ÇED raporlarına karşı dava açanları yatırım düşmanı ilan eden Bakan Sarı’ya TBB Başkanı Feyzioğlu’ndan sert yanıt geldi..
Çevresini yıkım politikalarına karşı korumak için hukuk yoluyla hakkını arayanları ‘Yatırım düşmanı’ ilan eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı’ya yanıt veren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Anayasa’ya göre çevreyi korumanın ve kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu hatırlatarak,“barolar ve avukatlar, sizin gelecek nesillerinizin de yaşam hakkı için mücadele ediyor.Size rağmen!” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’nun Ankara’da gerçekleştirilen olağan toplantısı öncesinde, son dönemde yaşanan çevre katliamlarına dikkat çekmek ve TBB ve barolar tarafından çevre hakkının yaşama geçirilmesi için yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vermek üzere bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, TBB Başkanı Feyzioğlu ile birlikte TBB Başkan Yardımcısı Av. Başar Yaltı, Genel Sekreter Av. Güneş Gürseler, Sayman Üye Av. Sabri Erdal Güngör, Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Ali Arabacı, Av. Sabri Eyyüp Çepik ve Av. Yurdagül Gündoğan katılırken, TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeleri de hazır bulundu.
‘ÇEVRE BAKANININ AÇIKLAMASI DEHŞET VERİCİ’
Toplantıda TBB heyeti adı adına basına açıklamada bulunan Feyzioğlu, Türkiye’deki çevresel kıyım ve tahribatın giderek arttığına dikkat çekerek, Anayasa’ya göre çevreyi korumanın ve kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğunu hatırlattı. Feyzioğlu, Çevre Bakanı’nın ÇED raporunun etrafından dolanılmasını sağlayacak yasa hazırlıklarını işaret eden açıklamasını da dehşet verici bulduklarını söyledi.
‘GELECEK İÇİN ÇIRPINANLARI DÜŞMAN İLAN ETMEK HAKSIZLIK’
Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın “ÇED raporlarına karşı dava açanlar yatırım düşmanı” sözleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Feyzioğlu, “Gelecek nesiller adına hiçbir maddi kaygı gütmeden çırpınan bu insanların ‘düşman’ olarak ilan edilmesi büyük bir haksızlıktır” dedi.
‘AVUKATLAR SİZE RAĞMEN SİZİN İÇİN MÜCADELE EDİYOR’
Yatırım diye adlandırılan her işte çevreye verilen zarartın mutlaka hesap edilmesi gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, “Bir takım şirketlerin kısa vadeli karları uğruna koskoca bir toplumun geleceği karartılamaz. Buradan çevreyi katletmeye hevesli olanlara ve çevreyi korumak için çabalayanlara baskı uygulayanlara sesleniyoruz: Türkiye Barolar Birliği, barolar ve avukatlar, sizin gelecek nesillerinizin de yaşam hakkı için mücadele ediyor. Size rağmen!” diye konuştu.
‘KISA VADELİ KAR İÇİN TOPLUMUN GELECEĞİ KARARTILAMAZ’
Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’nun konuyla ilgili açıklamasında ise Türkiye’deki çevresel kıyım ve tahribatın artık saklanamaz bir gerçek olduğunun altı çizilerek, “Yale Üniversitesi tarafından hazırlanan 2016 yılı Çevresel Performans İndeksi’nde Türkiye, tahribatın en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Hal böyleyken; görevi çevreyi korumak olan Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı; çevreyi koruma hassasiyeti ile davranan ve ÇED raporlarına karşı dava açan vatandaşları, ‘yatırım düşmanı’ ilan etmiştir. Bir ülkenin suyu, havası, toprağı, tüm doğal ve kültürel değerleri o ülkenin zenginliğidir. Başlanacak her maden projesinde, yapılacak her inşaatta, kısacası ‘yatırım’ diye adlandırılan her işte bu değerlere verilecek zarar mutlaka hesap edilmelidir. Bir takım şirketlerin kısa vadeli karları uğruna koskoca bir toplumun geleceği karartılamaz” ifadelerine yer verildi.
‘BETONLAŞAN BİR ÜLKEDE YATIRIM CAZİBESİ DE KALMAZ’
“Havasını, suyunu, toprağını kirlettiğimiz, ağaçlarını kestiğimiz, betonlaştırdığımız, altını üstüne getirdiğimiz bir ülke giderek yaşanabilir olmaktan çıkar” görüşüne yer verilen açıklamada, yurttaşlarımıza on yıllarca iş ve istihdam sağlayacak kalıcı yatırımcılar açısından da bir cazibenin kalmayacağına vurgu yapılarak, şöyle denildi: “Daha dünyaya gelmemiş gelecek nesiller adına çevreyi korumak için hiçbir maddi kaygı gütmeden çırpınan bu insanların ‘düşman’ olarak ilan edilmesi, büyük bir haksızlıktır. Çevre hak ve ödevlerini yerine getirenlerin üzerine gazla, copla gidilmesi kabul edilemez. Sayın Bakan’ın, çevrenin talan edilmesinin önünde kalan tek kısmi engel olan ÇED raporunun etrafından dolanılmasını sağlayacak yasa hazırlıklarını işaret eden açıklaması dehşet vericidir. ÇED raporlarını iptal eden mahkemelere gözdağı anlamına gelecek açıklamalar ve çevre davalarını açan avukatlara uygulanan baskı amaçlı vergi incelemeleri Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin çok sayıda maddesini aynı anda ihlal etmektedir.”
BAKAN SARI NE DEMİŞTİ
ÇED davaları yoluyla alınan iptal kararlarının önüne geçmek için yasal düzenleme hazırladıklarını açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, ÇED raporlarına karşı davalar açılmasını çevre mücadelesi değil, yatırım düşmanlığı olduğunu ileri sürmüştü.
BAKANLIĞIN ÇED İSTATİSTİKLERİ ÇARPICI TABLOYU ORTAYA KOYDU
Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı ÇED istatistiklerine göre 1993-2015 arasında 51 bin 200 projeye ÇED raporu gerekli görülmezken, buna karşın yalnızca 43 projeye ise ÇED olumsuz kararı verildiği ortaya çıktı. Doğal çevrenin yanısıra insanların yaşam alanlarına da büyük zararlar veren yıkıcı yatırımlara karşı vatandaşların itiraz edebileceği sınırlı bir alan olan ÇED raporlarına karşı, raporun duyurulmasının ardından başlayan yasal süre içerisinde dava açılabiliyordu. Ancak Bakanlık ÇED yönetmeliğinde ardı ardına yaptığı değişikliklerle yaşam alanlarına yönelik tahribatlara karşı vatandaşların elinde kalan son itiraz hakkını da kısıtlayarak yasal süreyi 60 günden 30 güne indirdi. Böylece yüzlerce sayfalık bir ÇED raporuna karşı itiraz üretilmesinin de önüne geçilmiş oldu.
51.200 ÇED OLUMLU KARARINA KARŞIN YALNIZCA 43 OLUMSUZ GÖRÜŞ
ÇED Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 1993 yılından 2015 yılı sonuna kadar geçen süre içinde 51 bin 200 yatırıma ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, buna karşın yalnızca 43 yatırıma ‘ÇED Olumsuz’ kararı verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan ÇED istatistiklerine göre, Bakanlık, 23 yılda yalnızca 777 yatırıma ‘ÇED Gereklidir’ kararı verirken, 4051 projeye ise ‘ ÇED Olumlu’ görüşü verdi. Bakanlığın ÇED sürecini gerekli bulmayarak ‘yeşil ışık’ yaktığı yatırımların başında, petrol, madencilik, tarımsal gıda, atık-kimya, sanayii, enerji, turizm ve konut gibi çevre üzerinde baskısı yoğun olan alanlar bulunuyor.
Yusuf Yavuz
Odatv.com