“MB BAŞKAŞKANLIĞI’NA MURAT ÇETİNKAYA ATANDI ”
Kurtulmuş, “Merkez Bankası Başkanlığı’na Sayın Murat Çetinkaya, Bakanlar Kurulumuzda açılan imzayla atanmıştır. Kendisine görevinde başarılar diliyoruz” dedi.
“CEZAEVİNDE KİM OLURSA OLSUN BİRİNİN ÖLDÜRÜLMÜŞ OLMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Özgecan Aslan’ın katili Ahmet Suphi Altındöken’in cezaevinde vurulmasına ilişkin Kurtulmuş, “Cezaevinde kim olursa olsun birinin öldürülmüş olması asla kabul edilemez” dedi.
Kurtulmuş, “Kişisel verilerin korunması ile ilgili olarak gerekli çalışımalar gözden geçirilmiştir” dedi.
“CEZAEVİNDE KİM OLURSA OLSUN BİRİNİN ÖLDÜRÜLMÜŞ OLMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Özgecan Aslan’ın katili Ahmet Suphi Altındöken’in cezaevinde vurulmasına ilişkin Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı: “Cezaevinde kim olursa olsun, cezaevinde birisinin öldürülmüş olması, bir mahkumun ya da bir tutuklunun öldürülmüş olması asla kabul edilemez. Burada kimin, ne şekilde, nasıl ihmali, kusuru, hatası varsa mutlaka ortaya çıkarılacaktır. Bu çerçevede hem Adana Cumhuriyet Başsavcımız olaya el koymuştur hem de Adalet Bakanlığımız derhal bir müfettiş görevlendirmesi yapmıştır. Konunun bütün detaylarıyla soruşturulmasıyla silah nasıl sokuldu, olay nasıl gerçekleşti, kimin ihmali, kusuru vardır bunlar ortaya çıkarılacaktır.”
“TÜRKİYE SINIRININ ÖTE TARAFINDAKİ SİYASİ GELİŞMELERE KAYITSIZ KALAMAZ”
Türkiye İsrail görüşmeleri ve dış politikaya ilişkin ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, “İsrail ile anlaşma konusunda Türkiye 3 temel konuyu gündeme getirmiştir. Özür, ambargo ve Mavi Marmara şehitleri için tazminat ödenmesiydi. Bunlarla ilgili büyük oranda mesafe alındı. Ama hepsi yerine getirilmeden anlaşma olmayacağı görüşümüzü tekrarlamak istiyoruz. Suriye’deki gelişmelerin tamamı Türkiye’yi birebir ilgilendiriyor. Türkiye sınırının öte tarafındaki siyasi gelişmelere kayıtsız kalamaz” ifadelerini kullandı.
“SURİYE HALKININ İSTEMEDİĞİ HİÇBİR ÇÖZÜM, SURİYE HALKINA ZORLA HİÇBİR MASADA DAYATILAMAZ”
Suriye’nin geleceğine ilişkin Kurtulmuş, “Bir çok oyunun oynandığını hep birlikte görüyoruz. Suriye’de nasıl bir çözüm olacağının birinci derecede muhatabı Suriye halkının bizatihi kendisidir. Suriye halkının istemediği hiçbir çözüm, Suriye halkına zorla hiçbir masada dayatılamaz. Suriye’nin bundan sonraki siyasi geleceğinin ne olacağına bırakın da Suriye halkı kendisi karar versin. Eğer uluslararası camia samimi olarak Suriye’de bir barış elde etmek istiyorsa Suriye halkının, bütün kesimleriyle, herkesin temsil edildiği bir demokratik sürecin önünü açsın. Hiç kimse, nasılsa eli zayıftır diyerek Suriye halkının istemediği bir görüşü, kabul etmeyeceği bir siyasi çözümü Suriye halkına dayatmaya kalkmasın. Suriye halkının kabul etmediği adil ve kalıcı bir barış, masada kabul edilse bile uygulanabilir olmaz. Dolayısıyla uygulanabilir, kalıcı, adil bir barış Suriye halkı için bizim temennimizdir, duamızdır. Onun sağlanmasını dileriz” açıklamasında bulundu.
“SURİYELİ MÜLTECİLERİN YERLİ HALK SAYILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL”
Suriyeli mülteciler konusundaki bir soru üzerine Kurtulmuş, “Suriyeli mülteciler konusunda çok fazla spekülasyon var. Vatandaşlığa alınacaklarına dair. Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması söz konusu değil. Mültecilerin yerli vatandaş gibi sayılacak olması tamamen spekülasyondur” dedi.
“SON SIZMALAR KESİNLİKLE RESMİ KAYNAKLI, İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VERİLERİNDEN DEĞİL”
Kişisel verilerin sızmasına ilişkin Kurtulmuş, “Son sızmaların kesinlikle resmi kaynaklarından olmadığı, içişleri bakanlığı verilerinden olmadığı bu sızmaların başka bir şekilde ortaya çıktığı anlaşılıyor. Gerekli ilave tedbirler alındığı gibi bundan sonra süreçle ilgili soruşturmalarda yürütülüyor” dedi.
“BU EDEPSİZ ADAMIN ALMAN YASALARI ÇERÇEVESİNDE HAKARETTEN YARGILANMASINI İSTERİZ”
Almanya’da bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakaret edilmesine ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, “Basın, fikir özgürlüğü eyvallah. En aykırı fikir söylesin. Ama hiç kimsenin halkın oyu ile seçilmiş olan Cumhurbaşkanına oturduğu yerden ağıza alınmayacak hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği şekilde hakaretler saydırması kabul edilemez. Bu hiçbir şekilde basın özgürlüğü vs. Bu açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyet’i Cumhurbaşkanı’na ağır bir hakarettir. 78 milyona bizim hepimize ağır bir hakaret anlamına gelir. Bunu hoş görmemiz mümkün değil. Bu edepsiz adamın Alman yasaları çerçevesinde Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanmasını tabiki isteriz. Söylerken de asla siyasi baskı ortaya koymuyoruz. Bu kişi ağır bir insanlık suçu işlemiştir” ifadelerini kullandı.