Mevzuat; Yürürlükteki hukuk kurallarının bütünüdür. Türk Mevzuat Sistemi, yukardan aşağıya doğru; Anayasa-Kanun-Tüzük-Yönetmelik ve Tebliğden oluşur…
Sinir sistemi iflas etmek üzere olan Cumhur’un Başı, Kaymakamları Sarayda topladı. Tarihe geçecek ve “Hukuk Devletini” ve Anayasal Düzeni” ortadan kaldıracak bir ihanet emrini televizyonlardan canlı yayında verdi;
“Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir kenara ve “Ben bunu bu şekilde yaparım” deyin ve yapın. Kimin için kullanıyorsunuz bunu? Vatandaş için. Sorunlar karşısında pes eden değil, dirayet sahibi yöneticiler olmadan bunu gerçekleştiremeyiz. O yüzden çekinmeden çözüm üretin. Sorunlar karşısında
ya bir yol bulan, ya da bir yol açan idarecilerle birlikte yürümek istiyoruz.
İlçelerinizde, herhangi bir paralelci izi bulursanız, hemen benim özel kaleme bildirin. Biliyorsunuz o işle bizzat şahsım olarak ilgileniyorum!”
Değerli Okurlar;
Herhangi bir demokrat Avrupa ülkesinde bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan bu şekilde konuşmaya kalkarsa anında, çevresine zarar vermesin diye ona “Deli Gömleği” giydirip bir hastanede müşahede altına alırlar…
Cumhur’un Başı, “Mevzuat ’ın” ne olduğunu bilmiyorsa, derhal o makamdan ayrılmalıdır.
Biliyor ve bilerek söylüyorsa, Uzman Doktorlardan oluşan bir heyet tarafından kontrol edilip, tedavisine acilen başlanılmalıdır.
Hukuk Devleti olduğu söylenen Türkiye’de, kanun koyucu devlet yönetiminde düşülebilecek aksaklıkların düzeltilmesi için gerekli yolları göstermiştir.
Normal düzende devlet, kamu düzenini sağlayamıyorsa TBMM “Olağanüstü Hal” ilan edebilir, o da yetmiyorsa ülkenin bir kısmında veya tamamında “Sıkıyönetim” ilan edilebilir.
Bu durumlarda bile “Devlet Yetkilileri” yasalara uygun hareket etmek zorundadırlar. Devlette görev alan hiç kimse, makamı ister Muhtar ister Cumhurbaşkanı olsun, yasalara aykırı ve keyfi yönetim uygulayamazlar.
Niye mi kullanamazlar? Anayasa Madde 6:
“Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir DEVLET YETKİSİ KULLANAMAZ.”
Mevzuatı yani Anayasa ve Yasaları bir kenara koyan devlet görevlisi bu hareketinin hesabını çok ağır olarak verir. Onu ne AKP, ne de Cumhur’un Başı kurtarabilir!
Makamı ne olursa olsun, akıl ve ruh sağlığı yerinde olan hiç kimse, “Mevzuatı kaldırdık, bundan sonra böyle olacak, idare ediverin” diyemez. Bunu söyleyen kafa faşist ve hasta bir kafadır…
Temel akşam eve geldiğinde Fadime onu sevinçle karşılamış;
Temel’im, bir ay geciktim. Galiba bebeğimiz olacak. Doktor bu sabah test yaptı, sonucu belli olana kadar kimseye bir şey söylemeyelim, tamam mı, der. Temel sevinçle kabul eder.
Ertesi gün, Trabzon Elektrik İdaresinden bir görevli, son bir aylık faturayı ödemedikleri için kapıyı çalmış.
“Siz Fadime Hanımsınız değil mi? Biliyor musunuz bir aylık gecikmeniz var” demiş.
“Bir aylık gecikmem olduğunu siz nereden biliyorsunuz? Diye hayretle sormuş Fadime!
“Bu, dosyalarımızda açıkça görünüyor”
“Ne? Dosyalarınızda mı?”
“Kesinlikle…”
“Beyefendi, izin verirseniz bu gece eşimle konuyu görüşürüm” demiş.
Ertesi sabah Temel hiddetle Elektrik İdaresine dalmış.
“Neler oluyor burada? Karım bir dosyadan bahsetti. Aylık gecikmesi ile ilgili!”
Görevli; “Sakin olun. Ciddi bir şey değil. Bu gecikme için bana borçlusunuz” deyince;
Temel “Size borçlu muyum? Ya ödemezsem?” diye çıkışmış!
Görevli “O zaman sizinkini kesmek zorunda kalacağız!”
Temel “Ama o zaman Fadime ne yapacak?”
Görevli “Bilmiyorum ama Fadime Hanım herhalde mumla filan idare eder…”
Bizdeki “Badem Demokrasisi” de böyle.
Eyy AKP’nin gerçek yüzünü göremeyip de oy verenler, şimdi sıra size geliyor!
İdare ediverin gari…
Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Ocak 2016
İLK KURŞUN