1978 yılında UNESCO, üye 156 ülkenin oybirliği ile 1981 yılını bütün dünyada, “Atatürk Yılı” ilan ederken, kararın gerekçesinde Atatürk şöyle tanımlanıyordu: “Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşsiz devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti‘nin kurucusu..”
Bütün insanlığı gururlandıran böyle bir lidere sahip olduğumuz için biz Türkler çok şanslıyız. Ancak ortaçağ karanlığından beslenen Osmanlı artıkları, UNESCO’nun yukarıdaki tanımından rahatsızdırlar ve bu rahatsızlıklarını artık her şekilde söylem ve eyleme dökerek belli etmektedirler.
Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’ni yok ederek, kaçak ve kimliksiz yapılarla dolduranlar, herkesin büyük keyifle yürüdüğü Atatürk Bulvarı’nın yaya yollarını ortadan kaldıranlar, cumhuriyetle ilgili her tür anıyı, binayı, tarihi ve milli değerlerimizi yok edenler, şimdi Anıtkabir’e saldırmaktadırlar.
Anıtkabir, eşsiz önderimiz büyük Atatürk’ün; asker Mustafa Kemal, devlet adamı Gazi Mustafa Kemal, büyük siyaset ve bilim adamı, büyük düşünür ve yaratıcı büyük deha Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün erdemlerinin, güç ve yeteneklerinin bir sembolüdür. Anıtkabir’de, Atatürk’ün adı ve kişiliği altında Türk Ulusu sembolize edilmiştir.
Anıtkabir, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ve büyük devrimlerin önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Anıt Mezarıdır. Anıtkabir, ülkemize ve dünyaya çok şey katmış, insanlığın ortak değeri olmuş, evrensel bir yüce kişiliğin sonsuza dek huzur içinde uyuması gereken yerdir. Anıtkabir bir saygı mekanıdır, anı mekanıdır. Anıtkabir, birinci derecede koruma altına alınmış bir alandır ve doğal görünümünü bozan hiçbir yapılaşmaya izin verilemez.
Kurulduğu günden bu yana askerler tarafından işletilen, geliri Anıtkabir ve Atatürk’ün tanıtımı için harcanan küçük kafeterya, geçtiğimiz Nisan ayında “Özsüt” bayisi “MNU Gıda” adlı özel bir şirkete kiralanarak, dış mekana açılmıştır. Üstelik 78 yıllık Özsüt şirketi, iki yıl önce Lübnan asıllı bir iş adamına satılmıştır.
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir Anıt mezarda 200 kişilik kafeterya ve çocuk oyun alanı yoktur, yapılmaz da zaten. Anıtkabir’de yapılan dış mekandaki 200 kişilik kafeterya, Anıtkabir’in doğal dokusunu bozmaktadır.Çocuk oyun parkı için zaten söylenecek söz yoktur. Atatürk’ün huzuruna çıkan çocuklar, o etkileyici ortamda oyun bahçesine gereksinim duymazlar. Sadece çocuk oyun parkının kaldırılması yeterli değildir, çocuklar gibi büyüklerin de dış mekanda 200 kişilik bir kafeteryaya gereksinim duymadığı ve duymayacağı da kesindir. Bugüne dek Anıtkabir’i ziyaret eden hiç kimsenin böyle bir isteği olmamıştır. Temel gereksinimler için uygun fiyatlarla, kapalı mekanda küçük kafeteryalar bulunmaktaydı, ancak özelleştirmeden payını alınca, fiyatlar da yükseldi ve dış mekanlara taşırıldı.
Anıtkabir Komutanlığı’nın çocuk parkının yapımına katkı sağlayan ve reklamını yaptıkları MNG kargoya teşekkür etmesi ise aymazlıktır. Bütün olanlara onay veren Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı ise sapkınlıktır. Sırada ihanet vardır, Anıtkabir’e AVM yapılması, lunapark yapılması, cami yapılması ve hatta Anıtkabir’in kaldırılması gibi olanaksız işler gündeme getirilecektir.
Çocuklarımız Anıtkabir’e oyun oynamak için değil, tarihimizi öğrenmek ve ülkemizin kurtarıcısı Atatürk’e saygı sunmak için gelmektedirler. Çocuklarımız, nerede oyun oynayacağının ve nerede saygı duymaları gerektiğinin bilincine sahip olarak yetişmektedirler. Anıtkabir’e isteyerek gidilir, duygulanılır ve şükranlar sunulduktan sonra gözler nemlenir; büyük bir coşku ve huzurla ayrılınır.
Hepimiz, Atatürk ve yarattığı Türkiye ile var olduğumuzu asla unutmamalıyız. Bizler Atatürk’le yurttaş olduk, güçlü olduk, mutlu olduk. Her şeyimizi Atatürk’e ve O’na inanarak mücadele edenlere borçlu olduğumuzu unutmamalıyız.
Ülkemizin ve milletimizin özgürlüğünü, bağımsızlığını emperyalistlere karşı savaşarak kazanan, yepyeni bir devlet kurarak, çağdaşlaşma yolunda atılımlar yapan Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan saygısızlık asla kabul edilemez. Atatürk’ün sonsuza dek huzur içinde uyumasını ve saygı mekanına saygısızlık yapılmamasını sağlamak hepimizin görevidir. Anıtkabir’in sonsuza kadar Türk Milletinin koruması altında olduğu unutulmamalıdır..
İlk Kurşun Gazetesi, 26 Eylül 2016.