Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, Avrupa’da sığınmacıların, savaştan kaçan, güvenli bir yer bulabilmek için her şeyleri arkalarında bırakan insanlar olarak değil, genellikle topluma yönelik bir tehdit olarak tasvir edildiğini söyledi.
AP Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliği Komisyonunda “AB’de Kadın Sığınmacılar ve Göçmenler” konulu bir toplantı düzenlendi. AP üyelerinin yanı sıra ulusal parlamentolardan da katılımcıların yer aldığı toplantıda TBMM’yi AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan ve CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir temsil etti.
Kadın sığınmacıların yaşam koşulları, kamplardaki durum ve entegrasyonun tartışılığı toplantının açılış konuşmasını AP Başkanı Schulz yaptı. Sığınmacıların durumuna dikkat çekilmesinin önemine değinen Schulz, “Sığınmacılar, savaştan kaçan, güvenli bir yer bulabilmek için her şeyi arkalarında bırakan insanlar olarak değil, sık sık toplumumuza yönelik bir tehdit olarak tasvir ediliyor. Sığınmacı krizi, bizim yardımımıza ihtiyacı olan ve çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu insanlar demek” ifadesini kullandı.
Kadın ve çocukların en çok korumaya ihtiyacı olan kesimi oluşturduğunu ve bunların sık sık en temel insan haklarının ihlal edildiğini belirten AP Başkanı, sığınmacı kadınların gitmek istedikleri ülkeye varana kadar yolda cinsel taciz, tecavüz ve insan kaçakçılığı gibi tehlikelerle karşı karşıya kaldığını vurguladı.
Türkiye’ye övgü
Kilis’teki sığınmacı kampını gördüğünde etkilendiğini söyleyen Shultz, “Kadın ve kızlar için uygulamaya konulan özel eğitim projeleri ve bunun, onların hayatta kalmalarına nasıl yardım ettiğini ve onları nasıl güçlendirdiğini kendi gözlerimle gördüm. Harika bir tecrübeydi ve burada anmak istedim” ifadesini kullandı. Sığınmacı kadın ve kızların hem AB hem de diğer ülkelerde topluma entegre edilmesinin önemine değinen AP Başkanı, ancak bunun için maddi kaynak gerektiğini ifade etti.