Ankara’nın Sincan ilçesinde, “Sincan’a yakışır, tarihi özellikleri olan, Kocatepe Camisi gibi bir cami” yaptıracaklarını beyan ederek, vatandaşlardan “himmet” adı altında topladıkları yardım ve bağışları, kendilerine yakın gördükleri kurum, vakıf, kişi ve kuruluşlara “bağış” adı altında usulsüz şekilde aktardığı iddia edilen 18 kişi yargılanıyor.
İddianamede, sanıkların, “müteselsilen dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık”, “müteselsilen vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç kullanılması suretiyle dolandırıcılık”, “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık”, “ihaleye fesat karıştırma”, “müteselsilen özel belgede sahtecilik”, “müteselsilen resmi belgede sahtecilik” gibi suçlardan cezalandırılması talep ediliyor…
Burada asıl suç, “dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık”tır.
Bu örnekte de görüldüğü gibi halkımızın dini inanç ve duyguları dolandırıcılar tarafından çok kolay istismar edilebiliyor.Her zaman sorarım, halkın parasını dini inanç ve duygularını istismar ederek kendi cebine aktarmak dolandırıcılık ise halkın oylarını dini inanç ve duygularını istismar ederek almak da cezalandırılması gereken bir dolandırıcılık suçu değil midir?
***
Bir örnek daha vereyim… Manisa Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, kentteki Güneydoğu ve Doğu illeri nüfusuna kayıtlı vatandaşlardan ramazan ayı boyunca “fitre” adı altında topladıkları paraları, güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen PKK’lı teröristlerin ailelerine ya da doğrudan örgüte gönderdikleri tespit edilen HDP’li iki il yöneticisi, il dışına çıkarken yakalandı.
Gerek “Kocatepe Camisi gibi cami yapacağız” gerekse “fitre topluyoruz” diyenlere para veren vatandaş, takdir edersiniz ki aynı zamanda seçmendir! Yani oylarıyla ülkenin geleceğine karar veren, onlardır!
AKP’nin önde gelen yetkilileri, Tayyip Erdoğan’a uyarak her başları sıkıştığına “millet iradesi”nden bahsediyor. Yani “Biz yüzde 50 oy aldık, millet iradesini de biz temsil ediyoruz, Yeni Anayasa da yaparız, Yeni Türkiye diyerek mevcut rejimi de değiştiririz” demek istiyorlar.
Peki bu kadar kolay dolandırılan insanların iradesi, millet iradesi midir? “Millet iradesi”ni AKP mi temsil ediyor? Millî irade nedir?
***
Prof. Dr. Ramazan Demir, konuyu şöyle değerlendiriyor:
“Milletin halen yaşayan kesimine halk denir. Oyu, yaşayanlar kullanabildiği için sandıktan çıkan ‘millî irade’ değil, sadece ‘halkın iradesi’dir. Bu da seçtiklerine her şeyi yapma imkân ve yetkisini asla vermez. Sadece belli bir süre içerisinde mevcut anayasal düzenle çerçevesi belirlenmiş hukuka göre yönetme yetkisi verir! Bu bağlamda; ‘sandıktan çıktık her şeyi yaparız’ diyenler yanılıyor; her şeyi yapamazsınız, mevcut yasalara uyarak kurallara, geleneklere uyarak ancak ‘hizmet’ edebilirsiniz.
Meselâ, halkın oyuyla, çoğunluk oyuyla iktidar oldun diye mandacılığı kabul edemezsin! Türk Milletinin bağımsızlığını riske atamazsın! Milletin egemenliği üzerinde oyun oynayamazsın, ikbal için, iktidar için yabancıya peşkeş çekemezsin! Sınırları kanla çizilmiş, şehit kanıyla yoğrulmuş kutsal vatan topraklarını kısmen ya da tamamen satamazsın! Devletin ve milletin ebediliğini belli kurallara bağlayan irade, devletin kurucu ve uygulayıcı felsefesine uygun, anayasasında değişmez ilkeler, maddeler koymuştur… İşte bu millî iradedir. Milletin oyuyla verilen yetki ise millî irade değil, görev tayinidir… Görevin sınırlarını da yine anayasanın beşinci maddesinde yazılı amaçla sınırlamıştır. O görevler ve amaçlar dışında verilen millet iradesi kullanılamaz, devlet yönetilemez!”
yeniçağ