Üzerimize çöktürülmek istenen baskı, zulüm, verilen tehdit mesajlarından sinip de gündemden kopmamızı ve içimize kapanmamızı da kimse beklemesin. Avuçlarını yalarlar!..
Hakikat neyse o yolda aynen devam… Cehennem zebanilerine karşı ateşi söndürmek için karınca misali de olsa Hakk yolunda su taşımaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin fiilen girdiği Suriye cephesinde ne olduğuna ilişkin medyadan yansıyanlarla kafalarınızın çok karışık olduğunu tahmin edebiliyorum. TSK, Suriye topraklarında nereye kadar gidecek? IŞİD’in ana karargahı Rakka’ya girecek mi?.. Harekat güneye doğru beklenirken farklı bir gelişme sürpriz olabilir mi?
YPG, Fırat’ın doğusuna çekilir mi?.. Kürt koridoru ne olacak?.. Musul Harekatı?.. Barzani devleti?.. Esad’ın durumu?..
Kahpelerin Türkiye’yi tehdit mesajları ve eylemleri!..
Derkeen!.. Kanlı bir çemberin içinde sıkışıp kalır mıyız?.. Tüm bu ve benzeri soruların net cevabını veren bir kişiye Ankara’da henüz rastlayamadım. ABD, Rusya, İran, Irak ve Suriye ile farklı kapılardan pazarlık devam ediyor ama cephe o kadar geniş ve kaypak ki anlık gelişmelere göre planlamalar güncelleniyor.
Yapılan pazarlıklar ve atılan işaret fişeklerine baktığımda, iktidarın niyetinin çok açık olduğunu düşünüyorum;
YPG’yi bırakın, kara gücü biz olalım.
Bu çok riskli oyunun sonucu ne olur?.. Türk milleti bunu ne kadar içine sindirir?.. İçerideki yoğun baskı ve depolitizasyon dönemi ile acı gerçekler ne kadar yutturulur?.. Göremediklerimiz… Bilip de görmezden geldiklerimiz!..
İsterseniz; sıcak gelişmelerle devam edelim. Bölgedeki uzman üst düzey bir kaynak ne diyor;
“Rusya, Türkiye’ye 90 kilometre genişliğinde, 30 kilometre derinliğinde bir operasyon ve uçuşa yasak bölge ilan etme izni verdi. Bundan daha güneye inemeyiz. Böyle bir şansımız yok. Halep’in kuzeyinden diğer bölgenin güneyinde kalan bölgeyi ise ÖSO’nun kontrol etme şansı yok. ÖSO orada en zayıf grup. Savaş Çobanbey’den öteye geçmez. Suriye’de barıştan başka şansınız yok. Bütün veriler onu gösteriyor. ÖSO’nun sadece adı ve birkaç elemanı var. Geriye kalanı bizim özel kuvvetler. Orayı da bizim özel kuvvetler tutuyor. Fırat’ın doğusundan, Afrin’in güneyinden, Kobani ve Afrin’i birleştirebilirler. Böyle bir ihtimal hiç de sürpriz bir ihtimal değil.
Alt düzeyde Türkiye-Rusya ve Suriye arasındaki görüşmeler sürüyor. Geçtiğimiz günlerde üç ülke alt düzeyde Cezayir, Tunus ve Bağdat’ta bir araya geldi. Suriye’deki durumu ele aldı. Suriye’de barış sürecinin başlaması, seçimlerin yapılması için belli bir noktaya gelindi. Bundan sonra Ekim ayında Moskova’da yapılacak görüşmeler sonrasında Suriye’nin normalleşmesi, Esad ya da Esad’a yakın birinin başkanlığında Suriye normalleşebilir. TSK orada kalırsa çok büyük zayiatlar verebilir.
Barzani’ye devlet kurdurulmasını Rusya istemiyor. Dolayısıyla şu anda orada karışık bir durum var. Türkiye ise orada ticari ilişkilerden dolayı Barzani’ye mahkûm kaldı. Şu anda tartışılan başka bir konu Suriye’nin kuzeyinde kantonların bazıları ile Barzani’nin topraklarını birleştirmek. ABD şu anda bunu düşünüyor. Rusya ise buna sıcak bakmıyor. ABD şu anda tamamıyla Irak’ı düşünerek hareket ediyor. Barzani’yi sağlamlaştırmak istiyor. Bugün o bölgede seçim olsa Türkiye’deki sempatizanlarının da desteğiyle seçimleri Barzani değil, PKK kazanır.“
***
Bölgede görev yapan diğer bir diplomatın analizi;
“Suriye’nin bölünmesi isteniyor. Türkiye’ye zararı büyük olur. ABD Türkiye’yi ve İran’ı da bölmek istiyor. ABD’nin hesabı kitabı bu.
Elbeyli’nin karşısında Türkmen köyü var, arkasında Kürt köyü var, yanında Arap köyü var. Sünnileri, Arapları ayrı bir yere mi toplayacaksınız? Hepsini bir yere toplama şansınız yok. Kaldı ki Arap aşiretler birbirine düşman. Birinden Vali yapsanız, birinden Emniyet Müdürü yapsanız da birbirine düşman olurlar.
İngiltere’nin 100 sene öncesinde çizdiği sınırların koşulları artık yok. O zaman aşiret bilinci, ulus bilinci yoktu. Petrol geliri de yoktu, parayı da bilmiyorlardı, çadırda yaşıyorlardı. Adamlar şimdi lüks içinde yaşıyor, adamlar bu toprakları bırakmaz. ABD eğer böl-yönet hevesinde giderse kendi sorun yaşar. Kozmopolit durumda, ABD’liyim diyenler azınlığa düşmüş durumda.
Düğünde bomba patlatılıyor. Bu bombaları, silahları kim verdi, parayı nereden buldu, IŞİD Türk lirası ya da Irak parası kullanmıyor, dolar kullanıyor. Bu parayı nereden buluyor? Petrol satıyor. Nijerya’ya satmıyor bu petrolü batı ülkelerine satıyor. Silahı 5 ülkeden alıyor.
Bizim açımızdan iki yere girilmesi, tampon bölge oluşturmaları iyi oldu. Orada ÖSO’ya destek olup etraftaki sıkıntılı yerleri temizlemek gerek. Suriye ordusuna da karışmamak gerek.
Konuşanlar coğrafyayı bilmiyorlar, YPG’deki bazı silahlar PKK’ya gidiyormuş. İki tarafa silah veren ABD. İkisinin aynı silah olması doğal. ABD veriyor silahları. IŞİD’e de… Bunların silah fabrikaları yok, çünkü satan adam aynı adam. Bu coğrafyanın toparlanması için Türkiye 5-6 cephede koşturmamalı. Suriye’deki operasyonda İran-Türkiye ve Rusya ortak hareket etmek zorunda.“
At izinin it izine karıştığı tek yer Türkiye’nin içi değil ki!..
Rakka’ya giderken evdeki bulgurdan olmak da var!..
Titreyip, kendimize dönmeliyiz… Acilen!..