Senaryosunu Sayın Necef Uğurlu’nun yazdığı enfes bir komedidir
“Döngel Karhanesi.” Necef Uğurlu 2005 yılında sinemaya uyarlanan bu film ile bugünleri görmüş ve senaryosunu yazmış.
Filmde, bankadan kredi alan bir Genelev sahibinin borcunu ödeyemeyince banka el koyar. Banka batınca da TMSF, Genelevi yönetmek üzere bir devlet memuru tayin eder ve film komik olaylarla devam eder.
Bademler de, adım-adım Necef Uğurlu’nun senaryosunun benzerini yaşamaya başladılar!
Cemaat denen FETÖ/PYD yi (Fethullah Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması) devletin içine bizzat Erdoğan yerleştirdi. 11 yıl 11 ay boyunca her gün koyun-koyuna oldular. Türk Ordusunun Komutanlarına kumpas kurup zindana kapatmaktan, PKK Narko-Terör Örgütü ile anlaşıp, Türkiye’yi bomba ve silah deposu haline getirmeye kadar her işi birlikte yaptılar.
17/25 Aralık 2013 tarihinde Erdoğan ve Cemaat kavgaya başlayınca, Erdoğan devletin tüm gücüyle cemaate saldırmaya başladı. İnlerine gireceğiz dedi. Katiller-haşhaşinler-casuslar-vatan hainleri dedi.
Davalar açıldı, Cemaate selam verenler bile hapse atıldı.
Cemaate “Ne istediler de vermedim” deyip suç ortaklığını itiraf eden Erdoğan’ın kızgınlığı bir türlü bitmiyordu!
Önce Cemaatin medya gruplarına baskın yapıldı. Hukuk Devletinde olmayan el koymalar, şirketlerin üzerine çökmeler gerçekleştirildi. Binlerce suçsuz insan işten atıldı. On binlerce polis sürüldü. Cemaatin finans kuruluşlarına el konuldu. Bunların hepsi ya kapatıldı, ya da ucuza yandaşlara peşkeş çekildi.
Bu el koymalar o kadar sulandırıldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin namusu demek olan tapular delik deşik oldu…
En sonunda Zonguldak Sulh Ceza Hâkimliği, çikolata ve ekmekleriyle ünlü
“Vera Pastanesine” el koyarak kayyım atadı!
Bir pastaneye el koyup oraya 3 kişilik kayyım atayarak hukuk tarihine geçmek Zonguldak Yargıcına nasip oldu!
Yakında pavyonlara, kerhanelere el koyarlarsa hiç şaşırmayacağım…
Beni şaşırtan şudur;
Bazıları var ki, aşağıdaki fıkradaki sarışın gibi başlarına neler geleceğini göremeyenlerdir.
Örnek mi? TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan daha iyi, örnek olur mu?
Profesör, üç kız öğrencisine “Durum Değerlendirme” sınavı için sormuş;
Okyanusun ortasında tek başınıza bir sandaldasınız. Üzerinize doğru bir gemi dolusu gözü dönmüş erkek geliyor. Bu durumda sorunu çözmek için ne yaparsınız?
Önce kumral kız cevap vermiş;
-Bu durumda hemen küreklere asılıp gemiden uzaklaşmaya çalışırım!
Sonra esmer kız yanıt vermiş:
-Bu durumda geminin gelmesini beklerim ve yanımdan hiç ayırmadığım bıçağımla kendimi savunurum!
Sonunda sıra sarışına gelmiş:
-Durumu anladım da Hocam, sorun ne onu anlayamadım…
Sorunu anlayamadın sen Hisarcıklıoğlu, hala anlayamadın!
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Mayıs 2016
İLK KURŞUN