Şahin, partisinin Karabük İl Başkanlığınca düzenlenen belediye başkan adayları tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, yerel seçimlerin, sadece belediye başkanlarının belirleneceği bir platform olmaktan fazla anlamlar içerdiğini söyledi.
Türkiye’nin üzerinde uluslararası bir proje uygulandığını, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olursa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’nın önünün kesilmeye çalışıldığını savunan Şahin, okul yıllarından beri onun yanında olduğunu, birçok zorluğa birlikte göğüs gerdiklerini anlattı.
Erdoğan’ın çok moralli olduğunu dile getiren Şahin, “Önüne çıkartılmak istenen engelleri geçmişte olduğu gibi bir bir atlayarak millete hizmet yolunda inançla yürüyen bir Başbakan ve Genel Başkan’dır” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin, dış politikada etkinliğinin arttığına dikkati çeken Şahin, bölgesinde sözü dinlenen bir ülke haline geldiğini bildirdi.
“BAŞBAKAN’IN ‘DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR’ SÖZÜ BİRLERİNİ KIZDIRDI”
Şahin, şöyle devam etti:
“Başbakanımızın ‘Dünya beşten büyüktür’ şeklindeki sözünün, birtakım ülkelerde Sayın Başbakanımıza karşı bir tavır alınmasına yol açtığını düşünüyorum. Birleşmiş Milletler (BM) 196 üyeden oluşmakta ama orada beş üye var ki Güvenlik Konseyinin daimi üyesidir. 195 ülke bir şey söylese, biri ‘hayır’ dese o ‘hayır’ diyenin dediği oluyor. Bunlardan biri bir şeye karşı çıktığında herhangi bir adım atmak mümkün değil. Sayın Başbakanımız dedi ki, ‘Bu yapıyı değiştirmemiz lazım, dünya bu beşten daha büyük.’ Bir şey daha dedi; ‘BM’ye üye ülkelerin önemli bir bölümünün halkı Müslüman olan ülkeler. Neden bu beş ülke arasında bir Müslüman ülke temsilcisi yok?’ Bu zamana kadar bu konu hiç gündeme getirilmemişti.”
Başka ülkelerin, “AK Parti gitsin” diye birtakım çalışma içinde olabileceğini dile getiren Şahin, bunu yadırgamadığını söyledi.
Şahin, söz konusu çalışmalarda, “kardeş” dediklerinin yer almasına üzüldüklerine, bu durumun kendilerini yaraladığına dikkati çekerek, “Detaylarına girecek değilim. İlim adamlarına, gönül insanlarına, insanlara imanı, ibadeti, ahlakı öğreten, Kur’an’dan ayetlerle hadislerle insanlara doğru yol gösterenlere saygı duyarız, onları dinleriz. Onlardan yararlanmak için hep gayret etmişizdir. Medeniyetimiz, ilim alanında ‘kutup yıldızı’ diye gösterebileceğimiz önemli insanlar yetiştirmiştir” diye konuştu.
“DİN ALİMLERİ SİYASETE DEĞİL, GÖNÜLLERE HİTAP ETTİ”
İmam-ı Azam, Hoca Ahmed Yesevi, Hazreti Mevlana, Hacı Bektaş Veli gibi değerli şahsiyetlerin hep insanların gönüllerine hitap ettiğini anlatan Şahin, şunları kaydetti:
“Son zamanlarda Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, ismini sayamadığımız birçok insan, hep insanlar dünyaya niçin geldiğinin şuuruyla yetişsin, yaşasın, dünyaya geldikleri temizlikle ruhlarını teslim etsin, öbür dünyaya Cenab-ı Hakk’ın huzuruna açık alınla çıksınlar diye hep gayret etmişlerdir. Bunlardan hiçbiri, özellikle Cumhuriyet döneminde Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, ‘Devlette bir yapılanma içerisine girelim ve birtakım kamu görevlilerini kendi amaçlarımız doğrultusunda kullanalım’ düşüncesinde hiçbir zaman olmamıştır. Siyasi parti içerisindeki milletvekilleriyle ilgili ‘İstifa edin, ona da söyleyin o da istifa etsin’ diye siyaset içerisine girmemişlerdir. Bunları niye söylüyorum, çünkü iki gündür internete düşen birtakım konuşmaların, az önce ifade ettiğim arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, gönül insanı, insanları doğruya sevk eden, etmesi gereken insanları olması gerekirken, siyasetle doğrudan ilgilendikleri şeklinde bir izlenime yol açtığı için bunları söylüyorum.”
“HOCAEFENDİ’Yİ SEVİYORUM AMA..”
Şahin, yaklaşık bir ay önce yaptığı konuşmada, Fethullah Gülen’i Türkiye’ye davet ettiğini ve onu sevdiğini ifade ettiğini ancak o konuşmasıyla ilgili çok gürültü çıkarıldığını belirtti.
Onun hakkında şimdi de bir değerlendirme yaptığını hatırlatan Şahin, şöyle konuştu:
“Şimdi 1,5 ay sonra burada aynı değerlendirmeyi yaparken doğrusu hizmet hareketinin yakın bir zamana kadar her türlü faaliyeti içerisinde yer almaya çalışmış bir kardeşiniz olarak, geçtiğimiz yıl burada yapılan Türkçe Olimpiyatları esnasında fiilen görev almış bir kardeşiniz olarak, stadın verilmesi söz konusu değildi bizzat Bakan’la görüşerek stadyumun tahsisi konusunda yardımcı olarak, sponsor bularak, mükemmel şekilde bu organizasyonu tamamlamak konusunda gayretleri çok samimi dileklerle yaptım. Çünkü gerçekten hizmet amacıyla bir araya gelmiş insanlar olarak gördüm ama şimdi ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarım şunu söylemeliyiz; ‘Bu hareket bir siyasi parti değildir, biz bir siyasi parti olarak görmedik, hizmet hareketi olarak gördük, niye bu işlerin içerisindesiniz’ diye gür bir sesle seslerini arkadaşlarım çıkarmalı, ortaya koymalı. Bunları söylemek durumunda kaldığım için son derece üzgünüm. Çünkü 1,5 ay önce konuşmamı yaparken devlet içerisinde birtakım işgüzarların bir yerlere yaranmak için bazı işler yapmış olabileceğini düşünüyordum ama şimdi gelmiş olduğum noktada işin hangi noktaya ulaşmış olmasından derin üzüntü duyuyorum. Türkiye bunları hak etmiyor ve gerçekten bu hareketin lideri durumundaki Hocaefendi’nin, bütün bu gelişmeler karşısında bir durum değerlendirmesi yaparak Türkiye’ye zarar verecek noktaya gelmiş olan bu gelişmeler için tedbir alması gerektiğini düşünüyorum; kendisine saygı duyan bir insan olarak.”
“ARTIK GELİN ALLAH AŞKINA TÜRKİYE’YE”
Mehmet Ali Şahin, konuşmasını, Gülen’e seslenerek sürdürdü. Onun, Türkiye’ye gelmesi yönündeki çağrısını yineleyen Şahin, şu ifadeleri kullandı:
“Tekrar ediyorum, 16 yıldır ABD’desiniz, artık gelin Allah aşkına Türkiye’ye. Sizin vatanınız burası. Kardeşiniz öldü, cenazesine gelemediniz, yakınınız öldü, cenazesine gelemediniz, gelin artık Türkiye’ye. Yoksa orada sizi istemediğimiz şekilde bir bağlantılar içine mi soktular, bırakmıyorlar mı? Lütfen Türkiye’ye, 76 milyon insana zarar verici noktaya gelmiş olan bu gelişmelere ‘dur’ diyecek olan bir feraseti göstereceğinize inanıyorum. AK Parti’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a zarar vermeye çalışanlar, Türkiye’ye zarar verdiklerini, 76 milyona zarar verdiklerini unutmamalı.”
Şahin, “Başbakan’ın koluna kelepçe vurmadan içimiz rahatlamayacak” diyen savcılar gördüklerini söyledi. Emniyet teşkilatında birtakım yapılanmalar olduğunu savunan Şahin, şöyle dedi:
“Emniyette birtakım yapılanmalar içerisinde olan kişilerin, ‘Merak etmeyin, 25 Aralık’tan sonra bu hükümet gidecek, tekrar yerlerinize geleceksiniz’ diye konuşmaları tespit edildi. Türkiye’nin huzurunu bozmaya, millet iradesinin ortaya koymuş olduğu sonucu sandık dışı yollarla değiştirmeye kimsenin hakkı yoktur. Buna bu millet izin vermeyecektir. Türkiye’ye ekonomik olarak sıkıntı vermeye çalışan insanların bu planları, millet sandıkta daha büyük bir ekseriyetle AK Parti’ye desteği verdiğinde hepsi son bulacaktır. Bakın ekonomiyi bozuyorlar. Merkez Bankası dengelemek için istemediğimiz halde faizi artırdı. Bütün bunlara son verecek yine sizlersiniz. 30 Mart’ta sandıktan AK Parti çıktığında bütün bu oyunlar bozulacaktır. Türkiye’nin geleceği için Türkiye’nin istikrarı için destek istiyoruz.”