Yaz Kur’an kurslarının başlaması vesilesiyle Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün düzenlediği açılış programına Ankara’nın çeşitli ilçelerinden yüzlerce çocuk katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı konferans salonunda gerçekleşen programa katılan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştı. ‘Sizler bizim en aziz misafirlerimizsiniz. Bugün bizim sevinç günümüzdür’ diyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, yaz Kur’an kurslarını ve Kur’an eğitimini son derece önemli bulduklarını kaydederek, Diyanet İşleri Başkanlığının sayısız hizmetleri arasında en önem verdikleri hizmetin, geleceği inşa eden yaz kursları olduğunu belirtti.
“YAZ KURSLARIMIZ MİLLETİMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA ETMEYE YÖNELİKTİR”
Doğru bir din eğitiminin çocukların hayatında başarıya neden olacağına değinen Görmez, bazı hatırlatmalarda da bulunduğu konuşmasında şunları söyledi; Diyanet İşleri Başkanlığımızın kuruluşundan bugüne kadar milletimize ve bütün insanlığa karşı yürüttüğü hizmetlere baktığımız zaman; din hizmetleri, din eğitimi, dini yayınlar, cami hizmetleri, cami dışındaki hizmetler, sosyal içerikli din hizmetleri, engelli kardeşlerimize yönelik hizmetler, gençlerimize, ailelere yönelik hizmetler, hastanelerde ve hapishanelerdeki vatandaşlarımıza yönelik hizmetler gibi pek çok alanda hizmetleri var. Bu hizmetler içerisinde en önemsediğimiz hizmetlerden bir tanesi her sene düzenlediğimiz yaz Kur’an kurslarımızdır. Bütün hizmetlerimiz daha çok bugünü inşa etmeye yönelikken, yaz kurslarımız milletimizin geleceğini inşa etmeye yöneliktir. Tarih sahnesinde bize süreklilik kazandıran, kimliğimizin mayası olan yüce dinimizi ve yüce Kitabımızı öğretme imkanı verdiği için, ülkemizin her köşesinden çocuklarımızı buluşturan Allah’ın varlığı ve birliğinde onları buluşturan, sevgili Peygamberimizin sevgisinde onları buluşturan bir duygu birlikteliği inşa ettiği için Diyanet İşleri Başkanlığının yaz kursları hizmeti çok çok önemlidir.”
“DİN ÖĞRETİMİ BAŞKADIR DİN EĞİTİMİ BAŞKADIR”
Görmez, “Din eğitimi önemlidir. Din eğitimi doğru verildiği zaman, çocuklarımızın ve gençlerimizin fıtratına uygun, doğru bilgilerle donatıldığı zaman hayatın her alanında onları başarılı kılar. Bu topraklarda asgari seviyede bir din eğitimi almayan bir çocuğumuzun, bu ülkenin tarihinden, kültüründen haberdar olması mümkün değildir. Asgari seviyede din eğitimi almayan bir çocuğumuzun, bir gencimizin bu toprakların türkülerini, şarkılarını bile anlaması mümkün değildir. Din, tarihimizi, medeniyetimizi ve kültürümüzü inşa eden bir değerler manzumesidir. Okullarımızda din öğretimi veriliyor ancak din eğitimi Diyanet İşleri Başkanlığı marifetiyle veriliyor. Din öğretimi başkadır din eğitimi başkadır. Din öğretimi sadece din konusunda çocuklarımızı bilgilendirir. Ancak din eğitimi çocuklarımızın aynı zamanda dinin o yüce değerlerini yaşamayı, o değerlerle birlikte yükselmeyi, o değerlerle birlikte yücelmeyi öğreten bir eğitimdir” diye konuştu.
“BİR MİLLET EĞER ÇOCUKLARINA DEĞER VERMEZSE, O MİLLETİN GELECEĞİNİ GÖRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Görmez,” Buradan anne babalarımıza, Kur’an kursu öğretmenlerimize ve camilerimizin daimi cemaati olan büyüklerimize birer mesajımı ifade etmek istiyorum. Sevgili anne babalar, öncelikle Allah’ın en büyük nimeti olan çocuklarınızı Allah sizlere bağışlasın. Bir millet eğer çocuklarına değer vermezse, onları iyi yetiştiremezse o milletin geleceğini görmesi mümkün değildir. Onlara vereceğimiz en büyük değer, öncelikle onları bize bağışlayan rablerini onlara öğretmektir. Peygamber sevgisini onların o minik yüreklerine yerleştirmek anne baba olarak bizlerin en büyük vazifesidir. Diyanet İşleri Başkanlığının başlattığı bu güzel faaliyete çocuklarımızı gönderelim. Çocuklarımız Allah’ın evlerinde, cami atmosferinde, mihrabın minberin arasında Allah’ın kitabını öğrenme nimetinden mahrum kalmasınlar” dedi.
“KİM KUR’AN ÖĞRENMEK İSTİYORSA BİZ ONLARIN AYAKLARINA GİDERİZ”
Görmez, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz diyorduk ki, ‘Bize gelen herkese biz Kuran’ı Kerim’i öğretiriz’ diyorduk ancak artık diyoruz ki, ‘Kim Kur’an öğrenmek istiyorsa biz onların ayaklarına gideriz’ diyoruz. Bu inançla her görevlimiz seferber olmuş vaziyettedir. Allah’ın kitabını öğrenmek isteyen her kardeşimize bunu öğretmek bizim vazifemizdir. İkinci çağrım Allah’ın kitabını öğretecek olan hocalarımıza… Allah’ın kitabını öğretmek büyük bir nimettir. Öğretmenlerimiz bu iki ay kendilerini tamamen çocuklarımıza adayarak, Allah’ın kitabını, Peygamberimizin hayatını, inancımızın temel ilkelerini en güzel şekilde öğretsinler. Anne babalarımızın bize emanet ettiği bu çocuklar benim en güzel misafirimdir. Camilerimizin kapısında bu çocuklarımızı tebessüm ederek, sevinçle güler yüzle karşılayalım. Onlarla dost ve arkadaş olalım. Tıpkı Peygamberimiz gibi. O en güzel çocuk dostuydu. Güler yüzü eksik etmeyelim. Onlarla birlikte zaman geçirelim. Bunun bir ibadet olduğunu, Allah’ın nimeti olduğunu unutmayın. Bir tek çocuğumuzun kalbine, muhayyilesinde kazandıracağınız Allah’ın kitabından bir güzellik dünya hayatı ve dünya hayatından sonra da size yazılacak olan bir iyilik ve güzellik olacağını unutmayalım. Aynı zamanda bize gelen çocuklarımıza örnek olalım. Sadece elifi öğretmekle kalmayıp elif gibi düzgün olmayı da öğretelim. Bu da ancak yaşayarak, örnek olarak öğretilir. Elifi ve elif gibi düzgün olmayı, doğru olmayı, anne babaya, bütün kainata tabiata karşı sevgili ve merhametli olmayı öğretelim. Onlara sadece bir dilin Elif-Ba’sını öğretmeyelim, sevginin ve merhametin de Elif-Ba’sını öğretelim. Biz onlara aynı zamanda Allah’a ibadet etmenin güzelliklerini öğretelim” diye konuştu.
“CAMİYE GELEN ÇOCUKLARIMIZ ALLAH’IN MİSAFİRLERİDİR”
Görmez, “Üçüncü çağrım ise camilerin daimi cemaati olan büyüklerimize… Camiye gelen çocuklarımızı Allah’ın misafirleri olarak kabul etmeliyiz. Onlara karşı cami içerisinde, elbette büyük olarak öğreteceklerimiz vardır ancak sevgiyi şefkati elden bırakmayalım. Onların zihninde camiye yönelik küçük yanlışın dahi kalmasına dahi izin vermeyelim. Camilerimize Kur’an öğrenmeye gelen çocuklarımızdan sevgi ve şefkati esirgememeliyiz. Eğer biz büyükler camilerde saf tutup namaza durduğumuzda arkadan çocuk cıvıltıları gelmiyorsa geleceğimizden endişe etmeliyiz. Bilakis bu cıvıltıları zikir gibi görmeliyiz. Caminin tesbihatıdır o sesler. Camileri cennet bahçelerine çevirmek istiyorsak çocuklarımızla doldurmalıyız camilerimizi. Aileler ister tatile gitsin ister evlerinde kalsınlar, ister yaylalara çıksınlar ister mevsimlik işçi olarak başka şehre gitsinler bilsinler ki Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her nerede olursanız olun sizlerin gençlerimizin, çocuklarımızın hizmetinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum” dedi.
Yaz Kur’an kursuna katılacak öğrencilerin çeşitli etkinlikler düzenlediği programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Ünal, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara İl Müftüsü Prof. Dr. Mefail Hızlı ve Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileriyle birlikte yüzlerce çocuk katıldı” dedi.