Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Karabük Şube Başkanı Zeki Öz, terör propagandası içerikli bildiriye imza atan 1128 akademisyene sert tepki gösterdi.
“Terör, kandan ve şiddetten beslenen bir insanlık suçudur. Buna alet olan, şiddeti, kanı, hendeği ve silahı meşru gören herkes sıfatı ve unvanı ne olursa olsun bu suça ortaktır” dedi
Başkan Öz; “İmzalarını terör tüccarlarının malı haline getiren sözde 1128 akademisyenin, akademik unvanlarını terörün emrine verdiklerini itiraf ettikleri bildiridir. Bu bildiri, 28 Şubat ve benzeri süreçlerde “ordu göreve” pankartlarının altına konuşlanan akademisyen görünümlü vesayet aklı, bugün de “insan”, “insan hakları” ve insan onuru” kavramlarıyla makyajlanmış bir bildirinin altında “ihanet paktı” olarak arz-ı endam etmeye çalışıyor.
Bu kapsamda hayata geçirilen Gezi Parkı kalkışması, 17-25 Aralık darbe girişimi, Kobani mazeretli 6-8 Ekim ayaklanma provaları akamete uğrayınca, Türkiye’nin yenilenme arayışlarını, “Yeniden Büyük Türkiye” hedefli çabaları bertaraf etmek için eski tetikçilere, terör üretme uzmanı işbirlikçilere “göreve dönün” davetiyesi gönderildi. Bu daveti yapanlar ve davete uyanların içinde bulunduğumuz dönemdeki ortak çalışması; bazı il ve ilçelerimizde hendek terörünün hayata geçirilmesi ve bu terör yönteminin siyasetten, akademiye, medyadan, ekonomiye farklı mecralar üzerinden desteklenmesidir.
1 Kasım seçimleriyle siyasi istikrarın yeniden sağlanması, ekonomik istikrarsızlık riskinin sonlandırılması, özelde Türkiye’ye dair hesapları olanların hayallerini kâbusa dönüştürmüştür. Bu kabustan kurtulmak için Çözüm Süreci ile birlikte oluşan huzuru hendeklere gömmeye karar verenler ve bu kararın icrasında sorumluluk alanlar, bir şekilde kendilerini ifşa ederek kirli tezgahların sahiplerinin personel sistemine dahil olma heyecanlarını deklare ediyorlar.
Görmediği yeri hayal ederek manzara resmi çizenlere sanatçı, gitmediği yerin ahvalini vehimleriyle anlatana ise ya tezgâhçı, ya da yalancı denir. Kendi kalemlerinden çıkmışsa ihanetin, başka bir kalemin altından çıkmışsa kalem sahiplerine esaretin belgesi hükmündeki bildirinin altındaki imzaların sahipleri; “Devletin suçuna ortak olmayacağız” gibi iddialı cümlelerle, terör örgütünü aklama telaşını gizlemeye çalışıyorlar. Kamu düzeninin tesisine katkı sunmak yerine, çocuktan, kadına, gençten yaşlıya büyük bir insan kitlesini mağdur eden terör eylemine, hendek terörüne, terör iklimine “akademik katık olmak” tercihlerini ortaya koyuyorlar. PKK’nın dün ve bugün gerçekleştirdiği, yarın da gerçekleştirmeye tevessül edeceği kirli elleri, terör faaliyetlerini perdelemek için canhıraş çaba sarf ediyorlar.
Altında imzaları bulunan cümlelerle “Hendek terörüne izin verin yoksa uluslararası kurumları harekete geçiririz” tehdidi savuran bu zevatın iftira ve ithamlarla bezediği bildiri, imzası bulunanların terör taşeronlarının amelesi oldukları tescilleyen toplu işe giriş bildirgesidir. Terör örgütünü ve destekçisi siyasi uzantılara terörü terk etme çağrısında bulunamayan bu zevat, akademik dünyayı terk etme tercihini ciddi ciddi düşünmelidir. Çocukların eğitimsiz kalmasına, hastaların tedaviden yoksunluğuna, insanların huzursuz olmasına neden olan hendekleri kazanlara ve hendek siyaseti yapanlara “hendekleri kapatın” daveti yapamayanları, çenelerini kapatmaya davet ediyoruz. Terör örgütüne “silah bırakın, silahları teslim edin” deme cesaretini gösteremeyenlerin, terör baronlarının ve taşeronlarının esaretinde olduklarını itiraf edenleri, üniversitelerdeki gençlerimizin yakasını bırakmaya, kadrolarını ve unvanlarını millet için, birlik için, beraberlik, kardeşlik ve eşit yurttaşlık için ter akıtacak insanlara teslim etmeye çağırıyoruz.
Terörün, kandan ve şiddetten beslenen bir insanlık suçu olduğunu tekrar hatırlatarak, Büyük Memur-Sen ailesi olarak terörü, hangi adresten gelirse gelsin, reddediyor ve kınıyoruz.” Diye tepkide bulundu.