Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) kamu kesiminde etkili bir güç oldu. O sendikanın onayı olmadan üst makamlara atanmak da, görevden alınmak da mümkün değil. Kimisi öğretmen, kimisi sağlık, kimisi büro, kültür, enerji, ulaştırma başta olmak üzere değişik dallarda örgütlenen memur sendikası tam anlamıyla AKP’nin “arka bahçesi” gibidir. Yeri geliyor, bu sendikacılar vali değiştiriyor, hatta yeri geliyor AKP’nin il başkanını bile yerinden edebiliyor. Açıkçası sendikacılık değil siyaset yapıyorlar.
Yaptıkları Devlet Memurları Kanunu’nun 7 ve 125. maddelerine göre suç oluşturuyor. Ama onlar hakkında kim nasıl işlem yapacak? Siyasetçi değiştirecek kadar güç elde eden, bakanlıklara gittiklerinde “Siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz? Bu davaya sizden çok bizim hizmetimiz var” diye efelenenler kanun-nizam dinler mi?
BAKIN NELERLE UĞRAŞIYORLAR
Mesai saatlerinin cuma namazına göre ayarlanmasını istediler, hükümet “şak” diye yerine getirdi. Şimdi “Cuma günü resmi tatil olsun” diye uğraşıyorlar. Merak etmeyin onu da yaptırırlar. Yetmedi, önce kız-erkek sınıflarını, sonra okullarını bile ayırırlar. AKP’li memur sendikalarının bu gücü karşısında kamu görevlileri ne yapsın?
Siyasetin içine bu kadar dalan Memur-Sen’in Burdur’da ne yaptığına ilişkin belgelere ulaştığımda, anladım ki bunlar il başkanını değiştirecek kadar siyasetin içine gömülmüşler. Memur değil, kendilerini parti yöneticisi görüyorlar. Avukat Ömer Bütüner, 2014 yılında AKP Burdur İl Başkan Yardımcılığı’na, 4 Şubat 2015’te de il başkanlığına seçildi, 10 gün önce de bu görevinden istifa ettirildi. Çünkü, memur sendikaları onun gitmesini istemişti.
Memur-Sen’in Burdur Temsilcisi Faruk Bilgiç, Eğitim Birsen Başkanı Murat Bulut, Sağlık Sen Başkanı Faruk Ozan, Büro Memursen Başkanı Ramazan Şencan, Enerji Birsen Başkanı Ramazan Doğular, Bembir Sen Başkanı Mustafa Demir, Birlik habersen Başkanı Alaattin Yetkin, Ulaştırma Sen Başkanı Bekir Bıçakçı bir araya geldi. “AK Parti İl Başkanlığı göre-vini 4 Şubat 2015 tarihinden beri yürütmekte olan İl Başkanı Ömer Bütüner ile ilgili Burdur Memur-Sen hizmet kollarının ortak görüşü aşağıdadır” deyip imzalayarak AKP Genel Merkezi’ne gönderdikleri dilekçede şunlar yazılıydı:
BU GÜCÜ NEREDEN ALIYORSUNUZ?
“İlimizin en büyük sivil toplum kuruluşları (STK) konumunda olan Memur Sen Burdur Teşkilatı olarak, göreve geldiği günden beri hemen hemen tüm hizmet kollarımızla arzu edilen bir iletişimin, görüşmenin yapılamaması, paylaşılması gereken ilimizle ilgili durumların yeterince paylaşılmaması ve çoğu zaman da kendisine ulaşılamaması gibi nedenlerden dolayı İl Başkanı Ömer Bütüner’den rahatsızlıklar bulunmaktadır. İlimizde yaklaşık yüzde 50 oy oranına sahip AK Parti’nin il başkanının daha derleyici, toparlayıcı, görüşmelere açık, özellikle kurumlarla çatışan değil uzlaşmaya, istişareye önem veren birisinin olması önem arz etmektedir. Bilgilerine arz ederim.”
Bu dilekçenin hemen ardından İl Başkanı Ömer Bütüner görevinden istifa ettirildi. Yerine Süleyman Faki getirildi. İstifa ettirilen AKP İl Başkanı’na yaşadıklarını sordum, şunları anlattı:
“Bu sendikacılar AKP Milletvekili Bayram Özçelik’in talimatıyla hareket ediyorlardı. Benim de sıkıntım bu milletvekiliyleydi. Bu sendikalarla aramızda hiçbir sorun yoktu. Ziyaret fotoğraflarını paylaşıp altına ‘sıcak görüşme yapıldığını’ yazıyorlardı. O sıcaklığı ben mi, yoksa onlar mı kaybetti? Yasaları çiğneyip, memur olduklarını unutup siyaset yapıyorlar. O dilekçede imzası bulunan sendikacıların bu eylemi suçtur. Görevden alınmam için imza atanlar hakkında ilgili makamlara da suç duyurusunda bulunacağım.”
DEVLET MEMURU DEĞİL DE…
Son dönemde, AKP yetkilileri memurların iş güvencesini kaldıracak adımlar atılacağını dillendiriyor. Terör olaylarına karışanların görevlerine son verileceği belirtiliyor. Anlaşılıyor ki ülke yöneticilerinin mevcut yasalardan haberi yok. Zaten terör olayına karışan memurluktan çıkarılıyor. “Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller” arasında “Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek, siyasi partiye girmek, siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek” gibi çok sayıda hüküm yer alıyor.
Durum böyle olmasına karşın, iktidar kaynaklı birçok haberde, devlet memurlarının sınırsız bir iş garantisine sahip olduğu, ömür boyu iş garantileri olduğu şeklinde, doğru olmayan açıklamalar yapılıyor. Açıkçası AKP iş güvencesini yok etmeye çalışıyor, devletin memuru değil de AKP’nin memuru olunmasını istiyor.