Asrın liderimiz babasına “biz Laz mıyız, Türk müyüz?” diye sormuş, meğer bu mevzu babasının da aklına takılıyormuş, babası da dedesine sormuş, “dede biz Laz mıyız, Türk müyüz?” demiş, dedesi mollaymış, “torunum yarın öleceğuk, Allah bize men rabbüke, ve men nebiyyüke, ve ma dinüke sorularını soracak, ve ma kavmüke diye sormayacak, müslümanım de geç” demiş.
*
E fıkraları revize etmek laz’ım gari.
*
Bir Türk, bir Alman, bir Fransız, bir İngiliz, ıssız bir adaya düşmüşler, Türk olanı “arkadaşlar bundan böyle fıkralarınızda bana Türk demeyin lütfen, müslüman deyip geçin” demiş.
*
Bir Türk, bir Japon, bir Rus, bir İtalyan trende karşılaşmışlar, Türk olanı “yarın öleceğuk, Allah bize men rabbüke, ve men nebiyyüke, ve ma dinüke sorularını soracak, ve ma kavmüke diye sormayacak” deyince, Japon telaşla öbürlerine dönmüş, “yanında Arapça sözlüğü olan var mı?” demiş.
*
Bir Türk, bir Suudi, bir Kuveytli, bir Mısırlı, bir Ürdünlü asansörde karşılaşmışlar, Türk olanı “siz müslüman mısınız, Arap mısınız?” diye sormuş, Suudi olanı “la havle ve la kuvvete” demiş.
*
Bir Türk, bir Azeri, bir Türkmen, bir Özbek, bir Kırgız, bir Kazak, bir Uygur, Türk restoranında karşılaşmışlar, Türk olanı “selamünaleyküm, siz Laz mısınız?” demiş.
*
Temel ile Dursun kahvede karşılaşmışlar, Temel her zamanki gibi heyecanla “ula Tursun dün Fadime’yle sinemaya cittuk” deyince, Dursun lafı ağzına tıkamış… “Ula uşağum Yeni Türkiye’ye uyum sağla biraz, Laz fıkrası anlatma artık, müslüman fıkrası anlat geç!”