Bizim mahallenin fırlamalarının yaramazlıklarından gına geldi artık!
Bunlar “Terör Örgütü kurup Beştepe Sarayını yıkmak” suçundan toparlanıp, deliğe tıkılmazlarsa daha çok çekeceğimiz var.
Ne mi yapıyorlar? Neler yapmıyorlar ki!
Bir kere bu fırlamaların ruhunda “Biat etmek” denen olay yok.
Kırk kere söyledim; “Çocuklar, etmeyin eylemeyin! Adam hem modern Halife, hem de Asrın Lideri yahu! Koç’undan Kuzu’suna, Demirören’den Doğan’ına ne adamlar biat edip teslim olmuşlar, size mi kaldı direnmek, başınızı yakacaksınız” dedim, dinletemedim.
Ben bunlara Gezi olayları zamanında da nasihat etmiştim, dinlemediler!
Yediler copu, gazı, suyu gördüler ebelerinin damını…
En son numaraları da şu oldu;
Mahallede yaşlı dul bir Rabia Nine var, kendi halinde garibim. Kocası Kore Gazisi idi, onun maaşı ile geçinip gider, kafa biraz gidik olmasına rağmen kimseye yük olmaz.
Mahallenin fırlamaları Rabia Nineye gidip şunu demişler!
“Rabia Nine, Ülkenin Lideri seni çok seviyor! Her konuşmasında senden bahsediyor! Kendisi yarın bizim mahalleye gelecek. Biz sana ‘Rabia Selamını’ öğretelim, beraberce gider ve onu selamlarız, ne diyorsun, olur mu?”
Rabia Nine; “İyi ya çocuklar, hem öğretin hem de beni götürün, ben de onu selamlayayım” demiş.
Çocuklar göstererek öğretmişler (Sizler de yapıp öğrenebilirsiniz);
“Bak nine, önce sağ kolunu ileri doğru uzatacaksın. Beş parmağını açacaksın. Sonra başparmağını içeri doğru kıvıracaksın. Elini yumruk yaparken, başparmağını işaret ve ortaparmağının arasından çıkaracaksın. Sol elinle de, sağ kolunun dirseğini tutup, sağ kolunu Ülke Liderine doğru devamlı sallayacaksın, tamam mı” demişler.
Ertesi gün tüm fırlamalar Rabia Nineyi alıp, erkenden kürsünün en önüne yerleşmişler. Ülkenin Lideri kürsüye çıkıp konuşmaya başlayınca, Rabia Nine gözyaşları içinde, “ben bu çocuğu çok beğendim. Ağzından Allah kelâmı düşmüyor. Bunu bizim mahalleye imam yapalım” demeye başlamış!
Tam o sırada Ülkenin Lideri; “Eee şimdi ne yapıyoruz? Rabia diyoruz ve Rabia selamı veriyoruz, haydi Ya Allah Bismillah” diye nara atınca, Rabia Nine sanki 18’lik genç kız gibi heyecanla zıplamaya ve kendisine öğretilen işareti yapmaya başlamış. Sağ kolunu emme-basma tulumba gibi sallıyormuş. Mahallenin fırlamaları da aynı hareketi yapınca, miting meydanındaki herkes “Ne oluyo, işaret değişmiş demek ki” diyerek onlarda Rabia Ninenin işaretini yapmışlar.
Bir anda meydandaki binlerce devlet memuru ve zorla getirilen öğrenciler, sağ kollarını kürsüye doğru yeni işareti yaparak sallamaya başlamış…
Mahallenin fırlamaları; “Cim cim dal, cim cim dal, ülkenin lideri al, al, al” diye bağırmaya başlayınca, meydan aynı sloganla inlemeye başlamış!
Ülke Lideri, bakmış ki pabuç pahalı, helikopterine binip gitmiş. Helikoptere binerken İçişleri Bakanı Kara Vezire şu emri vermiş;
“O önde duran nine başlattı eylemi, yakalayın onu, dış güçlerin oyunu bu.”
Helikopter havalanır havalanmaz, başta Özel Tim, Çevik Kuvvet ve Sarayın danışmanları, Rabia Ninenin üstüne çullanmışlar ve karga tulumba kadıncağızı merkeze götürmüşler.
Başkomiser, ağır işiten Rabia Nineye; “Nine ne yaptın sen, hükümeti devirmek suçundan hakkında dava açılacak” demiş. Rabia Nine, “Ne devirmesi oğlum, ben o adamı selamladım. İşte bak seni de selamlayayım” diye kolunu sallamaya başlamış!
Ertesi gün muhalif gazetelerin başlıkları şöyle çıkmış;
“Rabia Tutuklandı”, “Rabia’yı Kim Kurtaracak”, “Rabia da Zindanda…”
Rabia Ninenin davası hala devam ediyor ama ülkenin lideri daha da Rabia selamı yapmıyor, çok sıkışmayınca miting de düzenlemiyor. Üzerine bir durgunluk geldi gibi! Son gürlük mü desem, toprağa bakıyor mu desem!
Saray yavrusu gibi 250 odalık evine bile gizlice gece yarısı taşındı.
Artık tüm toplantılarını Saray’ın avlusunda yapıyor. Saray avlusuna alınanlar donlarına kadar aranıyor! Cuma selamlığına da çıktığı yok…
Yaa işte böyledir bizim mahallenin fırlamaları, adama pabucunu ters giydirir
bu veletler…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Aralık 2015
İLK KURŞUN