Ne de olsa alışmıştık…
Sesin çıkmıyor…
*
Gündüzleri uçaklarla, helikopterlerle meydanları gezip, önüne geleni diline dolayıp canına okumana… Geceleri televizyon televizyon dolanıp kafana taktığını pataklamana… Arada kalan zamanda da ekstradan artık kim düşerse eline…
Bu bakımdan boşluk oldu sanki…
Orada mısın?..
*
Geçmişe dair söyleyeceklerim bu kadar…
Çünkü bizde düşene vurmazlar…
*
Yıkılan gururların, çalınan onurların, yaralı yüreklerin, gözyaşlarının,
kuzu gibi evlatların, bir daha evine dönemeyen babaların, ateş düşen yuvaların, yıkılan Cumhuriyetimizin hesabını zaman nasılsa soracak…
Sana güvenip oy veren o saf insanların yüzü suyu hürmetine sorulacak hesabı hukuka bırakarak…
Şu söyleyeceklerim; geleceğe dair…
*
Bak:
“Tarafsız olman lazım” diye tutturmamız boşuna değildi…
O dediğimiz noktaya geldik…
Demokrasi uzlaşı rejimi olduğu için, bu çıkan sonuçlara göre partiler arası uzlaşıyı sağlayacak bir ciddi devlet adımına ihtiyaç var…
Biz buna “Tarafsız Cumhurbaşkanı” diyoruz…
Cumhurbaşkanı’nı ortalığı kırıp döksün, milleti birbirine düşürsün diye değil, bugünler için koymuşlar anayasaya…
Tarafsız…
Saygın…
Herkese eşit uzaklıkta…
Ön yargısız…
Güvenilir…
*
İşte…
Herkes kaos yerine, uzlaşı, barış, özveri dilerken… Gençlerimizin, çocuklarımızın, yarınların hatırına çık sen de dile…
Bir kez olsun…
“Cumhurbaşkanı” olmayı dene…
*
Orada mısın?..