Sabah başlıyorlar çözüm diye, akşama kadar sürüyorlar diyeceğim ama sürmüyor. Ertesi sabaha kadar sürüyor diyeceğim ama ertesi sabah da bitmiyor.
Nerden çıktı bu süreç başımıza, diye düşünmeye koyuldum. Çeşit çeşit adları oldu. Batılılar hiç durmaz isim uydururlar. Padişahlık zamanında da ’Şark Meselesi’diyorlardı. Anlamışsınızdır ‘Şark Meselesi’, Orta Doğu topraklarının işgali ve paylaşımı demekti. Yani petrol dahil Tevrat’ın önerdiği ’Nil’den Fırat’a kadar vadedilmiş topraklar’ efsanesi. Aslında bunun Mısır’da hahamlar tarafından Tevrat’a eklendiği söylenir. Ne kadar uzun süren bir emel. Onların Kızılelma’sı demek daha doğru.
Yani Cumhuriyet döneminin bir buluşu, bir uygulaması değil bu. Boşuna büst kırıyorlar, boşuna bayrak yakıyorlar. İkinci Abdülhamit Han bunlarla uğraşmak için ’Hamidiye Alayları’ denilen askeri bir topluluk kurmuştu. Gene de pek başarılı olamadı.Devamını okumak için lütfen linki tıklayınız.http://www.kandelahaber.com/ozel-haber/turkiye-cozum-surecine-mecbur-mudur-h1908.html