İzlanda Üniversitesi’nden jeofizik profesörü Pall Einarsson, “Cehennem Kapısı” olarak bilinen Hekla yanardağının her an patlayabileceği uyarısında bulundu.
Einarsson, artan patlama riskinden dolayı, popüler bir turistik merkez olan yanardağa düzenlenen gezilerin iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
Hekla volkanı, 1970 yılından itibaren yaklaşık her 10 yılda bir patlıyor. Volkanın, Nisan 2010’da faaliyete geçmesiyle atmosfere yayılan kül tabakası Avrupa’da uçak seferlerini durdurmuştu. Türkiye’de ise terör volkanı, 1984’ten itibaren, her yaz patlıyor. Sadece AKP döneminde, seçim arifelerinde ve çözüm sürecinde, terör örgütü, saldırılarını durdurmuştu.
Türkiye’nin Cehennem kapısı neresi peki? Türk Silâhlı Kuvvetleri, son olarak Irak’ın kuzeyindeki Zap ve Metina bölgeleri ile Diyarbakır’ın Lice ilçesi ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi kırsalına hava harekâtı düzenledi.
Yani terör volkanı sadece yurt dışında lav püskürtmüyor! Sadece Lice ve Şemdinli kırsalında sığınak, barınak ve silâh mevzilerinin bulunduğu 20 hedef imha edildi!
PKK’nın yurt içindeki kampları sadece bunlardan ibaret değil. Yıllardan beri Türkiye’nin birliğini tehdit eden örgütün, yurt içinde kamplar kurmasına izin verilmiş!
Ayrıca Türkiye’de de Kobani modeli şehir savaşı yapabilmek için Amerikalı özel birlik hocalarından dersler alan PKK’lı teröristler, 14 şehirde yığınak yaptı. Bir kısım ilçede ise hendekler ve tüneller kazdı, barikatlar kurdu.
14 yılın 13 yılında, Türkiye’ye yönelik bu saldırıya ses çıkarmayan AKP iktidarının, şimdiki terörle mücadelede samimi olduğuna inanmıyorum. Zaten dünya basınında, ABD baskısıyla PKK ile yeniden çözüm sürecine dönülmesi konusunda anlaşmaya varıldığına dair iddialar var!
Bu arada Mehmet Ali Güller, Binali Yıldırım’ın ilân ettiği “4 cazibe merkezi” hedefinin, Tayyip Erdoğan’ın 2004 yılında açıkladığı “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içerisinde Diyarbakır’ı bir merkez yapacağız” görevinin gereği olduğunu yazdı.
Güller, “AKP’nin Kars, Diyarbakır, Urfa ve Van’ı ‘cazibe merkezi’ yapıp çevre illeri onlara bağlama projesi, eyalet sistemine geçiş projesidir” değerlendirmesinde bulundu ve şu bilgileri hatırlattı:
“Erdoğan daha 1993’te ‘İleride Türkiye eyalet sistemine geçebilir’ dedi. Erdoğan bir yıl sonra İstanbul’un Ankara’dan yönetilemeyeceğini söyleyerek ‘İstanbul’a Osmanlı yönetimi’ önerdi.
Ve Erdoğan ABD dönüşü ekranlardan açık açık ilan etti: ‘ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır’ı bir merkez yapacağız.’ (Kanal D, Teke Tek, 16 Şubat 2004)2005 Diyarbakır Açılımı, 2009 Kürt Açılımı, 2013 İmralı Açılımı hep bu hedefin gereğiydi…
Abdullah Öcalan, 4 Mayıs 2005’te avukatlarına şöyle diyordu: ‘Türkiye’de 81 il var. Ben aslında Türkiye için 25 bölge; 7 eyaleti Kürt, 18 eyaleti Türk nüfusun yoğun olduğu, diğer kimlikleri reddetmeyen bir yapılanma düşündüm, bunların yerel yönetim parlamentoları olur.
‘Peki, Erdoğan hükümeti ne yaptı? 26 Ocak 2006’da Kalkınma Ajansları Yasası’nı çıkardı. 12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından da Erdoğan, Kalkınma Bakanlığı kurup, Kalkınma Ajanslarını genişleterek oraya bağladı! Nasıl mı? 7’si Doğu ve Güneydoğu’yu kapsayan, 25 Kalkınma Ajansı şeklinde!
Şimdi Erdoğan yeni mevziler kazandığı şu süreçte hedefine ulaşmak için yeni hamleler yapmaktadır. İşte ‘cazibe merkezi’ diye maskelenen hamle bunlardan biridir.
Sonbaharda başkanlık hedefli yeni anayasasını getirmeye hazırlanan Erdoğan, başkanlığın uygulanacağı zemini adım adım döşemeye çalışmaktadır. Çünkü kendisinin de ifade ettiği gibi, ‘Başkanlık sistemi, eyalet sistemi olmadan üstü kaval, altı şişhane olur!’” İşte bu zihniyet, Türkiye’nin Cehennem Kapısı değil midir?
yeniçağ