Rapora göre, Türkiye, 2014’te 12.1 milyar dolar olan UDY girişlerini, 2015 yılında yüzde 36 artışla 16.5 milyar dolara yükseltti. Türkiye bu artışla, genel sıralamada 2 basamak yükselerek 20’inci, gelişmekte olan ülkeler arasında 4 basamak yükselerek 8’nci, Batı Asya bölgesinde ise 1’inci sırada yer aldı.
Küresel UDY akışından aldığı yüzde 1 pay ile çizgisini koruyan Türkiye’nin, gelişmekte olan ülkeler arasında UDY’den aldığı pay yüzde 2, gelişmekte olan Asya içinde aldığı pay yüzde 3, Batı Asya bölgesindeki payı ise yüzde 39 oldu.
Küresel UDY yüzde 38 arttı
UNCTAD verilerine göre, 2015’te tüm dünyadaki UDY akışı ise, 2014’e göre yüzde 38 artışla 1.76 trilyon dolara yükseldi. Gelişmiş ülkelerin başı çektiği bu artışın en önemli nedeni, “Avrupa ve Kuzey Amerika’daki şirket yeniden yapılanmaları nedeniyle gerçekleşen büyük hacimli birleşme ve satın alma işlemleriydi.” 2015’te gelişmiş ülkelere yönelik doğrudan yatırımlar, yüzde 84 artarak 962 milyar dolara yükseldi.
Gelişmekte Olan Ülkeler UDY Rekoru Kırdı
Aynı dönemde, gelişmekte olan ekonomilere UDY girişi, rekor kırarak yüzde 9 artışla 765 milyar dolara ulaştı. En çok doğrudan yatırım çeken ilk 10 ülkenin yarısı bu ülkelerden oluştu.
Raporun Türkiye lansmanında konuşan YASED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tankut Turnaoğlu, “Ülkelerin genel olarak yatırım politikaları liberalleşme, yatırım destekleri, yatırım yapmayı ve yatırım girişlerini kolaylaştırma yönünde ilerlemeye devam ediyor. Uygulanan yatırım teşvikleri ve vergi politikaları, ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasında önemli etkiye sahip” diye vurguladı.
Türkiye Hindistan’dan sonra en çok yatırım çeken beşinci ülke
Türkiye’nin yüzde 1’de kalan uluslararası doğrudan yatırım payını artırmak için hep birlikte çalışılması çağrısı yapan Turnaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye 2015 yılında gelişmekte olan Asya bölgesinde Hindistan’ı takiben en çok yatırım çeken 5. ülke olmuştur. Türkiye’nin coğrafi konumunun bu hedefe ulaşmak için çok önemli bir avantaj olduğunu düşünmekteyiz. Bu amaç için, Türkiye’nin bölgesel bir merkez niteliği kazanması, hem büyümeyi katalize edebilmek hem de ihracat hacminde istenen artışı sağlayabilmek adına stratejik önem arz etmektedir. Hep birlikte ülkemizin ekonomik önceliklerine odaklanarak yatırım ortamının iyileştirilmesi ve küresel yatırımdan aldığımız payı arttırmak yönünde tüm paydaşlarla el ele vermemiz gereken bir dönemdeyiz. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasında ve sağlıklı bir eko-sistem yaratılmasında uluslararası doğrudan yatırımların lokomotif rol üstlendikleri açıktır.”
“Sürdürülebilir ve öngörülebilir bir yatırım ikliminin sağlanması ile ulaşılacak UDY artışı, ülkelerin rekabet gücünü artırmakta ve ekonomilerine önemli katma değer sağlamaktadır” diye konuşan Tankut Turnaoğlu, daha fazla kadın işgücünün sağlanması ve sosyal sorumluluk projelerinde artış gibi sosyal faydaların da altını çizdi.
“Yatırımcıların, Türkiye’nin potansiyeline inancı uzun vadeli”
Turnaoğlu ayrıca, 2015 İSO 500 listesinde çoğunluğu YASED üyesi olan 125 uluslararası yatırımcının toplam ihracatın yüzde 42’sini, üretimden satışların yüzde 31’ini, yaratılan katma değerin yüzde 40’ını, istihdamın yüzde 29’unu, Ar-Ge yatırımlarının ise yüzde 37’sini gerçekleştirdiğine dikkat çekti.
Turnaoğlu, bu verilen “uluslararası yatırımların gücünü” gösterdiğine vurgu yaptı ve “Yatırımcıların, Türkiye’nin potansiyeline olan inançları, bakış açıları uzun vadelidir” dedi.
YASED, “uluslararası standartlarla uyumlu” en iyi yatırım ortamının tesis edilmesi ve yatırımların verimliliklerinin artırılması için yapılacak tüm yapısal reformları ve çalışmaları desteklemeye devam edeceklerini açıkladı.
“Şeffaflık, öngörülebilir politik ortam, yatırımcılar için en önemli kriterler”
YASED Genel Sekreteri Özlem Özyiğit ise, yatırımcılara sorulduğunda, “şeffaflık, veri, analiz, uluslararası standartlarla uyumlu yasal yönetsel düzenlemeler ve öngörülebilir bir politik ortamın” en önemli kriterler olarak öne çıktığını belirtti.
Özyiğit ayrıca, “Hindistan ile arasındaki boşluk başka ülkeler tarafından doldurulmadan sıramızı korumamız hatta öne çıkmamız gerekmekte” diyerek reform ve yapısal düzenlemeler için çağrı yaptı.
Özyiğit’e göre rapor, Türkiye’nin coğrafya açısından ne kadar fazla yatırım çekme potansiyeli olduğunu gösteriyor.