Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) Genel Müdürü Ercüment Ünal, “Global çelik sektörünün beklentilerine baktığımızda mevcut arz-talep dengesinde sektör şu an kendi yönünü zaten bilmiyor.Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) Genel Müdürü Ercüment Ünal, “Global çelik sektörünün beklentilerine baktığımızda mevcut arz-talep dengesinde sektör şu an kendi yönünü zaten bilmiyor. Herkes arzın artmasını istiyor, sanayileşmenin artmasını istiyor, aslında temelde arzın önce kısılması gerekiyor, önce talebin arttığını görmek gerekiyor. Ama talepte en küçük artışta herkes kapalı kapasitelerini açtığında açılan kapasiteler arz fazla geldiği için tekrar sıkıntı oluyor.” dedi.
Ünal, Karabük Üniversitesi (KBÜ) tarafından Demir Çelik Enstitüsü Konferans Salonu’nda “3. Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu” kapsamında düzenlenen “Küresel Çelik Endüstrisi ve Beklentileri” panelinde yaptığı konuşmada, önceden çelik sektörünün 3 yıl iyi gittiğini, ardından dip yaptığını ve sonra toparladığını söyledi.
Global çelik endüstrisinin şu an kapasite fazlası itibarıyla arz talep dengesinde 2015’ten bu yana bir sıkıntı yaşadığını ifade eden Ünal, “Bu sıkıntının temel sebepleri, 2002-2006 arasında olimpiyatlar sebebiyle Çin, bir kapasite artışı yaptı, daha sonra bu kapasite artışı olimpiyatlar bitti, 1-2 sene daha idare etti, arkasından 2008 krizi geldi. 2008 krizinden sonra toparlandı ama elinde yüksek kapasite olduğu için bir şekilde kapasite kısma programına doğru yönlendirildi. Dünyadaki arz-talep dengesinde Çin bazlı tesislerin devlet desteklerinin olması itibariyle zararına da olsa mal satması piyasa fiyatları aşağıya çekti, Orta Doğu‘da oluşan bu adına ‘ Arap Baharı‘ dedikleri sıkıntılar sebebiyle Türkiye‘nin ciddi pazarı olan Orta Doğu‘da da artık gerek Çin‘in gerek Türkiye‘nin mal satacağı ülkeler çok azalmış ve tonajlarda sıkıntıda.” diye konuştu.
“Çelik kapasitesinin yüzde 50’sini Çin üretiyor”
Geçmişte 3-4 yıllık verilere göre yaptıkları tahminlerin artık 3 aya indiğini aktaran Ünal, şöyle konuştu:
“Yani 3 yılda yaşadığımız şeyleri biz 3 ay içerisinde, hurdalar 3 ay önce burada 300 dolardı, bir panik oldu 260’a indi, 10 gün öyle devam etti, sonra bir hareket tekrar 300’e çıktı, şimdi tekrar indi. Biz trendleri şöyle yaşardık: 260’dan başlardı sağlıklı bir şekilde 300’e doğru giderdi insanlar oluşan taleple satışlarını yapardı. Şimdi fiyat gelebileceği yere kadar geliyor, bakıyor ki talep ve mamul fiyatı girdi fiyatını desteklemiyor, fiyat kendini geri kırıyor aşağıya. Dolayısıyla global çelik sektörünün beklentilerine baktığımızda mevcut arz-talep dengesinde sektör şu an kendi yönünü zaten bilmiyor. Herkes arzın artmasını istiyor, sanayileşmenin artmasını istiyor, aslında temelde arzın önce kısılması gerekiyor, önce talebin arttığını görmek gerekiyor. Ama talepte en küçük artışta herkes kapalı kapasitelerini açtığında açıla kapasiteler arz fazla geldiği için tekrar sıkıntı oluyor.”
2015-2016’da Türkiye, Avrupa ve Amerika‘ya tehditleri sebebiyle Çin‘e ciddi vergiler konulduğunu vurgulayan Ünal, ” Çin için önemli değil. Çünkü devlet destekli olduğu için o vergiyi ödeyip yine bir şekilde mal sattılar. Örnek olarak; bizim 400 dolara sattığımız bir mamulü Çin, üstüne navlunu da ödeyerek Türkiye‘ye 350 dolara getiriyor. Baktığınız zaman sadece girdi maliyetleri 350 dolar olan bir şey bu. Dolayısıyla devlet desteklerini ve koruma duvarlarını da dikkate aldığımızda Amerika‘da ciddi vergiler var, Türkiye‘deki üreticiler Amerika‘ya maliyetlerini düşürüp mal sattığında hemen bir damping soruşturması açıyorlar.” ifadelerine yer verdi.
“Şu anki çelik kapasitesinin yüzde 50’sini Çin üretiyor.” diyen Ünal, konuşmasını sürdürdü:
“Geçen sene dünyaya ihraç yapan Çin, şu an politikasını değiştirdi, hiçbirimizin anlamadığı şekilde. Çin, ihracat yapmıyor dolayısıyla Çin, Amerika gibi şu an dünya fiyatlarında ‘Benim talebim bana yeter, ben ayrı bir dünyayım artık, dünyayı tehdit etmiyorum.’ diyor. Amerika‘da benzer şekilde ayrı bir yapısı var, dolayısıyla ithalat alan yapısı var. Şimdi bakıyoruz, arz-talep dengesine gelirsek, Çin başının çaresine bakıyor, Amerika başının çaresine bakıyor, bakamadığı yerde ithalat alıyor, o zaman sıkıntımız ne kaldı? Bu sefer de gelişmekte olan ülkelerde talep zayıfladı. Orta Doğu‘da bir hareket yok, kendimize bir pazar çizeceğiz, Avrupa‘ya gidiyorsunuz otomotiv sektörü dışında inşaat sektörü yok, büyümeler yüzde 2-2,5’lar seviyesinin üstünde değil. Baktığınız zaman Çin‘in ve Amerika‘nın ayrışmış olmasına rağmen yine de talepte ciddi sıkıntı var. Talepte sıkıntı olduğu için en azından şu anda fiyatlar Çin‘in girdiği dönem gibi aşağıya doğru hareket etmiyor, fiyatlar sabit ama yönü belirsiz.”