PKK “siyasi çözüm” istedi, “evet” dediniz;
Habur açılımı yaptınız.
Oslo açılımı yaptınız.
İmralı açılımı yaptınız.
***
Cemaat “kumpas” düzenlerken, “evet” dediniz;
“Ergenekon” namlı zulüm ile Milliyetçiliği, Cumhuriyetçiliği, Atatürkçülüğü yargıladınız.
Balyoz’la Türk ordularını dağıttınız.
12 Eylül 2010 referandumuyla “yargı”nın devir teslimini tamamladınız.
***
Üzmeyin o tatlı canınızı…
Siz bütün bunları yapıp da PKK’lı veya FETÖ’cü olmadıysanız; bu millet “Kurtuluş Savaşı” vererek kurduğu “parlamenter sistem”den vazgeçmiyor diye hiç olmaz!
—
“Ankara’ya deniz feneri almak gibi”
Bir ülkede “varlık fonu” oluşturabilmek için her şeyden önce bütçe fazlanızın olması gerekir. Ha yaptım oldu derseniz -Allah’ın emri değil ya- bizimki gibi cep delik cepken delik ekonomisinde de kurarsınız pekala ama teamülü böyle değil.
***
Sonuçta, parayla imanın kimde olduğu bilinmezmiş… Biz, geçen yıl 22.6 milyar bütçe açığı verdiğimizi açıklayan Maliye Bakanı’nın, yine geçen yıl cari açığın 32.19 milyar dolar olduğunu, döviz açığının 9 yılda yüzde 110 arttığını açıklayan Merkez Bankası’nın ve Türkiye’nin “devlet borcu”nu 285.4 milyar dolar olarak açıklayan IMF’nin yalancısıyız;
Türkiye’nin, körfez ülkelerinin petrol geliriyle oluşturduğuna benzer biçimde emtia gelirlerinden kaynaklanan bütçe fazlası mı var?
Dış ticaret fazlası mı var?
Emeklilik fonları doldu taştı da haberimiz mi yok?
Keşke bunların her biri olmuş olsa ama yukarıda andığım bizzat “devlet” referanslı rakamlar ortadayken, dün Twitter’da acı acı gülümseten o benzetmeden farkı yok halin;
Ankara’ya deniz feneri almak nasıl bir şey ise Türkiye’ye Varlık Fonu oluşturmak da öyle işte!
***
Bütün bunları “bugün sorgulamak” neye yarar kavline gelince, çuvaldızın büyüğü kendimize:
Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye!
Tabi eğer, Obez Hortumlama A.Ş. onu da “hüüüüp” diye içine çekmediyse!
—
Sözüm ona “Osmanlıcı”lar…
Mahfi Eğilmez, Varlık Fonu niyeti daha TBMM’deyken hatırlatmıştı:
Koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nu “çökerten” temel nedenlerden biri “çoğalan hazineleri” yani paralel hazineler oluşturma girişimiydi!
Bu nasıl Osmanlıcılık anlamıyorum ki!
Hem sabahtan akşama kadar “ecdad” sayıkla, hem de ecdadının sonunu getiren ne varsa misliyle tekrarla!
.
—
Mortgage ve Lehman Brothers krizlerinde, ABD, benazer fonlarını, bu finans kuruluşlarını batmaktan kurtarmak için kullanmayı denemişti.
Gel de sorma şimdi:
Hayırdır, batan gemi mi var?
Siz kimi kurtaracaksınız?
—
Doğa kanunu neticede; koyun can, kasap et derdinde
Türkiye Varlık Fonu kurulmasına dair kanun tasarısı, TBMM’ye, 1 Ağustos 2016’da gönderildi.
O gün, 15 Temmuz ihaneti henüz sadece 2 haftalık idi.
***
Türkiye Varlık Fonu’nun kurulmasına dair teklif 19 Ağustos 2016’da yasalaştı.
O gün, 15 Temmuz ihanetinin daha 40’ı çıkmamıştı; bir ay ve 4 günlük idi.
***
Hatırlıyorsunuzdur illaki, üzerinden çok geçmedi;
Her sabah bir dev operasyona uyanıyorduk… Her gün yeni bir “hain plan“la yüzleşiyorduk… Gizli odalar… Putperest ritüel unsurları; öpmek için el heykelleri filan… “Sen de mi Brütüs” dedirten isimlere baskınlar…
Tek yapabildiğimiz “şükür” demekti!
Her şey rafa kalkmıştı…
Sonra OHAL filan…
“FETÖ’yü bertaraf“tan başka hiçbir gündemimiz yoktu; gizli ajanda filan, asla!
Hepimiz, herkes, ülkenin üzerine çöken toz bulutunun kalkmasını, manzaranın netleşmesini, it izi ile at izinin birbirinden ayrılır hale gelmesini bekliyorduk; ” kuzu gibi” olmuştuk!
***
Var arkadaş!
İşte o ahval ve şerait içinde bile, selden kütük kapar gibi bu özel, denetimsiz, gider adresleri flu fona mesai harcayabilmişler iyi mi!
Apayrı bir maharet!
Ender bulunabilecek türden bir kabiliyet!
Memleket -en azından biz öyle sanıyorduk– tavandan tabana can derdindeyken “cep bekası“nı ihmal etmeyen bu siyasi akıldaneler her kim iseler, yönetim kurulu üyeliği kesmez, çerez kalır, çok daha kallavi bir takdiri hak etmişler!!!
—
Yasa metninde Varlık Fonu’nun gelirleri kalem kalem sayılırken, giderler niçin es geçildi; yoksa gizli bir denetimsizlik tüneli mi?