Bizde seri katil pek yoktur…
Gerek de yoktur…
*
Aklımızda kalan, en son “seri katil” diye 1993’de “Çivici katili” yakalamışlardı… Çivici, kafasına çivi çakarak bir kişiyi öldürünce akli dengesinin bozuk olduğuna karar verildi… Akıl ve Ruh Hastalıklarını Hastanesine yatırıldı dört sene sonra çıktı…
Dört kişiyi daha çivileyerek öldürdü, yakalandı…
Akli dengesinin bozuk olduğuna karar verildi… Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı, dört sene sonra çıktı…
Çivi bulamayınca bir kişinin kafasına çivi çakıyormuş gibi yaptı, yakalandı…
Akli dengesinin bozuk olduğuna karar verildi, Akıl ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı…
Çıkmıştır…
*
Bizde seri katil pek yoktur…
Seri ölüm vardır…
*
Balkonda otururken, yoldan geçenlerin attığı kurşunla vurularak ölenler; on yılda 20 kişi…
Yolda giderken başına tabela, pencere, hatta keçi gibi cisimler düşerek ölenler; 12 kişi…
Durduğu kaldırımın çökmesi sonucu içine düşerek ölenler; 5 kişi…
Sahte rakı içerek ölenler; 56 kişi…
Düğünde havaya sıkayım derken vurulan; 30 kişi..
Kadın cinayetleri kurbanı; 802 kadın…
Trafik kazalarında ölüm; 25 bin insan…
Maden ocaklarında ölüm; 3 bin 200 insan…
Güvensiz iş kazası; 11 bin insan…
Genel terör kurbanı; 40 bin…
*
Sadece 7 Haziran seçiminden bu yana:
520 asker-polis…
1200 sivil…
*
Seri ölenleri oturup saymışız da…
Seri katillere dönüp bakan yok…
*
Böyle olunca kırk yılda bir “seri katil” diye birisini yakalayan polis, bu görülmemiş hadise karşısında işte “Gel koçum, seni tebrik ediyorum, şöyle bir selfie çekelim” dedi…
Çünkü insanları seri öldürüp de yakalanan bir tek o’dur…
Bu kadar eli kanlı varken, seri katile gerek de yoktur…