CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara saldırısına ilişkin açıklamasında hükümeti suçladı.
Ankara’da 37 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıya ilişkin açıklama yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR
Önce bir konuda bütün partilerin Türkiye’deki bütün sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının, yani 7’den 70’e hepimizin üzerinde anlaşacağı bir konu olmalı. Terör kimden, nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur. Teröre karşı ortak, dik ve onurlu duruşumuzu sergilemek zorundayız. Bu konuda üstümüze düşen ne varsa CHP olarak yerine getirmeye hazırız, bunu her yerde, her ortamda ifade ettik. Kandan beslenen bir görüş, yaşlı-çocuk ayrımı yapmaz.
TERÖRÜ BİTİRMEK İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİRİZ
Terörle mücadele konusunda her olay sonra televizyonların karşısına geçtim ve şu çağrıyı yaptım: Terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız, her türlü desteği vermeye hazırız. Defalarca söyledim. Ne istiyorsanız her türlü desteği vermeye hazırız… Yeter ki bu ülkede terörü bitirelim. Bizim üstümüze düşen bir görev varsa söyleyin, gereğini yapalım. Terörü beraber bitirelim. Bu ülke mutlu insanların yaşadığı bir ülke olsun.
NE OLDU DA TERÖR TÜM YURDA YAYILMAYA BAŞLADI
Gayet iyi biliyorsunuz. 7 Haziran sonrası bir tablo ortaya çıktı ve terör azmaya başladı. Çıkıp meydanlarda şunu söylediler: “Bizi tek başına iktidara getirin, terörü bitireceğiz.” Terör bırakın bir bölgede olmayı, Türkiye safına yayıldı. Vatandaşlarıma şu soruyu soruyorum: “Ne oldu da terör bütün yurda yayılmaya başladı? 14 ülkeyi yönetenler acaba ne yapıyorlardı?” Bu ülkede terör olmasın diyen her vatandaş sormalıdır, sorgulamak zorundadır. Ankara’da bu kaçıncı saldırı…
AYLARDIR ANKARA’YA EMNİYET MÜDÜRÜ ATAYAMAYAN BİR İKTİDAR..
Her saldırıdan sonra önlem alıyoruz ama her saldırıdan sonra neredeyse daha çok insanımız hayatını kaybediyor. Bunu da vatandaşlarımızın kendisine sorması lazım. Yönetenler, 14 yıldır yönetenler belli. Hesabını vermeleri lazım. Neden oluyor bunların hepsi? Hükümetsiniz, devleti yöneteceksiniz, vatandaşın güvenliğinden siz sorumlusunuz. Davutoğlu’na açık çağrı yapıyorum: Ankara Emniyet Müdürü’nü sen atayamıyorsan bana söyle beraber olalım, kimi istiyorsanız atayalım. Aylardır Ankara’ya Emniyet Müdürü atayamayan bir iktidar terör örgütünü engelleyebilir mi? Çıkın söyleyin, ben atayacaktım şu engel oldu deyin, beraber üzerine yürüyelim.
GİZLİ SERVİS AJANLARI TÜRKİYE’DE AT KOŞTURUYOR
Bütün ülkelerin gizli servis ajanları Türkiye’de at koşturuyor. Nasıl bu hale geldik biz? Her yerde bunları görebiliyoruz. Nasıl oluyor, neden oluyor? Almanya’da Fransa’da ABD’de Rusya’da olmayan bir olay neden Türkiye’de oluyor. Bütün gizli servislerin rahatça çalışacakları bir alan mıdır Türkiye? Anayasamızın 112. maddesi var, siyasi sorumluluktan söz eder. Ülkeyi yönetenlerin siyasi sorumluluğundan söz eder. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti terör dolasıyıla. Kim bunun sorumlusu, kim? Bizim mahalledeki bakkal değil, alışverişe giden vatandaş değil, Şanlıurfa’daki taksici değil. Dünyanın bütün demokrasilerinde bunun sorumlusu siyasi iktidardır.
YÖNETİM KRİZİDİR BU, BİZ BUNU HAKETMİYORUZ
Davutoğlu’na çağrı yapıyorum, siz töhmet altında kalıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz imajı sizin yakanıza yakışıyor. Ankara’ya bir emniyet müdürü bile tayin edemeyen kişiye sorumluluk verirseniz, aynı sorumluluğu paylaşmış olursunuz. Görevini yerine getiremiyorsa alacaksınız görevden. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en derin krizlerinden birisini yaşıyor. Yönetim krizidir bu. Yönetilmiyor, tek kelimeyle söyleyeyim savruluyor. Biz bunu haketmiyoruz.
VATANDAŞ SİZE, BİZE YENİ DERTLER YARATIN DİYE OY VERMEDİ
Hepimizin gözlerinin önünde savrulan bir Türkiye’yi görmek istemiyoruz. En acı feryat annelerin feryadıdır. Evlat acısıdır en büyük acı. Bu acıyı bu ülkeye yaşatanlara biz ne söyleyeceğiz? Bu acıya katlanmak bizim hakkımız mıdır, işimiz midir? Kim bize bu acıyı tattırıyor? O annelerin acıları emin olun dünyayı kapladı. Ama hala birileri duymazlıktan geliyor. Söylüyoruz, çözeceksiniz size her türlü desteği verelim. Buyrun çözün, iktidarsınız, vatandaş size oy verdi. Bize yeni dertler yaratın diye oy vermedi, dertlerimizi çözün diye verdi.
TÜRKİYE, KURUCU AYARLARINA DÖNMEK ZORUNDA
Devletin imkanlarını kendiniz için kullanırsanız bu tür ortamlara zemin hazırlarsınız. Türkiye’nin geldiği nokta budur. Acilen ne yapmalıyız? Önce Türkiye kurucu ayarlarına dönmek zorundadır. Türkiye hangi ayarlarla kurulduysa dönmek zorundadır. Bütün komşularıyla barış içinde, dostluk içinde bir çerçeveyi oluşturmak zorundadır. Kurucu ayarlarına dönmeyen bir Türkiye felakete hazır bir Türkiye’dir. İsrail, Suriye, Irak, İran, Rusya, Libya ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. Yaptıkları kavganın faturası gariban annelere çıkıyor. Bu dış politikanın 180 derece değişmesi gerekiyor. Değişmedikçe Türkiye terör ithal eden ülke olarak devam edecektir. Terör tek başına bir siyasal partinin sorunu olmasının ilerisine geçmiştir. Bizim ulusal sorunumuz haline gelmiştir. Terör konusunda bütün siyasal partilerin ortak mücadele etmesi lazım.
TERÖR KONUSUNDA MECLİS HAREKETE GEÇMELİ
En büyük görev TBMM Başkanı’na düşüyor. Parlamentoyu çalıştırmalı, sorunun çözümü konusunda TBMM’yi çalıştırmalı. Sayın Meclis Başkanı’ndan istirhamım, madem ki TBMM’ye gazi Meclis diyoruz, şimdi o işleme dönmeli. Terör konusunda TBMM harekete geçmeli. Nasıl çözüleceği konusunda net açık iradesini ortaya koymalı. Biz hazırız. 9 kez araştırma önergesi var, şu terör konusunu çözelim. Hükümet gelsin bilgi versin, arzu ediyorlarsa kapalı toplantı yapılsın; 9’unda da red çıktı. Aynı düşüncemizi Meclis Başkanı’na yapıyoruz.
BİR BAKAN GÖREVİNİ YAPAMIYORSA ORADA DURMAMALI
Anayasaya sadakat yemini ettik, bu anayasaya uyacağız diye. Eğer bir bakan görevini yapamıyorsa annelerinin feryatları bile onun kulaklarına henüz ulaşmamışsa o kişi orada durmamalı. Bu görev Davutoğlu’na düşüyor. Siyasi sorumlu kimse sorumluluğunun gereğini yerine getirsin. Devlette ciddi bir çürüme var, eğer bir hükümet, bir ilin emniyet müdürünü atamaktan acizse orada bir çürüme var demektir. Konunun uzmanını teslim edeceksiniz ki sağlıklı çözeceksiniz.
GAZETECİ ABDÜLKADİR SELVİ’YE TEPKİ
Neredeyse her televizyon kanalının içinde bir hükümet komiseri bir arkadaş vardır. “Terörle yaşamaya alışmalıyız” diye alıştırıyorlar. Niye alışmalıyız? Bir beceriksizliği halka fatura etmenin anlamı nedir? Bunun anlamı nedir acaba? Terörle yaşamaya alışmayı hangi gerekçeyle diyorsunuz? Aydın diye de geçiniyorsunuz ayrıca. Televizyon ekranlarına sizi sorunu nasıl çözebiliriz diye çıkarmaları gerekir. Bu hükümet terörü sürdürecek, sizler terörle yaşamaya alışın. Neden? Hangi gerekçeyle bunu bize söylüyorlar? Türkiye Cumhuriyeti bu kadar beceriksiz mi? Olayları görme, sezme ve çözme yeteneği vardır. Açık ve net düşüncelerimizi söylüyoruz.
YİNE, CHP KARŞI DİYECEKLER..
Her bomba patlamadan sonra göz yaşları döküyoruz. İyi de bizim aklımız yok mu? Bunun alt yapısını neden oluşturmuyoruz? Zaafı olan kurumların yöneticilerini alırsınız, almazsanız siz ortak olursunuz. Yine CHP karşı diyecekler, evet CHP teröre karşı kardeşim. CHP anaların ağlamasını istemiyor. Bunu da demokrasi ve özgürlükler çerçevesinde istiyor.