Gördünüz mü, pişmiş aşure gibi duruyordu, pişmemiş olduğu ortaya çıktı. ABD’den sonra Arap Birliği de “Türkiye Irak’tan çekilsin” istedi. Oysa şu sıralarda “fırsat geldi reisimizi başkan yapalım” hedefinin peşine düşmüş olanlar, “Türk-Arap aşuresi pişirmek için” kazanın altına kucak dolusu kuru odunlar atmış, ateşin altını da bizzat Arapça dualar okuyarak üflemişlerdi.
Ustalık ilan etmişler.
“Arap Baharı” sonrasının çekip çeviricisi olmak için ağırlık koymuşlar ve “Osmanlı değerlerini öne çıkartıp kendileri söyleyip kendileri inandıkları büyük tarihi mirasla Ortadoğu’da tüm Arap milletinin gerçek liderinin Tayyip Erdoğan olacağını” ilan etmişlerdi.
Büyük propagandaydı.
Az değil.
Yüzde 50’yi inandırdılar.
* * *
One Minute!
Arapları kucaklamak içindi.
İsrail’e haddini bildirmişti.
Dünyanın, BM’deki “beşten büyük olduğunu” sık sık haykırmak da Arap dünyasının ezilmişliğinin, garipliğinin, yoksulluğunun yanında durmanın küresel somut adımıydı. Ortadoğu’nun yeni lideri diye bakılan Tayyip Erdoğan, İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İSEDAK) 57 temsilcisini toplamış, şunları söylemişti: “Bakın açık açık söylüyorum. Dışarıdan gelenler, İslam coğrafyasının petrolünü seviyorlar, altınlarını, elmaslarını seviyorlar, ucuz işgücünü seviyorlar. Çatışmalarını, kavgalarını seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar. Buna daha ne kadar seyirci kayacağız. Daha ne kadar tahammül edeceğiz…”
Ne devrimci sözler!
Ayakta alkışlanmıştı.
* * *
Arap gazeteciler, gazetelerinde “Ortadoğu’da Nasır’dan, Mübarek’ den, Saddam’dan, Kaddafi’den boşalan liderliğin dolmakta olduğunu” bile yazmaya başlamışlardı.
Aşure pişti zannettiler.
Ne oldu?
Arap Birliği, Bağdat yönetiminin isteği üzerine olağanüstü toplandı ve dün “Türkiye’nin bölgedeki tutumunun ‘rahatsız edici’, bu durum karşısında Irak’ın kaygılarının ise haklı olduğunu” açıkladı.
Aşure pişmemiş.
Pişti diye yiyenlerin karınlarına ağır sancılar girdi. Şimdi içeride birileri sancıyı giderecek doktorun Bürüksel ile Washington’dan gelmesini bekliyorlardır.
Avrupa bizi içine alacak!
Yeni aşure bu!
Bir sevinç, bir sevinç!
* * *
Pişmemiş aşure kaşıklayıcılarının nazik midelerine bir başka ağır sancı da önceki gün Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’ten girdi. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, Putin’in safına geçip “pişmemiş aşure kaşıklayanların karnına ağır bir tekme” attı. Rus uçağının düşürülmesi konusunda “Türkiye büyük bir yanlışlık yaptı” diyerek bir anlamda “Erdoğan’ın Putin’den özür dilemesini” istemeye getiren sözler söyledi. Daha düne kadar Almazbek, Ankara’ya AKP kongrelerine baş misafir olarak davet ediliyor ve “Tayyip Ağabey” diyordu. Tayyip Ağabey de Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın “Ağabey” deyişini yandaş televizyon kanallarında üç gün boyunca, her saat başı canlı olarak yayınlatıp bütün Türkiye’ye “aşurenin piştiğini” anlatmak istemişti.
Aşure pişmemiş.
Olsun!
Arap aşureden ne anlar!
Almazbek sen kimsin be!
Yeni Adana 98 yaşında!
Üzerinde çocukluğumun saygısı, sevgisi var. 10- 11 yaşında Adana’da caddelerde “Yazıyor… Yazıyor…” diye bağırarak gazete satan çocuklardan biriydim. Şu anda tüm Türkiye’de ailelerine katkı olsun diye sokaklarda bir şeyler satan milyonlarca çocuk var ama gazeteler artık gelişmiş dağıtım araçları ile okura ulaşıyor. Her gün sabah namazından önce kalkıp matbaasına giderek alıp sattığım ve günde 35 kuruş kazandığım Yeni Adana gazetesi 98 yaşına bastı. Yeni Adana, Fransız işgaline karşı mücadeleye kalem desteği sunmak için Ahmet Remzi Yüreğir’in kurduğu bir gazete olarak doğdu, bugünlere geldi. Türkiye basın özgürlüğünde Afrika’nın gerisine düştü, Yeni Adana yılmadan, bıkmadan, eğilip, bükülmeden yazıyor… Yazıyor!..