Tayyip Erdoğan, Musul’a yapılan operasyon ile ilgili konuşurken Misak-ı Millî’den bahsediyor, Ankara Valiliği, 30 Kasım’a kadar bütün toplantı, gösteri ve yürüyüşleri güvenlik gerekçesiyle yasaklıyor! Terör tehdidi var diye herkes evine mi kapanacak peki? Bu karar, “29 Ekim’de Cumhuriyet bayramını kutlamayın, 10 Kasım’da Atatürk’ü anmayın” demektir.
Ankara’da halkı koruyamıyorsanız, Musul’da ne yapabilirsiniz?
***
Bakınız, Musul’da operasyon, şehrin boşaltılması için yapılıyor!
BM Irak İnsani İşler Koordinatörü Lise Grande diyor ki “Musul operasyonu sebebiyle 700 bin kişi barınma sorunuyla karşılaşabilir. BM, bu talebi karşılayamaz..”
Musul’un nüfusu ne kadar zaten? Grande, Musul’da 1.2 milyon ile 1.5 milyon arasında kişinin bulunduğunu tahmin ettiklerini, yaklaşık 1 milyon kişinin kentten kaçmaya çalıştığını belirtti.
Bu öngörüler, operasyonun asıl hedefinin, Musul’da etnik veya mezhebe dayalı temizlik yapmak olduğunu göstermiyor mu?
***
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest ise “Musul, DEAŞ için sembolik bir ehemmiyete sahipken onları buradaki yerlerinden etmek önemli bir stratejik oyun. Operasyon, biraz zaman alacak, çünkü Musul büyük bir şehir olduğu gibi DEAŞ da son iki yıldır burayı savunmak için kazılar yapıyor. Şehri korumak için masum insanların hayatlarını tehlikeye atmakta tereddüt etmeyeceklerini biliyoruz. Kenti ellerinde tutmak için son derece ahlâk dışı ve tehlikeli taktiklere başvurabilirler” diyor..
Oysa asıl stratejik ve ahlâk dışı oyun, Musul halkını yerinden etmek için oynanıyor. Konunun uzmanı Abdullah Ağar, üç önemli haberi duyurdu:
İddia 1: Rus Ria Novosti Haber Ajansı, Musul’da bulunan IŞİD militanlarının şehirden ayrılması için ABD ile Suudi Arabistan’ın anlaştığını iddia etti. Haberde 9 bin IŞİD militanının aileleriyle birlikte Suriye’ye güvenli bir şekilde geçeceği ve Suriye’ye geçen bu teröristlerin orada etki üreteceği öne sürüldü.
İddia 2: Musul bölgesinden haber veren bazı yerel kaynaklar 13-14 Ekim gecesi Musul’a inen bazı helikopterlerin görüldüğünü iddia ediyor. Bu helikopterlerin IŞİD’in Musul’daki yabancı-profesyonel savaşçılarını alıp, bilinmeyen bir yere götürdükleri ifade ediliyor.
İddia 3: Rudaw’ın haber bültenine konuk olan KDP’nin Musul Sözcüsü Muhittin Mızuri, “Musul’da gerek halkın, gerekse de IŞİD’in durumu kötü. IŞİD, halkın örgüte güveninin kalmadığına kanaat getirmiş. Halk da örgütün yabancı üst düzey yetkililerinin şehri terk ettiğini görüyor” dedi.
***
Şimdi daha net görülüyor ki IŞİD’in Musul’u işgali, kendi adına giriştiği bir eylem değildi. Şehri, şimdiki işgalciler için ele geçirmelerine yol verildi.
Peki bu oyun, nasıl bir aklın eseridir?
Denizli Valisi Ahmet Altıparmak’ın 15 Temmuz’daki darbe girişimiyle ilgili söylediği söz, Musul operasyonu için de geçerli:
“Bu akıl, tam Amerika’da yetişmiş İngiliz genleri taşıyan bir Yahudi’nin aklıdır diyorum. Bu, burada bitmeyecek diye düşünüyorum. Bu elbette devam edecektir. Belki oyuncular zamanla değişir ama kurbanları yine Türk ve Müslüman olacak.”
Tıpkı Musul’daki gibi.. Irak ordusunda Şii Türkmenler var, Musul’da da Sünni Türkmenler.. Birbirlerini öldürecekler! Zira ön saflarda hep onlar var.
***
Elbette Türkiye’nin güneydeki güvenliği, Kerkük’ten, Musul’dan, Telafer’den, Halep’ten başlar. Üstelik bu şehirler tarihi olarak Türkmen şehirleridir. ABD’nin Irak’ı işgal etmesi ve Suriye’yi terör örgütlerini kullanarak iç savaşa sürüklemesinin en önemli sonucu, Türkmenlerin bu şehirlerden adeta kazınmasıdır. Niçin? ABD/İsrail koridoru kurmak ve Türkiye’yi kuşatmak için..
Yeniçağ