Yeni anayasayı demlendiremedi Ahmet Hoca… Kendisi de Başbakanlık/Genel Başkanlık koltuğunda demlenemeden veda etti…
R.Erdoğan geçtiğimiz Cuma günü İstanbul/Eyüp’te yaptığı konuşmada, saray darbesinin nedenlerini açık açık gözler önüne serdi aslında. Aciliyet hasıl olmuş!.. O çok kritik konuşmadaki bazı kritik cümlelerin şifrelerini kırmak gerekiyor. Erdoğan, “yeni anayasa, başkanlık sistemi acil ihtiyaç. Bir an önce milletimizin onayına sunmamız gerekiyor” dedi. R.Erdoğan’ın Eyüp mitingi referandum kampanyasının başlangıç noktası oldu. Bundan sonra Erdoğan, referandum mitinglerine hız verecektir.
R.Erdoğan’ın Eyüp konuşmasında öyle bir nokta vardı ki; Türk milletinin bunu çok iyi anlayıp değerlendirmesi gerekiyor. Erdoğan’ın AB’ye posta koyduğu şu cümleleri;”Kusura bakma, hadi bakalım biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşabiliyorsan onlarla da anlaş.”
“AB’ye giriyoruz. Türk vatandaşları Avrupa’da serbestçe dolaşacak” palavrası ile bundan 12 yıl önce gündüz havai fişek attırıp kutlama yapan zihniyetin gerçek yüzünün görülmesi için çok manidar bir dönüm noktasındayız. 29 Nisan saray darbesinden önce ve sonra ADSIZ’da R.Erdoğan ile Ahmet Hoca arasındaki kapışmalarda AB ve Almanya faktörlerine somut örnekleriyle değinmiştim. Erdoğan’ın “Ahmet Hoca AB ile kuyumu kazıyor” şüphelerini sağlam kaynaklara dayanarak çok defa yazdım. Bir de “Alman ekolü…” faslını!.. Erdoğan, Eyüp konuşmasını yapmadan önce Alman Hükümetinin, “Biz taahhütlerimizi yerine getireceğiz. Türkiye’nin de taahhütlerini yerine getirmesini bekleyeceğiz. Bu AB ile Davutoğlu arasında değil. AB ile Türkiye arasında bir anlaşma” açıklamasına tekrar dikkatlerinizi çekerim. Erdoğan’ın güya AB’ye posta koyarken, “kiminle anlaşabiliyorsan onlarla anlaş” sözleri, içindeki öfke patlamasını dışa vuruyor. Mesajı yorumlamaya bile gerek olmayacak şekilde net; “Beni burada yok mu saydınız!.. Davutoğlu’nun kafasını kopardım. Hadi bakalım buyrun…” Ve dahası!..
Maalesef!.. Türkiye’de devlet yönetimin geldiği kötü durumun da acı bir örneği bu yaşananlar. AKP organizasyonunun nerelere bağlı olduğunu da somut olarak bir kez daha gösteriyor. 29 Nisan saray darbesinin hemen öncesi, tüm hazırlıklarını yapan fakat son anda “Obama’nın programı uygun değil” gerekçesiyle iptal edilen Davutoğlu’nun ABD gezi planlarını da önemli dip not olarak ekleyelim. Benzer bir durum 2003 yılında Başbakanlık görevini Erdoğan’a devretmeden önce Abdullah Gül’ün de başına gelmişti. Tüm çabalarına rağmen Gül, gidememişti ABD’ye. Ankara’nın derin kulislerinde, Davutoğlu’nun ABD gezisinin son dakika iptal edilmesinin ardında, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun saraydan yana tavır koyup devreye girmesinden kaynaklandığı konuşuluyor.
Hafta sonu itibarıyla saraydaki Başbakanlık borsasını da merak ediyorsunuzdur. Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ ve Mehmet Ali Şahin başa baş gidiyor diyebilirim. Binali Yıldırım’ın Erdoğan ile baş başa saatler süren görüşmelerine bakanlar “Binali Yıldırım önde” diyor. Fakat saraydan gelen şu son haber, Bekir Bozdağ’ın da hâlâ yarıştan kopmadığını gösteriyor. Geçen hafta saray darbesinden sonra R.Erdoğan, Bekir Bozdağ, Berat Albayrak ve Binali Yıldırım’ı bir salona kapatıp, baş başa akşam yemeği yedirmiş. Kendisi katılmamış. Bu yemekten çıkan sonuca göre; “Yüzde 90 Bekir Bozdağ” diyenler de var.
“Reis” artık külliye toplantılarında “güçlü Başbakan” söylemini yasaklamış. “Bundan sonra Başbakan falan yok. Sadece Başkanlık sistemi var. Artık Başkanlığa geçtik” diyormuş..
Kahpeler boş durmuyor
Başkentin saltanat kavgalarına kapıldık, ülkemizdeki terör sorununu ve çekilen acıları unuttuk sanmayın!.. Terör sorununu çözmekte birinci derecede sorumlu iktidar kadroları 22 Mayıs kongresi için liste kulislerine, bürokratlar da kararnamelerde yazılacak yeni makamlara kilitlenirken terör örgütü PKK’da “eylemleri artırın” talimatı verdi. Geçtiğimiz günlerde terör bölgesi dışında Manisa’nın Soma ilçesinde kara yoluna yerleştirilen EYP ile gerçekleşen daha sonra da Giresun merkeze çok yakın olan Çaldağ Jandarma Karakoluna düzenlenen roketli saldırıya şahit olduk. Kahpeler “biz Türkiye’nin her yerinde eylem yaparız” mesajı veriyor. Kimse “bu hainler Manisa’ya, Giresun’a nasıl sızdı. Bir süre nasıl gizlenip de daha sonra bu eylemleri gerçekleştirebildiler” diye sormuyor. Ankara’ya ulaşan istihbarat raporlarına göre, PKK büyükşehirlerde canlı bomba eylemlerine önlem için sıklaştırılan güvenlik uygulamaları noktalarına saldırılara hazırlanıyor. Özellikle jandarma noktalarına. PKK canlı bomba eylemleri için 50 (bunların çoğunluğu hastalardan oluşuyor) militan arasından seçme yaptı. İstihbarat bilgilerine göre, büyükşehirlere ve turistik bölgelerde yeni kanlı eylemler planlanıyor.
Kilis düşmek üzere, Hatay’ın da kapısına dayandılar…
Başkent ise “acil başkanlık eylem planına” kilitlendi.
Korku-kan-can-çözüm sarkacında başkanlık referandumuna gidiyoruz. 1 Kasım senaryosunun da ötesine geçtik. Ya başkanlık ya canınız!..
yeniçağ