Mesele sadece futbol değildir.
Mesele sadece stadyum adı hiç değildir.
Düşünmeyi öğrenmeliyiz.
Görmeyi öğrenmeliyiz.
Onca tehdide rağmen Beşiktaş Çarşı Grubu maçta yine olanca gür sesiyle bağırmadı mı:
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.”
Bu sloganın atılması boşuna değildir; derin anlamı vardır. Ve Çarşı’nın safı bellidir.
Peki…
Maliyeti 22 milyon dolar olan ilk milli piyade tüfeği teknolojisini 1 milyon 200 bin liraya, ABD şirketine satarken yakalanan MKE Silah Fabrikası Genel Müdürü Mustafa Tanrıverdi’nin safı neresidir? AKP Siyaset Akademisi’nden yetişmiştir!
Peki…
Beşiktaş İnönü Stadı’nın adının değiştirme tartışmalarıyla, casusluk operasyonunun aynı döneme gelmesi tesadüf mü? Ne mi demek istiyorum?..
Racal Elektronik adını hiç duydunuz mu? Sanmam.
Ernest Thomas Harrison adını hiç duydunuz mu? Sanmam.
Cem Uzan adını duydunuz mu? Evet.
Telsim adını duydunuz mu? Evet.
Beşiktaş İnönü Stadı, casus MKE genel müdürü ve soru sorduğum şirketlerin, iş adamlarının bir makale içinde buluşması rastlantı mı? Hiç değil…
Birkaç gündür sosyal medyanın gündeminde açılışı yapılan yeni stadyum var. Beşiktaş İnönü Stadı’nın adının “Vodafone Arena” olarak değiştirilmesine karşı çıkıyorlar.
Vodafone adını duydunuz.
Peki bu İngiliz telekomünikasyon şirketinin tarihini bilir misiniz?
Artık başlayabilirim…
Savunma sanayi şirketi
Yukarıda sorduğum Racal Elektronik, Vodafone’nin babasıdır!
Kurucusu Ernest Thomas Harrison’dır.
Racal Elektronik “ses kaydedicileri” üreten bir İngiliz şirketiydi. İtibarıyla başta Savunma Bakanlığı olmak üzere İngiliz Devleti’yle güçlü ilişkileri vardı. Bu ilişki sonrası, İngiliz Ordusu’yla sözleşme imzalayarak radyo üretiminebaşladı. Öyle ya…
Devir artık Soğuk Savaş devriydi; ve psikolojik savaşın en önemli aracı evlere sokulan radyolardı!
Yıl, 1982.
Ernest Thomas Harrison İngiliz Muhafazakar Parti’nin cömert işadamlarındandı. İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın başbakan olmasına katkısı büyük oldu. Bu nedenle 1981 yılında “Sör” yapıldı!
Harrison “Racal Telecom” adıyla, İngiliz telefon şebekesi ihalesini alan iki şirketten biri oldu. (Diğeri, British Telecom).
Bunda şaşılacak bir yan yoktu; İngilizler, istihbarat güvenliklerini yabancılara teslim edemezdi. (Zaten grubun Chubb Kilitler adlı güvenlik şirketi de vardı.)
Yıl 1991.
Racal Telecom, Harrison başkanlığında “Vodafone” adını aldı.
Bugün dünyanın en büyük ikinci mobil telekomünikasyon şirketidir.
Bu noktada konuyu Türkiye’ye getireyim artık.
Yıl, 1994.
Uzan Ailesi’ne ait Telsim (ve Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Turkcell) telekomünikasyon ihalesini kazandı.
Bu iki ulusal şirketin, AKP döneminde yabancıların eline geçmesi tesadüf mü? Ne çok tesadüf var değil mi?
Oysa… Vodafone vd. daha Türkiye’ye gelmeden bu iki milli kuruluş; Ürdün, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Moldova gibi ülkelerde telekomünikasyon ihaleleri kazanıp faaliyet yürütüyordu.
Sonuçta…
Teslim’i, İngiliz Vodafone yuttu. (İngiliz aklı; şirketin ilk yürütme kurulu başkanlığına -kimbilir belki Türk adından dolayı- Macar Attila Vitai’yi atadı!)
Bugün… İngiliz Vodafone, 21.9 milyon abonesiyle Türkiye’nin ikinci büyük mobil iletişim şirketi oldu! Türk Telsim ise unutulup gitti…
Bitmedi…
Mesele isim değil
İnönü Stadı’nın adını “Vodafone” diye değiştirdiler öyle mi?
Bunu hep denediler. Ama hiç başaramadılar.
1859’da stadın yerinde saray tiyatrosu vardı. Padişah Abdülaziz, “halkın tepkisini alıyor” gerekçesiyle tiyatroyu kapattı!
Yapılan tadilatlarla burası, hayvan ahırı olarak ve saray arabalarının muhafazasında kullanıldı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün isteğiyle futbol sahası yapılması amacıyla 1939 yılında temeli atıldı. Araya II. Dünya Savaşı girdi. Stadyum tüm ekonomik zorluklara rağmen 1947’de bitirildi. Adı, “İnönü Stadı” oldu.
Çok geçmedi… 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti, politik nedenlerle stadın adını “Dolmabahçe Stadı” diye değiştirdi. Bir ara “Mithat Paşa” ismiyle anılır olsa da 1960’lı yıllarda tekrar “İnönü Stadı” olarak tescil edildi.
Bugün… Artık stadyumda “İnönü” adı yok. Sildiler. Stadın her yanında“Vodafone Arena” yazıyor!
Birileri… Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda yenemedikleri, Lozan’da diz çöktüremedikleri İnönü’nün adını tarihten sileceklerini düşünüyor olabilir. Öyle ya, Vodafone kurucusu Harrison sıkı bir Arsenal taraftarıydı; neden o stadın adını “Vodafone Arena” yaptırmadı?
Bunu anlıyorum da…
Siyasal varlıklarını; Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’e ve çok partili hayata borçlu olanların, -bu üç büyük tarihsel olayın merkezinde yer alan- İnönü’ye düşmanlıklarının sebebini de biliyorum:
O kafadır; milli şirketleri yok edenler.
O kafadır, ulusal sermayeyi yok edenler.
O kafadır; ülke güvenliğini yok edenler.
Casus MKE genel müdürünün, kurdukları siyaset akademisinde “ders görmesi” tesadüf mü? Ve…
Onca zalimliğe rağmen Beşiktaş Çarşı Grubu’nun “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye bağırmaları tesadüf mü? Değil, hiç değil…