insanımızı seviyoruz. Kimliği ne olursa olsun, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun başımın üstünde yeri var. Bu sorunu çözmek mi istiyorsunuz, adına ister doğu-güneydoğu ister Kürt sorunu deyin, bu sorunu ancak ve ancak CHP çözer. Bu sorunu çözmeye kararlıyız. Bizim dışımızda başka bir parti çözemez. CHP, Kuvayı Milliyecidir. Türkiye’nin geleceğinden alacağımız kararlar nedeniyle endişe etmez, sorunun çözüm yeri meclisse, çözüm anahtarı da tam demokrasi ve özgürlüklerden geçiyor. Birisi eline sopayı alacak toplumu dizayn etmeye kalkacak, vatandaşı dizayn etmeye kalkacak. Bu ülkeye tam demokrasi ve tam özgürlükleri getireceğiz. Bu ülkede terör sorununu da ancak biz bitireceğiz. 7 Haziran’dan bu yana 500’ün üzerinde şehit var. Bilinçli olarak yapıldı. Urfa Ceylanpınar’da 2 polis öldürüldü. Kim yaptı? Failler bulunmadı. Niye bulunmuyor? Hangi gerekçeyle buunmuyor? Bu bölge insanının çok dikkatli bunları izlemesi lazım” dedi.
SEN ANCAK TENEKEDEN KOMUTAN OLURSUN
Terörün ekonomiyi de vurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Buradaki esnafın tüccarın ne günahı var. Bu bölge bütün Ortadoğu’yu besliyordu. Şimdi dışarıdan alıyoruz. Bölge halkını teröre ezdirdi. Bu yetmedi, bi de başımıza ithal terör geldi, IŞİD. Bir sabah kalktık Suriye’yi baş düşman ilan ettiler. Ne oldu. Kardeşim diyordun. Esad’a. Nasıl bir devlet yönetimi, nasıl bir öngörme yeteneği. En uzun sınırımız yol geçen hanına döndü. Kilis burnumuzun dibinde. Her gün roket ve top atışları var. Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ilin kanaat önderleri, gazeteye ilan veriyor. Nerede bu hükümet diye? Kim getirdi bu hale. IŞİD’i vuramıyorlar, ama IŞİD vuruyor. Öyle yanlış politikalar var ki. Mavi Marmara ile İsrail’i başdüşman ilan ettiler. 9 vatandaşımızı açık denizlerde İsrail vurmuştu. İsrail’le barışmak için tazminat ödeyeceksin. Gazze’ye gideceğim dedi. Dedim seni alnından öpeceğim. Gazze’nin ‘g’ sini bile ağzına almadı. Kapalı kapılar ardında İsrail’e önce OECD, sonra NATO’nun yolunu açtılar. İsrail özür mü diledi. Tazminat mı verdi. Ablukaları mı kaldırdı? Hayır. Allayıp, pullayıp kahramanlık edebiyatı yaptığı dönemde baş düşman ilan etmişti. Şimdi muhtacız diyor. Türkiye gibi bir ülke muhtaç hale geldiyse, utan o koltuğunda. Ne diyordu ‘ben komutanım’ sen ancak tenekeden komutan olursun” dedi.
AĞLAMAYAN ANNE KALMADI
Çağdaş bir anayasaya ihtiyacın olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Kan gövdeyi götürmüş, beline kadar kanın ortasına oturmuş, her gün insanlar öüyor. Anneler ağlamayacak diyordu. Ağlamayan anne kalmadı. Bunları bir tarafa bıraktı. İlla ben başkan olacağım diyor. 14 yıldır bu memleketi tek başına yönetiyorsun. Yapmak isteyip de yapamadığın ne oldu? Ne istiyorsun bu milletten? Milletin başına bir numaralı bela olmuş, bir numaralı bölücü olmuş” dedi.
TOBB’DA SÖYLEDİĞİMİN AYNISINI SÖYLÜYORUM
TOBB’da yaptığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük tepki gösterdiği konuşmayı tekrarlayan Kılıçdaroğlu bu sırada salonda bulunanlar tarafından ayakta alkışlandı. Kılıçdaroğlu, “Aynı şeyi yine söylüyorum. Biz ülkemizi seviyoruz. Gönül bağı olsun, olmasın, bütün insanlarımızın özgürce düşüncelerini ifade etmelerini istiyoruz. Benim gibi düşünmedi diye alıp adamı hapse mi atacaksınız? Öğretim üyeleri, vay sen misin bildiri imzalayan. Vatan haini ilan etti. Düşüncesini beğenirim beğenmem, o insanın özgürce açıklamasına imkan vermek zorundayız. Allah’ın verdiği aklı kullanmama engel oluyorsun sen. Kalkmış konuşma yapmış, kendisini muhatap almıyoruz. TRT bir kanal açsın, RTE kanalı olsun adı. 24 saat ne istiyorsa konuşsun. Tuvalete giderken, malı götürürken, sarayda gezerken, kahvaltı yaparken hepsini versin. Diyor ki, ‘Milletin iradesine ihanet etmiştir.’ Milletin iradesine ihanet eden adam sensin. Açıkça ihanet eden sensin. 23 milyon 600 bin oy alan Davutoğlu’na sen demedin mi istifa et diye. Sen kendi iradeni milli irade olarak görüyorsun. Senin iraden milli irade olamaz, o senin bağnaz iradendir. TOBB’da konuşma yaptım. Aynı şeyi söylüyorum. Bir kişi konuşacak Türkiye susacak. Biri konuşacak hakim ona göre karar verecek, bir kişi konuşacak ona göre milletvekili listeleri hazırlanacak. Bir kişi konuşacak istediği adam hapse girecek. Böyle bir sistemi kan dökmeden gerçekleştirmezsiniz. Aynı şeyi tekrar söylüyorum. Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanırız diyoruz. Kan dökmek sizin geleneğinizde var. Her gün onlarca kişi hayatını kaybetmiyor mu? Kandan beslenen bir insan, açık net. Erdoğan kandan beslenen birisi. Milleti ayırıyor, bölüyor. Kandan besleniyorlar. Arkadan hançerleme geleneği de var bunlarda. Erbakan’ı arkadan hançerlediler, el ayak öpüyorlardı, sonra Kaddafi’ye gitti el etek öptü, ne oldu arkadan hançerledi. ‘Kardeşim Esad’ diyordu, en son örnek Davutoğlu. Elinde hançer, arkadan hançerledi. Sen arkadan hançerlemeyi seven birisisin, senin yüreğinde insan sevgisi yok. Türkiye tarihinin en derin krizlerinden birisini yaşıyor. Cumhuriyet, bir kişinin iki dudağı arasına hapsedilmek isteniyor. Buna asla izin vermeyeceğiz. İstediği kadar sarayında debelensin, biz bu ülkede demokrasi, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğünü sokakta bulmadık. Demokrasinin bedellerini ödemeye hazırız. Hapse atarlar diyorlar. Hapse atmazlarsa namerttirler, hiç korkmayacağız. Çekinmeyeceğiz. Demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini değiştirmek, dikta yönetimini getirmek istiyorlar. Anayasa’dan laiklik çıkmalıdır dedi. Maclis Başkanı. Ne gelecek, ortadoğu bataklığını görmüyor musun? İnsanlar birbirini boğazlayacak, utanmıyor musun? Ne senin boyun, ne senin kilon buna yetmez arkadaş” dedi.
SEVSİNLER SENİN SAVCILARINI
Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle tamamladı: “Baskı yapıyorlar, sanıyorlar ki geri adım atacağız. İster yandaşlarını, ister havuz medyanı, istersen mafya bozuntusu arkadaşlarını getir. Yıldıramazsın. Sevsinler senin savcılarını. Biz o savcılardan korksaydık zaten siyasete girmezdik. Bu ülkede terör bitecekse, demokrasiyle, özgürlüklerle bitecek. İnsanların düşüncelerine kelepçe vuramazsın, herkes çıkacak adam gibi düşüncesini anlatacak. İsteğimiz budur bizim. 81 il başkanımızı burada toplamamızın ayrı bir önemi var, bir bütün olarak görmek istiyoruz Türkiye’yi. Kardeşçe, biz biriz ve kimse bizi ayıramaz. Bir aradar yaşayacağız. Birilerinin tuzağına asla düşmeyeceğiz.”
Toplantı daha sonra basına kapalı olarak sürdü.