AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, 17 Aralık’ta yapılan yargı operasyonun asıl amacının Halk Bankasını devre dışı bırakmak olduğunu ve uluslararası bir proje olduğunu, ancak yerli işbirlikçilerin Türkiye’ye büyük zarar verdiğini söyledi.
AK Parti Karabük İl Danışma Meclisi Toplantısı Vali Nafiz Kayalı Gençlik Merkezinde yapıldı.
Toplantıya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Milletvekili Osman Kahveci, AK Parti İl Başkanı Ömer Ayar, Belediye Başkan adayı Mehmet Ceylan ve partililer katıldı. Toplantıda ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Şahin, Fethullah Gülen’e de seslenerek, ‘Mehmet Akif gibi siz de dönün hocam. Bizim hakkımızda ne söylerseniz söyleyin sizi seviyoruz” dedi.
AMAÇ HALK BANKASINI DEVREDEN ÇIKARMAKTI, BAŞARDILAR
Yerel seçimlere 3 ay kaldığını anlatan Şahin, “Büyük bir hızla seçimlere gidiyoruz. Ancak gergin bir hava var. Piyasalarda ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Bu sorunun cevabını bulmak teşhis etmek ve değerlendirerek buradan sonuçlar çıkarmak durumundayız. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve başyazarı Ekrem Dumanlı 5 yıl önce köşe yazısında ‘Seçim stratejisi belli olmuştur gelin deşifre edelim’ isimli köşe yazı yazmıştı. Bu yazıyı 5 yıl önce bugün 29 Aralık 2008’de yazdı ve çok da doğru seçimler yaptı. O zamanda 2009 yerel seçimlerine gidiyorduk. Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz 5 yıl önce bunu yazdınız da şimdi tam buna aksi yayınlar yapıyor. Gazete ve televizyonlarınız niye bunun aksine yayın yapıyor. Yoksa siz de mi siyasal mühendislik projeler içinde yer aldınız. Bunu söylediğim için üzgünüm. Aynı istikamete bakan, aynı havzanın suları ve aynı sevdaya yangın olmuş insanların birbirlerinin önünü kesme gayreti içinde olmamalı. 17 Aralık’ta bir yargı süreci başladı. Kamuoyuna bu yolsuzluk ve rüşvet soruşturması olarak yansıdı. Bu uluslararası bir projedir ve amaçlarına büyük ölçüde ulaştılar. Amaç Irak petrolleri Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanacaktı ve pazarlanıyor. Ancak bu petrol gelirleri hangi bankanın yönlendirmesi ile gerekleştirilecekti. Bu gelirlerin toplanmasında dağıtılmasında hangi banka görev alacaktı. Uzun süredir hükümetimiz Kürt Bölgesel Yönetimi ile bir takım temas halinde idi. Kürt Bölgesine bizim teklifimiz Halk Bankası olması yönünde oldu. Yani petrol gelirleri ile ilgili patron banka Halk Bankası olsun dedik ve Kürt Bölgesi Yönetimi bunu kabul etti. Ambargo uygulanan İran’dan aldığımız doğalgazın ödemeleri de Halk Bankası üzerinden yapılıyordu. Bu zaten batıda ve özellikle Amerika’da tepki çekiyordu. Ambargoyu nasıl delerler diyorlardı. Halk Bankası noktasında Bağdat yönetimi ile de görüşülerek anlaşma yapılması gerekiyordu. Birkaç kez bir araya gelindi anlaşılamadı. Bölgesel Kürt Yönetimi de bu konuda kararlı ve Türkiye’ye verilmiş sözleri var. Tam bu aşamada 17 Aralık yargı operasyonu başladı. Halk Bankası Genel Müdürü gözaltına altına alındı tutuklandı. Halk Bankasının dünyada saygınlığı zedelendi, borsadaki değerleri önemli ölçüde düşürdüler. İki gün önce Bağdat’ta yapılana anlaşmada Halk Bankası olmadı maalesef. ABD’li Federal Bank oldu. 17 Aralık operasyonun amacında Halk Bankası devreden çıkararak bir Amerikan bankasının bu işi yapması üstlenmesiydi. Bu yolsuzlukla ilgili iddialar da bunun garnitürüydü. Dikkatleri Halk bankası üzerinden çekmek ve yolsuzluk iddiası ile gözaltına alınan kişilerle ilgilide hiç ilgisi olmadan 3 dosya birleştirildi. Amaç Halk bankasını devre dışı bırakmaktı. Bu proje Uluslararası bir projeydi ama yerli işbirlikçiler Türkiye’ye müthiş darbe vurdular” dedi.
EN UFAK BİR LEKEYİ BÜNYEMİZDE BARINDIRMAYIZ, BARINDIRMAMALIYIZ
Partiyi 2001 de kurarken AK Parti ismini laf olsun diye kendilerine seçmediklerini de anlatan Şahin şunları söyledi: “AK beyaz demektir. Biz en ufak bir lekeyi gösteririz. İmamın sarığı gibidir bizim ismimiz. Biz yolsuzlukla mücadele etmeyi partimizin ismine monte etmiş olan bir partiyiz. Bizim camianın içinde hata yapanlar olmaz mı, olabilir. Varsa önce yakasına biz yapışır ve hesabını sorarız. Ben Başbakan yardımcısı iken teyzemin oğlu benim adımı kullanarak birinden 70 bin lira rüşvet almış. Konuyu öğrenince İstanbul Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe yazarak her ikisini de şikayet ettim ve tutuklandılar. Kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Hata yapan kim olursa olsun hesabını sorarız. Tutuklanan Bakan çocukları bir hata yapmışsa, evlerinde bulunan paraların hesaplarını veremiyorsa onlar da hesabı vereceklerdir. Babalarının bu işle bir kusuru var mı oda araştırılır. En ufak bir lekeyi bünyemizde barındırmayız, barındırmamalıyız. Türkiye ve Ak Partiye karşı özellikle Başbakanımıza karşı uluslararası operasyon, diğer tarafta da kamuoyu desteğini bu projeyi hazırlayanların alabilmesi için alarak AK parti’yi dürüst olamama şeklinde ithamları. Hata yapanı önce biz cezalandırırız ve ne yapılması gereken varsa yaparız. Bu son günlerde yaşadıklarımız gezi eylemlerin devamı mahiyetindedir. O dönemde hükümeti düşürmeyi hedeflediler ama başaramadılar. Amacına ulaşamadı gezi eylemleri. İkinci bir operasyonla büyük projeleri yapan müteahhitleri gözaltına almaya çalışıyorlar. Müteahhitlerin hesaplarını dondurarak bu önemli projeleri durdurmak istiyor birileri. Bu projeler hayati önem taşıyoruz. 3. Boğaz köprüsü, 3. havalimanı ve Kanal İstanbul gibi. Bunları yapmak için bütçemizden para ayırmayacağız. 100 milyar TL’den daha fazla bedeli ve hazineden tek bir kuruş ödemeden ihale edildi yarış oldu birileri aldı inşatlar başladı.”
LÜTFEN TÜRKİYE’YE DÖNÜN HOCAM
Yaklaşık bir ay önce Fethullah Gülen hocaefendi ile telefonla görüştüğünü açıklayan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hastaydı geçmiş olsun diledim. Kendisini severim. Bir beddua sözünden dolayı ciddi eleştiri aldı. İnsan hata yapabilir. Keşke o bedduayı söylemeseydi. Hata yapmayan günah işlemeyen sadece peygamberlerdir. İnanıyorum ki o da üzüntü duymuştur. Karabük’ten hoca efendiye çağrıda bulunmak istiyorum, Hocam artık Türkiye’ye dönün lütfen. İstiklal Marşımızın şairi 11 yıl Mısır’da kaldı ve sonra Türkiye’ye döndü. Döndüğünde bir demcinde ‘Vatanıma döndüğüm için son derece mutluyum. İyi ki gelmişim. Şu vatanımın havası ciğerlerimdeki mikrobu öldürüyor” demişti. Sevgili hocam sizde dönün lütfen. Vatanın havasını teneffüs edin ve ciğerlerinizdeki mikropları öldürsün bu temiz hava. Türkiye’de sizin isminizi kullanarak fitne yayılıyor. Gelin bu vaziyet edin, sizi seviyoruz. Bizim hakkımızda ne söylerseniz söyleyin, sizi seviyoruz. Vesayetçinin üniformalı olanı ile cübbeli olanla arasında hiç fark yoktur. Vesayetçinin nutuk okuyanıyla, hoca efendinin ‘Kırık Testisi’ni okuyan arasında bir fark yoktur. Ben de okuyorum. Ama bazıları herhalde tersinden okuyor. Türkiye’de başlamış olan bu fitneyi önleme konusunda hepimize ve hoca efendiye görevler düşüyor. İçimden geldiği gibi söylüyorum. Hoca efendi, artık Mehmet Akif gibi siz de dönün. Siz orada kalmaya devam ettiğiniz sürece o kadar çok fitne ortaya çıkaracaklar ki, acaba orada kendisini bırakmıyorlar mı?, Türkiye ile ilgili bir takım amaçları olanlar, onu ve cemaatini kullanarak Türkiye’ye zarar vermek mi istiyorlar diye düşüneceklerdir. Bunun önünü kesin sevgili hocam. Lütfen dönün Türkiye’ye.”
BU OYUNU BOZACAĞIZ
Şahin, konuşmasının sonunda, “Bize kapatma davası açan Abdurrahman Yalçınkaya’nın güvenirliği ne kadarsa, bildiri dağıtan o savcının da güvenirliği de o kadardır. Biz bütün badireleri atlattık. Bize karşı darbe teşebbüsünde bulundu. Yargı kararı var. Biz bütün bunları açtık. Bunu da aşacağız. Biz bu oyunu bozayız. Recep Tayyip Erdoğan bu oyunu da bozacak. Şimdi demek ki biz 30 Mart 2014’te sadece Belediye başkanlarını seçmeyeceğiz. Aynı zamanda bu bürokratik vesayet özlemcilerine de gereken cevabı sandıkta vereceğiz. Amaç Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip beyin Cumhurbaşkanı olmasının önünü kesmektir. 2007’de Abdullah Gül’ün adaylığı döneminde neler yapıldığını biliyoruz. Aynı senaryolar şimdi Tayyip beyin Cumhurbaşkanı olmasının önünü kesmek için bu projeyi başlattılar” ifadesinde bulundu.