CHP, kediyle ciğer emanet etmiş. Sezgin Tanrıkulu gibi, PKK ağzından konuşan birini Cizre’yi incelemesi için göndermiş. Adamın anlattıklarını okusanız, sanırsınız ki devlet, Cizre güllük gülistanlıkken, hendekler, bombalar yokken, sırf cezalandırmak için girmiş ve herkesi öldürmüş, her yeri yakmış, yıkmış.
Allah inancınız varsa Allah’tan korkun insafsızlar!
CHP yönetimi Mustafa Kemal’in kemiklerini sızlatıyor. HDP/PKK’lı milletvekillerinin fezlekeleri TBMM’ye geldi. Kalkmışlar, bütün milletvekillerinin fezlekeleri oylansın, diyorlar. Yahu yakın tehlike var, uzak tehlike var. Yakın tehlike PKK… Üstelik milletin mutabakatı var… Ne diye PKK’nın işine yarayacak çıkışlar yapıyor, ipe un seriyorsunuz?!
Maksadınız Ak Parti düşmanlığı ise, ateş edeceğiniz yer bölücülerin siperleri değildir! Şimdi “mağdur” olan “cemaat”in bir kesimi de bunu yapmıştır. (Mağduriyetlerini de her zaman, -şerh koyarak- yazacağımızı belirtirim. Ama PKK’ya arka çıkarlarsa, halk mağduriyetlerini dikkate almaz. Bunu bilmeleri lâzım!)
CHP milletvekili Sezgin’in söylediklerine bakın:
PKK’nın “insan hakları” temsilcisi gibi çalışan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sezgin’le aynı kafada…
Ankara ne yapsaydı? Devlet içinde devlet kurulmasına fırsat mı verseydi? Cizre bir Aynü’l-Arab mı olsaydı, bir Tel Ebyad mı olsaydı?.. Sonra Amerikalılar, Ruslar gelsinler, militanlara her türlü desteği sağlasınlar!
Bunu mu istiyorsun Şebnem?! Bunu mu istiyorsun Sezgin?! Neden “PKK” demiyorsunuz, neden “devlet” diyorsunuz?! Demek ki sizin gönlünüz, PKK’ya yatıyor.
Sezgin de Şebnem de Cumhuriyet gazetesine konuşmuş. Alın işte, gazetenin, kimin yayın organ hâline geldiğinin ispatı. İnceleyin gazeteyi, PKK’lıların finanse ettiği gazetelerden bile daha PKK’cı.
Şu anda bir harbin içindeyiz. Bize düşmanlık edenleri herkes bilmelidir.
Sezgin, “Hâlâ ceset parçaları çıkıyor. Bunu çatışmayla izah edemezsiniz. Savaş görüntüsü var.” diyebiliyor.
Şebnem de öyle dramatize etmiş ki gözleriniz yaşarır: “Cizre’de yanmış ve çürümüş insan eti kokuyordu. Evlerdeki eşyalar sanki bilerek, isteyerek tahrip edilmiş. Bu bir imha operasyonu[dur].” (Selin Görgüner, “Cizre Ölüm Kokuyor”, Cumhuriyet, 8 Mart 2016).
Bu insanlar bu raporları neden hazırlıyorlar? İleride Avrupa üzerimize geldiklerinde bu kasıtlı raporlar önlerine konacak.
Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü’nün şu sözlerine ne demeli: “Operasyonlarda gösterdiğimiz duyarlılıkla da övünüyoruz. Bu operasyonda gösterilen duyarlılığın aynısı bir Avrupa ülkesinde uygulansaydı herhalde bunu başaranlara Nobel Barış Ödülü verilirdi… Güvenlik kuvvetlerinin olmazsa olmazı ‘sivil halka zarar verilmemesidir.’ 15 günde bitirebileceğimiz bir operasyon gerekirse 45 günde biter ama siviller zarar görmez düsturuyla hareket etmekten vazgeçmeyiz.” (Saygı Öztürk, Sözcü, 7 Mart 2016).
Şebnem, Sezgin kulaklarınızı açın ve dinleyin… PKK’cılık size kaybettirir.
CHP, kendine gelmeli!
Arslan TEKİN/yeniçağ