Sizden, “dönüşte iyi şeyler yazmak üzere” diye mola istemiştim 5 gün önce…
Gelin görün ki, baştan sona ülke ve dünya gündeminden arındırılmış olarak geçen bu mini minnacık aradan sonra, dün sabah “nerede kalmıştık” diye baktığımda;
– Toplum hâlâ “bilmem nereye operasyon yapılacak” MIŞ, “bilmem kimi alacaklar” MIŞ heyulasının boyunduruğunda,
– Elinde cılız ışıklı bir fenerle “hukuk”u, “adalet”i arıyor çoğu insan zifiri çıkmazlarda…
– Şehitler -yine- dizi diziler… Mürekkep yerine ağlayan anaların, babaların, kadınların, çocukların gözyaşları kullanılıyor sanki gazete sayfalarında.
***
Ya “iyi şeyler”?
***
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, 23. Uluslararası Adana Film Festivali’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, geçen festivalin “eğlence” boyutunun, uzaktan kumandalı PKK terörünün azdırılması ve musalla taşlarına sığmayan şehit cenazelerinin yası dolayısıyla iptal edildiğini, bu yıl ise 15 Temmuz gecesi yaşanan hain kalkışma teşebbüsü merkezli gelişmeler doğrultusunda, kamu güvenliğini de düşünerek açık hava etkinliklerini askıya almak durumunda kaldıklarını izah etme ihtiyacı duyunca, aynı törende “Yaşam Boyu Onur Ödülü” alan sanatçı Ayla Algan “bu geleneği devam ettirdiğiniz için kendinizi suçlu hissetmeyin” dedi;
– Sanat “ruhun yelpazesi”dir; eğlence değildir!
Devam etti;
“Toplumlar gündelik üstü olaylarla bütünleşirler. Savaş öyle bir etkiye sahiptir. Sanat öyledir. Gündelik üstü olayların bütünleştirdiği insanlar önce ölüm korkusunu yenerler, ölümsüzleşirler ve arkalarında bıraktıkları onları ölümsüzleştiren şey ‘değerli’ olur; Cumhuriyet gibi…”
Müsaadenizle önümüzdeki birkaç gün Adana’da, bizi “gündelik üstü” bir ihanete karşı bir arada tutabilecek duyguların izini sürmeyi planlıyorum. Bakalım “gündelik üstü” bütünleştirici etkiye sahip “sanat”ın ruhunuzu ferahlatmasına yardımcı olabilecek miyim!
***
Omurgaya hasret…
——
Gecenin en çok alkış alan sözleriydi. “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünün Tarık Akan’a atfedileceğini duyuran Hüseyin Sözlü’den geldi:
“Tarık Akan bana göre Türk sinemasının en yakışıklısıydı! Ama daha önemlisi rengi, kokusu köşesi duruşu olan adamdı. Bir insanın fikirlerine katılmayabilirsiniz o ayrı. Ben fikirlerine katılmasam bile “omurgalı” adamlara, bedel ödemeyi göze alan adamlara hep hayran olmuşumdur; Tarık Akan omurgalı bir adamdı.”
Salon yıkıldı.
Çünkü devran bizi “omurga”ya olduğu kadar “omurga” karşısında “benden, senden, ondan, ocu, bucu, şucu” sığlığına teslim olmayan vicdanlara da hasret bıraktı!
***
O güzel adamlar, o güzel atlara binip gittiler…
—–
Ayla Algan ve Murat Soydan’la birlikte bir isme daha “Yaşam Boyu Onur Ödülü” verdi festival bu sene;
Osman Şahin.
“Hikayeciliğin Toros Zirvesi”nde ikamet eden kalemlerden.
Tarık Akan’lı, Mahmut Hekimoğlu’lu, Tanju Gürsu’lu anılar gecesine en çok yakışan cümleyle selamladı kalabalığı:
– O güzel adamlar, o güzel atlara binip gittiler…
Aynı zamanda Türk edebiyatının “başyapıt” cümlelerindendir malum;
Kökenine dair rivayet muhtelif.
Romanda, doğunun bir yerinden -muhtemelen Şanlıurfa- geldiği, “bereketi yedi iklim dört bucaktan taşan, başka hiçbir yere benzemeyen, ölümü bile güzel, cennet” -muhtemelen Çukurova/Ceyhan Havzası- şehrin gel zaman git zaman yıkık, ıssız ve mutsuz bir yere döndüğünü gören adamın derin “ah”ının özeti.
***
Aslında, bahsi geçen ıssızlaşmanın sebebinin endüstriyel tarıma geçilmesi, toprağın işlenme biçiminin/düzenin değişmesi olduğunu düşününce “feodaliteyle imtihana” varan bir tartışmayı hak ediyor olsa da biz kendi duygu dünyamızın en romantik yerlerine öyle bir konumlandırdık ki bu ifadeyi; ömürlerimizdeki güzel anların/anıların mucidi kim varsa böyle vedalaştık onunla.
***
Şahin’in önceki gece dediği gibi “o güzel insanlar o güzel atlara binip bir gün geri gelecekler” mi bilemem ama madem kaçış yok, dünya fani, “bir gün gidecekler”. Şeytanın sor dediği:
– “O güzel adamlar”ın “ne güzel adamlar” olduğunu söylemek için neden illaki “gitmelerini” bekliyoruz ki?
***
GÜNÜN SÖZÜ
——
“Kötü insan yoktur. Kötü koşullar vardır. Ağalık vardır. Topraksızlık vardır.”
Osman Şahin / 23. Uluslararası Adana Film Festivali
yeniçağ