Çukurca’daki PKK’lı teröristlerle mücadeleyi, Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler böyle tarif ediyor…
“Ölüm kalım savaşı”
Yani biz kendi ülkemizde işgal altındayız ve bir ölüm kalım savaşı veriyoruz…
Oysa biz buna, “terörle mücadele” diyorduk…
“Savaş” diyenlere kızıyorduk:
“Savaş devletler arasında olur… PKK bir terör örgütüdür.”
Ama ilk defa bir resmi ağız, Jandarma Genel Komutanı, bir Orgeneral bunu çok açık şekilde ifade etti:
“Ölüm kalım savaşı veriyoruz”
* * *
Bir düzeltme de olmadı…
Oysa “Savaş iki devlet arasında olur” hassasiyeti her zaman korundu…
Dünyanın en güçlü ordularından ve NATO’nun da 2 numarası olan Türk Silahlı Kuvvetleri kendi ülkesindeki PKK çapulcularına ölüm kalım savaşı veriyorsa…
Ölmüşüz, ağlayanımız yok!..
Hendek, tünel, barikat, yollara döşenen bombalarla en çok tahkim edilen Diyarbakır Sur İlçesi, Cizre gibi yerlerde bile TSK unsurları ve Özel Harekat Polisleri PKK’yı dümdüz etti…
Çok şehit verdik, ama “ölüm kalım savaşı” demedik…
* * *
Hayrettir, bu söze Recep Bey ile Binali Bey de bir açıklama getirme ihtiyacı duymadı…
Bu durumda biz, gerçekten ölüm kalım savaşı mı veriyoruz?..
Ülkemizin bazı yerleri işgal altında mı?..
“Göğüs göğüse çarpışma” deniliyor, cephe savaşına mı girdik?..
Battık da çıkmaya mı çalışıyoruz?..
Şimdi Suriye’den de şehitler gelmeye başladı…
Bir yandan PKK, bir yandan FETÖ, bir yandan IŞİD…
Ne oldu bize?..
Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz?!.
Faizler-zamlar!..
Başbakan Binali Bey sürekli yatırımlardan söz ediyor, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne 4 yılda 140 milyar TL yatırım yapılacakmış…
Milyarlarca liradan söz ediyorlar, ama emekliye gelince para bulamıyorlar!..
Ve benzinin fiyatını 5 kuruş indiriyorlar, iki gün sonra para bulmak için ÖTV’ye zam yapıp 25 kuruş birden bindiriyorlar…
Öte yanda Başvekil muavini Nurettin Canikli “Sıra mevduat faizlerinde… Mevduat faizleri de düşürülmeli” diyor…
Yani, küçük tasarruf sahiplerinin bankalardan aldığı 3-5 kuruş mevduat faizine de göz dikmiş durumdalar…
Kardeşim Nurettin, yahu sen mevduat faizinden önce şu enflasyonu düşürsene…
Niye “kazık” hep vatandaşa giriyor?..
Belediyenin kabadayısı!..
Doğallığıyla ünlü Kadıköy, Fenerbahçe Parkı gireni çıkanı belli olmayan, güvenliği kalmamış, sahipsiz bir vaziyette…
Geceleri tinerci ve sarhoşlar yatağı… Aylar süren yeni aydınlatma çalışmaları tamamlandı, ama koskoca parkta özel güvenlik ekibi olmadığı için adam kesseler kimsenin haberi olmaz!..
Geçenlerde, sabah erken saatte parkın içinde yürüyüş yapan vatandaşın arkasına bir otomobil dayanıyor…
Vatandaş bu pervasız kişiye bisikletin bile girmesinin yasak olduğunu söyleyince… Kabadayı “Madem öyle kamyon da sokacağım” diyor ve aracını yürüyüş yolunda çaprazlama durdurup vatandaşın önünü mafya usulü kesiyor, bir sürü laf ediyor…
Sabah sabah insana bela olan bu kabadayı kimmiş?.. Kadıköy Belediyesi çalışanı…
Oradaki çayhaneyi çalıştırması için görevlendirilmiş, ama hem parka aracıyla giriyor, hem sabah yürüyüşü yapan vatandaşa posta koyuyor… Yani hem suçlu hem güçlü!..
Daha önce de yazmıştık, bisikletin girmesinin yasak olduğu tabelalarla ilan edilen parka motosiklet de giriyor, kamyonet ve kamyon da…
Zira Fenerbahçe Parkı sahipsiz ve güvenilir değil!..
Belediye Başkanı Aykurt Beyin bilgisine (!) ve ilgisine!!!