Asrın liderimiz büyük bi sıkıntısını dile getirdi, “bu siyasi sapıkları ne yapacağız?” diye sordu.
*
Diyanet işleri başkanlığı’nın resmi internet sitesinden “babanın öz kızına şehvet duyması haram değildir” diye fetva verilmedi mi? “Babanın öz kızına şehvetle sarılmasının veya şehvetle öpmesinin, erkeklik organının uyanmasının nikaha etkisi yoktur” denilmedi mi? Güya soruşturma filan açılmıştı, neticesi ne oldu? Hiç kimse hakkında suç duyurusunda bulunuldu mu? Üstü örtülmedi mi?
*
78 yaşındaki yandaş gazeteci Hüseyin Üzmez, 13 yaşındaki kız çocuğuna musallat olmadı mı? Cinsel istismardan 13 sene hapis almadı mı? Yandaş basın “Müslümana iftira atılıyor, Ergenekoncular komplo yaptı” diye yazmadı mı? Bizzat Hüseyin Üzmez’in “hovardayım, annesini doktora gönderdim, kızlık zarını diktirdim, benim hayatıma giren kadınlar benimle beraber olmasalardı fahişe olurlardı” demesine rağmen… Adli tıp kurumu “çocuğun beden ve ruh sağlığı bozulmadı” raporu vermedi mi?
*
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın ihbarıyla Trakya Üniversitesi rektör yardımcısı’nın evi basılmadı mı? İlahiyatçı profesör hakkında, evindeki bilgisayarına çocuk pornosu indirdiği gerekçesiyle soruşturma açılmadı mı? Bu habere yayın yasağı getirilmedi mi? Söz konusu profesörün “çağımızın ahlak bunalımı” isimli kitabını Ensar Vakfı aracılığıyla yayınladığı ortaya çıkmadı mı?
*
Rize Kızılay Başkanı ve il özel idare genel sekreter yardımcısı olan Mehmet Nuri Gezmiş, çocuk esirgeme yurdunda kalan 13 yaşındaki erkek çocuklarına cinsel istismardan tutuklanmadı mı? Rize’de sosyal hizmetler il müdürlüğü yaptığı dönemde çocuklara tacizden şikayet edildiği, mülki idare amirlerinin yargılanma izni vermediği, meselenin örtüldüğü ortaya çıkmadı mı? Din dersi öğretmenliği yaptığı dönemde, Diyarbakır yetiştirme yurdunda erkek çocuklarına cinsel tacizden soruşturma geçirdiği anlaşılmadı mı? Çocukları tacize uğrayan ailelerin, aile bakanlığına başvurduğu, her şeyi anlattığı, şikayet ettiği, herhangi bir işlem yapılmadığı, kayıtlara bile geçmediği ortaya çıkmadı mı?
*
Akp’nin cankuşu Ensar Vakfı’yla İmam Hatip Mezunları Derneği’nin Karaman’daki yurtlarında gönüllü görev yapan öğretmen, yatılı kursa gelen dokuz yaşındaki erkek çocuklarına tecavüz etmedi mi? Cinsel istismara uğrayan çocukların sayısının aslında 45 olduğu, tecavüzlerin üç sene boyunca devam ettiği anlaşılmadı mı? Konuşulmasın, duyulmasın, kapansın diye yayın yasağı getirilmedi mi?
*
Demem o ki…
Diyanete fetvacı yapmışlar, yandaş gazeteci yapmışlar, kızılay başkanı yapmışlar, çocuk esirgeme kurumu yöneticisi yapmışlar, din dersi öğretmeni yapmışlar, yatılı Kuran kursuna okutman yapmışlar… Hâlâ “bu sapıkları ne yapacağız?” diye kafa yoruyorlar.
*
Daha ne yapmalısınız bilmem ki… Sapıklardan sorumlu devlet bakanlığı mı kursanız acaba?