Muazzez İlmiye Çığ adını bilmeyen yoktur. Yiğit bir Cumhuriyet aydınıdır.
Kardeşi Turan M. İtil, uzun yıllar ABD’de beyin üzerine araştırmalar yapan bir bilim insanı.
Hangi psikiyatrik ilaçların hangi hastalara iyi geldiğini belirlemek için Amerika’da araştırma merkezi kurdu.
Örneğin, ABD Hava Kuvvetleri Araştırma Merkezi, Turan İtil’in bulup geliştirdiği sistemi kullanmaktadır.
İki yıl önce vefat eden Turan İtil’in yeni kitabı çıktı:“Unutulan Beyin.”
Alınan ilaçların beyne etkisi konusunda Erdoğan’ın sağlığıyla ilgili makaleler yazdığımı hatırlarsınız. Bu nedenle Turan İtil’in kitabını okumaya başladım. Notlar aldım. Bunlardan ikisi önemli.
Biri, ABD Başkanı Ronald Reagan‘ın Alzheimer hastası olduğunun beş yıl boyunca anlaşılmaması!
İkincisi, CIA Başkanı William J. Casey‘in beynindeki koskocaman tümörün farkına varılmaması! Casey,sara/epilepsi krizi geçirince hastalığı ortaya çıkmış ve bunun sonucu beyin tetkiklerine başvurmuşlardı.
Ne ilginç; ikisi de aynı dönemde 1980’li yıllarda görev yaptılar! Bu yıllarda, ABD’nin iç ve dış politikasında nasıl köklü değişiklikler yapıldığı detayına girmeyeceğim.
Hastalıkları ortaya çıkınca ikisi de bir zaman sonra görevlerinden ayrıldı. Hatta CIA Başkanı Casey, 1987 başında görevden ayrıldıktan üç ay sonra öldü. (Ki CIA’nın,İran‘a el altından silah satıp gelirini Nikaragua‘da seçimle iktidara gelmiş solcu hükümetin yıkılması için kullandığının ortaya çıkışının 1986 sonbaharı olduğunu anımsatırım.)
Peki…
Her altı ayda bir fiziki check-up yaptırılan ABD Başkanı Reagan ve CIA Başkanı Casey’in beyin rahatsızlıkları nasıl gözden kaçtı ya da kaçırıldı?
Oysa…
ABD “beyin” ile ilgili çalışmalarını yıllar önce başlatmıştı.
Şöyle…
CIA Doktorları
Yıl, 1953.
CIA’nın efsanevi başkanı Allen Dulles, artık istihbarat faaliyetlerinin özünü “beyin yıkama” olarak açıkladı. Princeton Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada şöyle
dedi:
“Hedef beyin yıkama, zihin kontrolü, ideolojiyi değiştirme ve gerektiğinde birçok Mançurya Kobayı yaratabilmektir.”
Mançurya Kobayı; kendi iradesi dışında, bir takım beyin yıkama seanslarının, ilaçların veya hipnozun etkisiylebaşkalarının istediği bazı eylemleri yapanlara verilen isimdi.
CIA; “zihin konrolü” konusunda, Frank Sinatra‘nın oynadığı“Mançurya Kobayı” adlı film bile yaptırmıştı.
Yani CIA, beynin ne
kadar önemli olduğu meselesini 1950’li yıllardan beri biliyordu!
Peki… İlaç gibi araçlarla; iradesi kontrol altına alınmış ve istenilen bazı eylemleri itiraz etmeden, kayıtsız şartsız gerçekleştiren bazı kişilerin yaratılması konusunda çalışmalar yürüten ABD, Reagan ve Casey’in beyin rahatsızlıklarını nasıl gözden kaçırdı?..
Turan İtil, “ihmal” diyor.
Demek yıllardır beyin üzerine çalışma yapanlar, ABD Başkanı ve CIA Başkanı’nın beyin sağlığını gözden kaçırmıştı!
“İhmal” gerekçesi bana pek yeterli gelmedi. Çünkü…
Colin A. Ross çıkardığı “The CIA Doctors” (CIA Doktorları)adlı kitabında Amerikalı psikiyatristlerin CIA ile birlikte yaptığı kirli operasyonları ortaya çıkardı. Keza…
Harvey Weinstein‘in yazdığı “Psikyatr ve CIA”; John Marks‘ın yazdığı “Mançurya Adayını Arayış” gibi kitaplar da ABD’nin beyinle ilgili örtülü operasyonlar yaptığını ortaya koyuyor.
İnsan ister istemez soruyor:
Dünyanın neresinde “yönetici koltuğunda” oturan Mançurya Kobayları var?
Ki bunların kim olduğunu şu belirtilere bakarak tahmin edebilirmişiz:
Belli dönemlere ait unutkanlık, sürekli çelişkili konuşmalar ve çelişkili davranışlar, mantıkdışı düşünceler, ağlama nöbetleri, sara krizleri, depresyon, uyku bozuklukları ve çeşitli davranış bozuklukları olan kimseler!
Erdoğan’ın sağlığı
Dönelim Türkiye’ye…
Davutoğlu’nun görevden alınması tartışması soğumaya bırakıldı.
Şimdi: Türk Ordusu’nun Suriye’ye girdiği/gireceği gibi haberler çıkıyor. Yeni gündemimiz bu.
Sahi… Ne oluyor?
Kuşkusuz bu konuyla ilgili çok politik açıklamalaryapılabilir. Ancak.
Biliyoruz ki:
Türkiye’nin kaderi Erdoğan‘ın elinde; iki dudağının arasından ne çıkarsa o yapılıyor.
Bu çok tehlikeli bir durum.
O halde şunu da konuşmamız gerekmiyor mu:
Erdoğan’ın sağlıklı kararlar alabilecek sağlık durumu var mı?
Sara bir beyin hastalığıdır.
Bu hastaların kullandığı ilaçların yan etkileri kişinin ruhsal dünyasını etkileyebilir.
Anımsayınız. Bu konuda makaleler yazdım; tek bir yanıt almadım.
Oysa, bu konu, “üniversite diploması var-yok” tartışmasından daha önemli.
Kilis’e füzeleri kim neden attırıyor?
Kimler, IŞİD füzeleriyle Türkiye’ye “gel gel” yapıyor?
Ve… “Ülke güvenliği” aldatmacasıyla Türkiye yine hangi maceralara sokulacak?
Yazdığım gibi, bunları siyasal açıdan tartışabiliriz.
Gözden kaçırdığımız bir gerçek var; Turan İtil diyor ki:
“CIA Başkanı ya da ABD Başkanı’nın beyin fonksiyonlarının tam manasıyla çalışmaması çok önemli; hele (başkalarına duyulan güvensizlik ve kuşkuculuğun arttığı) paranoidfikirler gelişir, mantık bozulur, doğru karar verme hususiyeti azalırsa. (…) Düşünün böyle bir insan devlet başkanı ise,kararları yanlış olur ve yönettiği ülkeyi bambaşka istikametlere götürür…”
Erdoğan’ın sağlığı hepimizin sağlığı açısından önemli.
Ama dinleyen kim?