Recep Tayyip Erdoğan, dün Diyarbakır’daydı. Toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada yine “insanlık” ve “nefret” suçlarını işledi.
Her seçim öncesinde verdiği “herkesi kucaklama, kimsenin yaşam tarzına, dini inancına veya inançsızlığına karışmama” sözlerini unuttu.
Terörist PKK’lılardan söz ederken, “Bunlar ateist, bunlar Zerdüşt” dedi.
***
Zerdüşt olmak suç mu?
Ateist olmak suç mu?
Sık sık hakaret anlamında “Yezit” diyerek Ezidileri aşağılıyor; Ezidi olmak suç mu?
***
Hayır değil!
Tam tersine; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre dini inanç üzerinden ayrımcılık yapmak, hakaret etmek suç…
Hem de suçların en büyüğü…
İnsanlık suçu!
***
Yıllardır “inanç ve vicdan özgürlüğü” diyerek ortalığı birbirine katan, ülkenin tüm çağdaş değerlerine savaş açan birinin; şimdi başkalarının inanma ya da inanmama özgürlüklerine bodoslama dalması, bunları “hakaret malzemesi” haline getirmesi; sadece insanlık değil, aynı zamanda nefret suçu!
Kendisi gibi inanmayan, düşünmeyen herkesten nefret ediyor!
O yüzden kendi inancı dışındaki her inancı ya da inançsızlığı “aşağılama nedeni” olarak görüyor!
***
Kırk bine yakın insanımızı katleden teröristlere Zerdüşt ve ateist diyerek, Zerdüştlere ve ateistlere hakaret ediyor.
Siyaseten sömürü malzemesi yaptığı Mevlana’yı bile unutup başka dinden olanları, kendisi gibi inanmayanları, katliam yapmaya hazır güruhun önüne atıyor!
***
Bu zihniyet, IŞİD zihniyetidir…
***
Bu kin laik, sosyal, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin “Cumhurbaşkanı”na yakışmıyor dostlar!
Kimse de çıkıp “Benim dinimden ya da dinsizliğimden sana ne?” demiyor, diyemiyor…
***
Sana ne Recep Tayyip Erdoğan, sana ne?
İster Zerdüşt olurum, ister Ezidi, ister Şaman… Sana ne?
İster puta taparım, ister puşta… Sana ne?
İster güneşe secde ederim, ister gölgeye… Sana ne?
İster Allah derim, ister Tanrı… Sana ne?
Ya da hiç inanmam… Sana ne?
***
Haddini bil, kişisel özgürlük alanlarıma girme!
Bak bugün Gezi üç yaşını doldurdu…
Sen anladın onu!
NEDEN?
Saadet Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Anadolu Gençlik Derneği,
Ayasofya Müzesi’nin cami olarak ibadete açılması için Fetih Namazı etkinliği düzenlemiş… Binlerce kişinin katıldığı buluşmada, namazı Mekke İmamı Murat Mustafa El Hasan kıldırmış…
Öğrenmek için soruyorum:
Türkiye’de imam mı kalmadı da bu iş için onca masrafa girerek Arabistan’dan imam getirdiniz?
Ayrıca… İslam’da masraf, haram değil mi?
GÜNÜN SORUSU
ABD’de tutuklu Reza Zarrab’ın dünya çapında ünlü avukatı Benjamin Brafman, Savcı Bharara’nın kefalet talebine karşı çıkması üzerine cevap hakkı istemiş ve “Mahkemeye kritik öneme sahip bazı ek bilgiler göndereceğiz” demiş… Sorum size:
Avukat Brafman’ın bu sözleri, sizce Türkiye’de kimin yüreğini ağzına getirmiştir?
10 NUMARA PROJE!
Şimdi size bir soru: Türkiye’de kaç adet elektrik direği vardır?
Bir ip ucu vereyim: Şehir merkezlerinde her 25 metreye bir direk dikiliyormuş… Hadi; buyurun hesaplayın…
Hesaplayamazsınız!
Çünkü bu konuda devlette bile herhangi bir bilgi yok!
Sadece “yüz binlerce” diyebiliriz…
***
Nereden mi çıktı bu elektrik direkleri?
Rize’den…
İnsanlık tarihinde ilk kez, Rize’de elektrik direkleri için “açılış töreni” düzenlenmiş!
Deniz Caddesi üzerindeki direklerin yenilenmesi nedeniyle düzenlenen törene belediye başkan yardımcıları başta olmak üzere belediye çalışanları ve AKP Rize İl Teşkilatı üyeleriyle yöneticileri katılmış.
Yeni direklerin açılışını da bizzat Rize’nin istatistik profesörü Belediye Başkanı Reşat Kasap yapmış…
Caddenin ortasına koydurduğu kürsüye çıkıp merkezdeki elektrik direklerinin yenilenmesinin, seçim kampanyasında söz verdiği “10 Numara Projeler”den biri olduğunu ve iki yıldır bunun için çalıştıklarını söylemiş!
***
Eğer akıl ve ruh sağlıklarını yitirmedilerse, resmen bizimle alay etmeye başladılar!
Eminim şimdi sırada çöp kutularının değiştirilmesi ve bunun için düzenlenecek açılış töreni vardır…
***
Yerel seçimlerde Reşat Kasap’a oy veren AKP’li seçmenler!
Başkanınızla gurur duyabilirsiniz!
156+321!
Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz çarşamba günü yazdığı yazıda, bir süre önce Türkiye’ye gelen Suudi Kralı’nın bonkörlüğüne dikkat çekerek, “En azından Ahmet Davutoğlu, bu hediyeleri beyan eder diye umuyordum, o da fos çıktı” diye yazmıştı.
Bu sözlere Davutoğlu’nun basın bürosundan hemen yanıt verilmiş:
“Hediyelerin bir kısmı gelen ziyaretçilerin görebilmesi için Çankaya Köşkü’nde sergilenmektedir. Diğer hediyeler, Takdir Komisyonu’nca değer tespitleri yapılarak Başbakanlık envanterine kayıt edilmiştir.”
Davutoğlu’nu bu duyarlılığından ve yasalara saygısından kutluyorum.
Aynı açıklığı, onun aldığı hediyelerden çok daha fazlasını alan Abdullah Gül’den ve Recep Tayyip Erdoğan’dan da bekliyoruz.
Amin!
GÜNÜN İSYANI
İsyanım halkın sessiz çoğunluğunun “tek ses, tek yumruk” olduğu Gezi Direnişi’ni unutmuşa benzeyen ahmaklara:
***
Bir gece yarısı, pijamalarımızla üstelik…
Yine çıkarız sokaklarına kentin.
Yürürüz kalbimizin sesini dinleyerek…
Yürürüz karanlığınızın üstüne!
Bir gece yarısı, hepiniz uykudayken…
Kesip kuruttuğunuz ağaçlara…
Su niyetine veririz kanımızı!
Bir gece yarısı, pijamalarımızla üstelik…
Aydınlık