Antalya’da 31 Ağustos 2009 günü ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, facebook’tan tanıştığı Osman Küçük ile buluştu. Osman Küçük, Sezgi Kırıt’ı iş arkadaşı Ali Karpi’nin evine götürdü. İddiaya göre burada vücuduna uyuşturucu enjekte edilen Kırıt, 3 kişinin şiddet ve tecavüzüne uğradı. Aynı gece evde yaşamını yitiren Sezgi Kırıt’ın cesedi, üzerindeki giysiler çıkartılarak, Isparta yolunda bir araziye bırakıldı.
CESEDİ ARAZİDE BULUNDU
Sezgi Kırıt’ın cesedi 2 Eylül 2009 günü Isparta’nın Gönen İlçesi’nde boş arazide çırılçıplak halde bulundu. Kimliği saptanamayan ceset, iddiaya göre Adli Tıp’ta yapılan otopside de şüpheli bir durum çıkmayınca ‘Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldü. Aile sahipsiz bir ceset bulunup gömüldüğünü 40 gün sonra öğrenince, mezar açılıp ceset çıkarıldı.
Yapılan incelemede cesedin Sezgi Kırıt’a ait olduğu anlaşılınca, soruşturma başlatıldı. Olayla ilgili şüpheliler Osman Küçük, Ali Karpi, kızkardeşi Emine Karpi ile Emine’nin oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar gözaltına alındı. İfadelerinde birlikte alkol alıp uyuşturucu kullandıklarını anlatan şüpheliler, kızın ölmesi üzerine cesetten kurtulmak istediklerini ve araziye attıklarını söyledi. Adli Tıp otopsi raporunda da ‘tecavüz ve darp bulgusu belirtilmediği için şüpheliler serbest bırakıldı.
Ancak Sezgi’nin ablası Sevgi Kırıt’ın ulaştığı avukat Sibel Önder olayın peşine düştü. Şüphelilerden biriyle sosyal paylaşım sitesinde arkadaşlık kuran Sibel Önder, yeni delillere ulaştı. Başvurulan Ulusal Kriminal Büro’dan aylar sonra gelen raporda, olayın ‘zorlamalı ölüm ve tecavüz’ olduğu belirtildi.
EVİN SAHİBİ SANIK ÖLDÜ
Bu arada Sezgi Kırıt’ın tecavüze uğrayıp öldüğü evin sahibi olan şüphelilerden Ali Karpi 1 Kasım 2014 tarihinde vefat etti. Sanıklardan Osman Küçük ile Mehmet Mutlu Kurtlar’ın, ‘mağdurun ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle, Emine Karpi’nin de bu suçlara yardımcı olduğu iddiasıyla 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
7 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması, bugün Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma için Sezgi Kırıt’ın yakınları ile aralarında CHP Afyon Milletvekili Burcu Köksal’ın da bulunduğu çok sayıda kadın Antalya’ya geldi. Duruşmaya tutuksuz sanıklar Osman Küçük ve Emine Karpi ile bir başka suçtan tutuklu Karpi’nin oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar katıldı.
KADINLARIN MÜDAHİLLİĞİ KABUL EDİLDİ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Antalya Barosu Çocuk Hakları Kurulu, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu ile Kadın ve Demokrasi Derneği de müdahillik talebinde bulundu. Mahkeme başkanı müdahillik taleplerini kabul etti.
Mahkeme başkanı Tuncay Özmen, duruşma sırasında cep telefonlarının kapatılması konusunda uyarıda bulundu. Duruşma salonunda çektiği fotoğrafı sosyal medyada paylaştığı tespit edilen bir kadın hakkında ise tutanak tutuldu.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER
Kimlik tespitinden sonra sanıkların savunmalarına geçildi. Osman Küçük savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, evden ayrıldığında Sezgi’nin yaşadığını söyledi. Küçük, iddia edildiği gibi kendisine işkence yapılmadığını, uyuşturucu içirilmediğini öne sürdü. Sezgi Kırıt ile sadece rızasıyla ilişkiye girdiğini ileri süren Osman Küçük, sabah evden ayrıldıktan sonra genç kızın öldüğünü gelen telefondan öğrendiğini anlattı. Kendisi evden ayrıldıktan sonra kızın başına ne geldiğini bilmediğini söyleyen Osman Küçük, şöyle konuştu:
“İnternet ortamında yazışırken yaşının 22 olduğunu söyledi. Benden uyuşturucu temin etmemi istedi. Ben hiç uyuşturucu kullanmadım. Neden benden istedi bilmiyorum. Bir arkadaşım bir içimlik esrar verdi. Bunu söyleyince Sezgi ile 31 Ağustos akşamı Etiler Mahallesi’ndeki bir alışveriş merkezi önündeki kavşakta buluştuk. Sezgi’yi motosikletimle aldım. Sezgi evden kaçtığını, kalacak yeri olmadığını söyledi. Bunun üzerine iş arkadaşım Ali Karpi’yi aradım. Saat 19.00 sıralarında Ali Karpi’nin evine gittik. Ali’nin evinde, Ali’yle birlikte yaşlı annesi, ablası Emine Karpi ile Mehmet Mutlu Kurtlar vardı. Evde benimle birlikte 6 kişi olmuştuk. Saat 23.00 sıralarında yan odaya geçtik, 2 yatak vardı. Sezgi birine yattı, ben diğerine. Fakat Sezgi yanıma geldi. Aramızda yakınlaşma oldu ve rızasıyla ilişkiye girdik. Sezgi’nin uyuşturucu aldığını görmedim.”
DELİL BIRAKMAMAK İÇİN ELBİSELERİ KESEREK ÇIKARTMIŞ
Mehmet Mutlu Kurtlar ile Ali Karpi’nin bir başka odada gecelediğini söyleyen Osman Küçük, “İşe gittikten bir süre sonra Ali telefon açtı, kızın vefat ettiğini söyledi. Eve gittiğimde Ali, ablası Emine, yaşlı anneannesi ile Mehmet Mutlu Kurtlar vardı. Ali kontrol ettiğinde ceset soğumuştu. Daha sonra cesedi araca koyup Isparta yoluna gittik. Cesedin üzerinde bize ait kıl, tüy gibi deliller bırakmamak için sırt üstü yatırıp maket bıçağıyla elbiselerini kesip çıkardım” diye konuştu.
Diğer sanık Emine Karpi ise “Oğlumun sabıkası nedeniyle polisi arayamadım. Osman ile Ali cesedi valize koyup Isparta yoluna bırakıp gelmiş. Ayrıca kızı gördüğümde hiçbir yerinde darp yoktu. Kimse bu kıza vurmadı” dedi.
Öğlen arasının ardından diğer sanık Mehmet Mutlu Kurtlar ifade verdi. Kurtlar ise kendisinin olayla hiçbir ilgisi olmadığını iddia etti. Kurtlar kendisinin uyuşturucu madde bağımlısı olduğunu, ancan Sezgi Kırıt’a uyuşturucu madde vermediğini öne sürdü.
SANIKLAR TUTUKLAMA KARARIYLA ŞOKE OLDU
Mahkeme, sanıkların delil karartma, kuvvetli suç ihtimali, tanıkların etkilenmeye çalışılma ihtimali gerekçeleriyle 3 sanığın da tutuklanmasına hükmetti. 3 sanık da tutuklama kararıyla şoke oldu. Karar, duruşma salonunda bulunan kadınlar tarafından alkışlanarak karşılandı. Duruşma, ertelendi.
Duruşma sonrası gazatecilere açıklama yapan Sezgi Kırıt’ın ailesinin avukatı Sibel Önder, kararı sevinçle karışıladıklarını dile getirdi. Önder, ailenin de karardan memnun olduğunu söyledi. Davaya müdahil olan Kadın ve Demokrasi Derneği avukatı Fatma Kaptanoğlu da tutuklama kararının memnuniyet verici olduğunu kaydetti.
DAHA ÖNCE DE İSTİSMARA UĞRAMIŞ
Sezgi Kırıt’ın bu olaydan önce de 3 kez istismara uğradığı, bu konuda açılan davalarda sanıkların serbest kalıp beraat ettiği ortaya çıktı.
19 Mayıs 2007 tarihinde Mehmet D.’nin cinsel istismarına uğrayan Sevgi Kırıt, 2008 yılında da internet ortamında tanıştığı Mehmet T. ve Sinan Ç. ile Varsak Mahallesi’ndeki bir evde alkol aldıktan sonra rızası dışında ilişkiye girildiğini öne sürerek şikayetçi oldu. Bu olayla ilgili 2 şüpheli gözaltına alınıp, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.
Sezgi Kırıt, 2009 yılı Mart ayında ise Tarık D. ile bir evde alkol ve uyuşturucu aldıklarını, kendinden geçtiğini ve rızası dışında ilişkiye girildiğini ileri sürdü. ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlamasıyla gözaltına alınan ve serbest bırakılan Tarık D., yargılama sonunda beraat etti.
SEZGİ KIRIT’IN MEZAR TAŞINDA DUVAK
Sezgi Kırıt’ın Antalya Andızlı Mezarlığı’ndaki mezarına, ailesi tarafından duvak asıldı. Aile kızlarının mezarını ziyaret ederek çiçek koyup, mezar taşına duvak astı. Sarı ve beyaz renkli duvağın, iğnelerle sabitleştirildiği görüldü. Mezar taşında yer alan ‘Yokluğuna alışamadık. Aslında sana doyamadık. Sensiz yaşamak ölüm kadar zor. Ayrılığın acısını bizlere sor’ yazısı ise dikkati çekti. Bazı vatandaşlar da mezar başında dua etti.
ABLADAN MEKTUP
Sezgi Kırıt’ın ailesinin avukatı Sibel Önder, duruşma sonrası genç kızın ablası Sevgi Kırıt’ın yazdığı mektubu basın mensuplarıyla paylaştı. Mektupta şu ifadeler yer alıyor:
“Canımız bu caniliğe kurban gideli tam 7 yıl oldu. İlk günler acımızı bile yaşayamadık. Mezarı bile bize uzaktı. Kafamızdaki cevapsız sorular da cabası. İlk yapılan ön otopside bir hayat kadını ile karıştırılmasından ötürü üstün körü yapılan otopsi ile kardeşim kimsesizler mezarlığına defnedilmiş. Hayat kadını bile olsa, böyle bir yaklaşım bunu yapanları ne kadar insan kılar bilemiyorum. Yaşadıklarımızın bedelini yine sadece biz ödedik. Çok savaştık. Sonunda İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan son otopsi raporu geldi. Adalet kokan bir rapordu. Adalet topaldır. Ağır yürür ama mutlaka gideceği yere varır dedikleri tam da bu olmalı.”