Türkiye’nin 15 yıl öncesiyle bugünü arasındaki resminin çok farklı olduğunu belirten Şimşek, “2000’li yılların başını gören biri olarak, bu, Türkiye’nin bugün belli bir alanda inanılmaz bir başarı hikayesidir. Bankacılık olsun, bankacılık dışındaki finans sektörü olsun, sermaye piyasaları açısından gelişmenin, köklü bir şekilde büyümenin sürdürülebilir yüksek büyüme yakalamanın zemini bir anlamda hazırlanmış oluyor. 2007’den bu yana bankacılık dışı finans sektörünün yıllık ortalama yüzde 20 büyüdüğünü görüyoruz. Bu yüzde 20’lik büyümeyle sektörün önü açık” diye konuştu.
“BANKACILIK SEKTÖRÜ STRES TESTİNDEN GEÇTİ”
Mehmet Şimşek, bankacılık sektörünün 2007 ve sonrasında ortaya çıkan küresel finans krizinde büyük bir stres testinden başarıyla geçtiğini ifade ederek, bunda da yapılan reformların çok güçlü bir şekilde uygulanmasının etkisi olduğunu kaydetti.
Bankacılık sektörünün son 2 – 2 buçuk yıldır da önemli bir stres testinden geçtiğinin altını çizen Şimşek şunları söyledi:
“Farkında değilsiniz, çünkü liranın yüzde 40’a yakın değer kaybettiği kredilerin büyüme hacminin yüzde 40’lardan tek haneli rakamlara doğru indiği bir süreçten bahsediyorsunuz. Buna rağmen bankacılık sektörünün halen daha varlık kalitesinin son derece iyi olması ki, yani yüzde 3,3 tahsili gecikmiş bir problemli krediler var. Bu, AB’de ortalama yüzde 5 civarında. Dolayısıyla sektör bir stres testinden geçmiştir.”
“YATIRIMLARIN DAHA DA ARTMASI LAZIM”
Başbakan Yardımcısı Şimşek konuşmasında sermaye piyasalarının gelişmesinin Türkiye için olmazsa olmazlardan biri olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’nin en büyük sorununun kaynak olduğunu ve kaynağa ihtiyaç olduğunu ifade eden Şimşek, ” Bu yeni bir şey değildir. Eskiden kamudan kaynaklanıyordu. Şimdi özel sektörün yatırımları için kaynağa ihtiyacımız var. Bizim yatırımlarımızın daha da artması lazım. Yatırımların milli gelire oranı yüzde 20 civarı. Yetmez. Fakat bunu sınırlayan ne? Cari açık. Yani iç tasarruflarımızın yetersiz olması. İşte o nedenle bu sektörün önünü açıp, dünya fonlarını Türkiye’ye çekmemiz lazım. İçeride atıl duran, üretken olmayan alanlara şu anda kaydırılmış olan, tutulmuş olan kaynakları daha güçlü bir şekilde bizim tabi ki finans sektörüne çekmemiz lazım, sermaye piyasalarına çekmemiz lazım” diye konuştu.
“MUTFAKTA PİŞİRİLMİŞ, HAZIR DURUMDA”
Devlet olarak yapılabileceklerin bir sınırı olduğunu vurgulayan Mehmet Şimşek, bu konuda herkese büyük görevler düştüğünü dile getirdi. Şimşek, “Teşvikler, Bireysel Emeklilik Sistemi’ni (BES) benim anlatmama gerek yok. Dünyada en cömert BES teşvikleri bizde. Şimdi hazine olarak biz bir reform çalışmasını daha tamamladık. Yani BES’e otomatik katılım. BES’e otomatik katılım meselesini tamamladık, inşallah yakın bir dönemde bütün bu güzel çalışmalar KOBİ’lerin finansmana erişiminden bu finans sektörünün, sermaye piyasalarının kaynak havuzunun daha büyütülmesine kadar ve dolayısıyla kalıcı bir şekilde daha düşük bir maliyetle finansmanın önünü açacak bütün bu heyecan verici reformlar aslında mutfakta pişirilmiş hazır durumda. İnşaallah meclisimiz yoğun çalışacak, bu reformlar peyderpey hayata geçirilecek” dedi.
Konuşmaların ardından FKB Başkanı Osman Zeki Özger, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben’e günün anısına birer plaket takdim etti.