Tayyip Erdoğan, “Yeni Türkiye’nin inşası çerçevesinde yeni anayasamızı da çıkartacağız. Başkanlık sistemi de inşallah bu şekilde hayata geçecektir. Benim milletim başkanlık sistemini istemiyorsa, bizim milletimize söyleyecek hiçbir şeyimiz yoktur, onu da öper başımıza koyarız. Olay bu kadar basittir” dedi!
Erdoğan, yaklaşımını kuvvetlendirmek için bu defa milletvekillerine “Atatürkçülük ayağı” verdi! Hani halk ozanlarına “ayak” verilir ya, o bağlamda… İfadesi şöyle:
“Ey Parlamento’daki saygın üyeler, gelin bir karar alın. Deyin ki ‘Biz millete gideceğiz.’ Millete gidin. Bakın bakalım millet size ne diyor. Hazırlayın, sunun millete. Millet ‘evet’ diyorsa, egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Siz Atatürkçü değil miydiniz? Atatürkçü olduğunuza göre, Gazi Mustafa Kemal ne diyor? ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’. Öyleyse haydi millete gidelim, ‘Millet bu kararı versin’ diyelim. Milletin verdiği karara da uyalım.”
Güzel de Atatürk, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir derken, “Milleti İbrahim”i mi kastediyordu, yoksa “Türkiyeli”leri mi, yoksa “Türk Milleti”ni mi?
Türk Milleti, kendi adının çıkarılacağı bir anayasayı niçin oylasın?
***
Millete diyorsunuz ki “Ey millet, ben senin Türk Milleti olduğunu kabul etmiyorum. Türk, etnik bir gruptur, biz millet derken seni değil, ‘Milleti İbrahim’i yani ümmeti kastediyoruz. Biz ümmet birliğini esas alıyoruz. Anayasa’yı da bu çerçevede değiştireceğiz!”
Erdoğan’ın son günlerde kullandığı tabirle milletin alnında “enayi” mi yazıyor?
Bir milletin fertleri veya o milletin vekilleri, kendi adını tanımayan bir Anayasa’yı tartışmaya veya oylamaya mecbur edilmek isteniyor! Burada akıl ve mantık var mıdır?
***
Erdoğan’ın bir bildiği var elbette. Yoksa bu kadar cüretkâr davranamazdı. Zaten CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan çekilmesi üzerine “Öyle veya böyle aklıselim sahibi olan parlamentonun diğer üyeleri kesinlikle bu işe kararlı bir şekilde yürürlerse masadan çekilenlere de ‘hayırlı olsun’ demekten başka söyleyecekleri bir şey yok” diye bir ifade kullandı.
AKP’nin dışında diğer üyeler kim? CHP çekildiğinde, içinde Türk’ün olmadığı, Türk kimliğini yok etmeyi hedefleyen bir Anayasa’yı, ana felsefesi “Türk Milliyetçiliği” olan MHP ile mi yapacaksınız yoksa AKP gemisini, etnik ırkçılık üzerinde siyaset yapan HDP’ye mi bordalayacaksınız?
***
Komisyon başkanlığını yapan Meclis Başkanı İsmail Kahraman, “Eğer siyasi partilerimizden ‘Hayır, devam edeceğiz’ diye… Ki bu ‘devam edeceğiz’ sözü zaten 3 partinin var. CHP’den böyle bir karar gelirse devam ederiz. Yoksa…” dediğine göre, AKP’nin yanında HDP ve MHP, sistem tartışması ile birlikte “Yeni Anayasa” yapmayı kabul etmiş durumda!
Nitekim MHP’li komisyon üyesi Mehmet Parsak, “Biz masaya uzlaşma anlayışı ve yapıcı tutumla oturmuştuk. CHP daha işin başından ‘Komisyonun adı Türkiye’yi Darbelerden Arındırma Komisyonu olmalıdır. Görevi de parlamenter sistem içinde anayasanın yenilenmesi çalışmaları olsun’ dedi. Diğer üç parti olarak, ‘komisyonun adı anayasa uzlaşma ya da mutabakat komisyonu olmalıdır’ dedik. Biz de güçlendirilmiş parlamenter sistemden yanayız. Ama daha çalışmaya başlamadan bunu şart olarak koymak tıkayıcı bir durum” diye cılız bir açıklama yaptı!
***
Kısacası, komisyonda MHP’nin yapması gerekeni CHP yaptı!
CHP’li komisyon üyesi Namık Havutça, “CHP olarak ön şart koyduk, ‘devletin rejimini tartışmaya gelmedik’ dedik” dedi.
Erdoğan’ı umutlandıran, MHP temsilcilerinden de böyle bir söz duymamak değil midir?
yeniçağ