Suriyelileri sanki kendi nüfusuna alıyormuş gibi rahattı!
“Kardeşlerimize vatandaşlık vereceğiz” dedi Kilis’te…
Tesadüf değildi…
***
Arabanın camına yapışan o koca gözlerin arkasına bak.
Bacağına sarılan kir pas içindeki yavruların ellerine…
O gözlere bakıyor, minik, yumru elleri tutuyorsan bir tesadüf eseridir.
O çocuk; Ege’nin derin sularında bir kayıp istatistiği değilse,
evinin önünde patlayan bombalara denk gelmediyse,
Tesadüf…
Onu buraya getiren, hayatta tutan, Aylan bebek gibi kıyıya vurmak yerine,
İstanbul’un Ankara’nın Trabzon’un kaldırımında yatıran da
Tesadüf…
***
Suriye’de barışı en çok kim istiyor?
En çok, herkesten çok onlar;Suriye’de doğmuş, o toprakları vatan bilmiş, orada sevmiş, okumuş, işi olmuş, aile kurmuş milyonlar… Hayatını Suriye’de kuran ve Suriye’yi vatan bilenler…
Bölgeyi dizayn etmeye soyunan emperyalist güçlerin evsiz, vatansız, topraksız bıraktığı;
Umutlarını, geleceklerini, hayatlarını çaldığı milyonlar…
Bir insanın yaşayabileceği en korkunç ölümlerin, en acı veren ayrılıkların, en derin korkuların, adı duyulmamış kötülüklerin mağdurları…
Yüzyılın en büyük trajedisinin mazlumları…
Barışı en çok isteyenler, savaşın sürgünleri…
***
Türkiye sürgünlere çok hazırlıksız yakalandı…
Bölgede oynanan büyük oyuna hazırlıksız yakalandığı gibi…
Sonucunu cihatçı terörle ödediğimiz “aşırı iyimserlik”, “körleştiren ego”, “stratejik derinlik” böbürlenmeleri…
Barışı en az Suriyeliler kadar istemeli Türkler…
En az onlar kadar Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapmalı!
Oysa Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılınacak,Suriye tarafından Türkiye’ye füze attırılacak planlar yapılıyordu!
Ve bu kafa ile Türkiye, Suriye ile savaşa girmediyse de
Tesadüf!
***
Kilis’teydi Cumhurbaşkanı Erdoğan,Suriyeli sayısının T.C. vatandaşlarına neredeyse denk olduğu ilimizde…
“müjdeyi” verdi;
“kardeşlerimize vatandaşlık vereceğiz” dedi.
İşte bu tesadüf değildi…
Daha yakın zamanda, Gaziantep’te; “Suriyeli sığınmacılar savaşın ardından evlerine dönecek” diyen de kendisiydi.
Sormak gerekmez mi?
Avrupa ile süren “mülteci akınının durdurulması” ve “geri kabul” anlaşmalarına ne oldu?Erdoğan’ın “vatandaşlık vereceğiz” açıklaması Suriyeliler kadar Avrupalıları sevindirecek.
Macar Başbakan Viktor Oban; “şu an Avrupalı liderlerin tek ümidi Erdoğan, her pazar ayininde Erdoğan için dua etmeliyiz” demişti!
Oban’ın duası kabul oldu…
BATI, üzerine para verip Suriyelileri geri göndermek istiyorken,
Erdoğan 3 milyona yaklaşan mülteciyi vatandaş yapacak!
***
Türkiye’de bulunan sığınmacıların yüzde 90’ı okuma yazma bilmiyor.
“Eli kalem tutanlar” ise ilk fırsatta Avrupa’ya kaçıyor.Topraklarımızda doğan Suriyeli bebeklerin sayısı 100 binin üzerinde…
AFAD’ın mülteciler için günlük harcaması 2.5 milyon dolar!Üstelik kamplarda kalan Suriyeli sayısı Türkiye’de bulunanların yüzde 15’i bile değil!
Suriyeli göçmenler; yalnızca ekonomik bir sorun değil, siyasi, sosyal riskleri de beraberinde getiriyor.
Eğitim verilemeyen, ülkenin dört bir yanına dağılmış açlıkla mücadele eden insanların yaratacağı “güvenlik” sorunu da cabası…
***
50 milyon Türk vatandaşı yoksulluk sınırında yaşarken,
İşsizlik oranı yüzde 20’yi bulmuşken
Erdoğan millete sormadan karar veriyor!
En basit tartışmaları bile referanduma götürelim diyen iktidar, doğrudan vatandaşı etkileyecek bir kararı halka sormadan nasıl alır?!
Çünkü AKP de biliyor;
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi anketlerden çıkmıyor.
Bu yüzden referanduma gitmeyecekler.Anket sonuçları bir şeyi daha istedikleri gibi vermiyor;
Başkanlık sistemini…
İşte Erdoğan’ın referandumla geçiremediği iki olgu,
Oldu bittiye getirilecek.
Vatandaşlıktan gelecek 1.5 milyon oy,Erdoğan’ı başkanlığa taşıyacak.
Tesadüf değil plan bu…
Sanki onları 1000 odalı sarayında ağırlayacak,
Sanki kendi nüfusuna alacak…
yeniçağ