Medyanın “amiral gemisi”nin sevk ve denetiminden sorumlu, özel yetkili medya müfettişi, “PKK’ya karşı da Yenikapı ruhu”na ihtiyaç olduğunu yazdı dün.
Buna itirazım yok.
Ama…
PKK’ya karşı topyekün, milli birlik ve bütünlük halinde mücadele neden şimdi, yani terör örgütünün “AKP’li siyasetçileri hedef alması üzerine” gündeme geldi?
Buna itirazım var.
“Askerin görevi ölmek” kafasıyla aynı alt metnin üzerine inşa edilen cümleler değil mi?
***
PKK, misal 31 Mayıs 2010’da İskenderun’daki Deniz Üs Komutanlığına bağlı İkmal Birliğine roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırıp 6 askerimizi şehit ettiğinde “açılım ruhu” lazımdı…
PKK, Diyarbakır Silvan’da dinlenmekte olan askerlere el bombalarıyla saldırıp 13’ünüşehit ettiğinde “Oslo ruhu” lazımdı…
PKK, Hakkari Çukurca’da askeri konvoyu hedef alıp da 12 evladımızı katlettiğinde “süreç ruhu” lazımdı…
19 Ekim 2011’de yine Çukurca’da 24 asker…
21 Şubat 2012’de Cudi dağında 6 özel harekat polisi…
19 Haziran 2012’de Hakkari Yüksekova Dağlıca Karakolunda 8 asker…
Hiçbiri “Yenikapı ruhu”nu gerektiremedi; gittiğiyle kaldı herbiri…
***
Şimdi “Yenikapı ruhu”na ihtiyaç olduğunu çünkü “PKK’nın siyaseti sindirmesine izin verilmemesi gerektiğini” söylüyorlar.
Valiler, kaymakamlar onca tehdide uğradı; öğretmenler, doktorlar, hemşireler hunharca katledildi; PKK’nın bürokrasiyi, devletin bedene bürünmüş olan halini kamu personelini sindirmesine izin verildikten sonra…
PKK’nın bölge halkını sindirmesine izin verildikten sonra…
“Siyaseti sindirmesin”miş;
Siyaset mi kaldı; olsaydı PKK’ya kendini sindirme zeminini yaratır mıydı?
***
İhanet cephanesinde
değişen bir şey yok
———
Sene 1920…
AKP’lilerin adına vakıf kurup “iade-i itibar” verdiği Mustafa Sabri Efendi başkanlığındaki (Başkan Yardımcısı da İskilipli Mehmed Atıf Efendi’ydi) Cemiyet-i Müderrisin bildirisi:
“Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı bir topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır…
***
Sene 2016…
AKP’lilerin en itibar ettiği “akıl hocası”nın ifadesi:
“Keşke Yunan ordusu galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. N şeriat yıkılırdı…
İhanet cephesinde değişen bir şey yok demek ki.
***
Bu ne perhiz…
——
Yıllardır “özel hayatın gizliliği”ni, “mahrem”i savunan, siyasetin, “yatak odası”nı “genel”e ifşa yoluyla dizaynına karşı çıkan insanların Berat Albayrak hakkındaki “cinsel” sızdırmaya şehvetle atlaması sorgulanması gereken bir tutarsızlık değil mi?
İktidar muhalefete yaptığında kınadıklarımızı, “muhalefet” görünümlü kripto yapılanmalar iktidara yapınca alkışlayacak mıyız yani!
Tiksindirici.
***
“Ahlak”tan bahsediyorsanız her şeyden önce kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi bir başkasına yapmayacaksınız!
***
O kadar acıklı bir haldeyiz ki Fethullah Gülen’in misyonunun sahih olup olmadığını tespit için Said-i Nursi’nin misyonundan medet umuyoruz!
***
Ne saçma…
—–
Başkanlık sisteminin ne kadar da elzem olduğunu anlatmak için “Mevcut parlamenter sistemin zaman zaman istikrarı sağlıyor olmasına rağmen, büyük bir zaman diliminde de zayıf iktidarlar nedeniyle Türkiye’nin dertlerine çözüm üretemediği de bir gerçektir” demek, 14 yıldır tek başına iktidarda olan AKP’nin “başarısızlık” itirafı değil midir aynı zamanda?
Ben “başbakan” oldum başaramadım, “cumhurbaşkanı” oldum başaramadım, “başkan” da olayım belki o zaman başarırım diye mi oy isteyecekler kampanyalarında?
***
Kampüsten…
—–
İstanbul Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü üyesi öğrenciler “üniversiteler terörün değil cumhuriyet ve bağımsızlığın yuvasıdır” diye haykırıyorlar; umarım rektörleri de bu sesi duyar!
Yeniçağ