Cumhur’un Başı, Harp Akademileri Komutanlığını ziyaretinde şunları söyledi;
“Geçen Temmuz ayından bu yana 355 Şehit verdik. Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet olgusuna bir de Tek Ordu, Tek Komutan vurgusunu eklemek isterim. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin mensupları, Başkomutan sıfatıyla benim yakın mesai arkadaşlarımdır. Buradaki her bir subayımızın benim için öz kardeşimden, öz evladımdan, yakın çalışma ekibimden hiç farkı yoktur!”
(Bu sözden sonra Harp Akademilerindeki tüm Subayların, Erdoğan’ın mal varlığında en az Bilal Oğlan kadar hakları olduğunu hatırlatırım. Hadi iyisiniz, iyisiniz! Fakat siz yine de dikkatli olun. Mal bulduk, zengin olduk diye tedbiri elden bırakmayın. Maaşınızı da kapmasınlar! Abdullah Gül için de ‘kardeşim’ dedi, adam şimdi evinden çıkamıyor)
355 Şehit! 355 vatan evlâdı! 355 sevgili! 355 baba! 355 evlat! 355 eş! 355 dost arkadaş!
Bu Şehitler birer rakam değil, her biri birer dünya onların…
Bir an için düşünelim;
İnşaat şirketiniz var. Eksik ve yanlış malzeme ile büyük bir site yapıyor ve satıyorsunuz. Orta şiddetteki bir depremde site büyük oranda yıkılıyor ve 355 kişi ölüyor!
Siz serbestçe gezip, bir de “Sağlam inşaat nasıl yapılır” diye ders verebilir misiniz? Mümkün mü? Sizi yargılarlar, işinizi doğru ve tam olarak yapmamış iseniz ve suçunuz sabit görülürse cezaya çarptırırlar. Yılarca özgürlüğünüzden mahrum kalır ve büyük tazminatlar ödersiniz…
Ordu da Alay Komutanısınız. Muharebe anında, Komuta Merkezinin talimat ve emirlerine uymuyorsunuz. Yanlış kararlar verip 355 Askerin ölümüne sebep oluyorsunuz!
Hiçbir şey olmamış gibi görevinize devam edip, üstüne bir de Harp Akademilerinde size “Savaş Teknikleri” dersi verdirirler mi?
Mümkün mü? Divan-ı Harp’te sizi yargılarlar ve yanlış kararlarınız yüzünden kaybedilen her askerin hesabını sizden teker-teker sorarlar…
Amma siz Türkiye gibi bir Cihan Devletini 14 senedir tek başınıza yönetiyorsanız, Anayasayı ve Yasaları tanımadığınızı söylüyorsanız, yargı kararlarına da uymam diyorsanız, dünyada defalarca denenmiş ve sonuç alınmış terörle mücadele yöntemlerini kendi küçük aklınıza göre eğip büküyorsanız ve sizin yanlışlarınızdan dolayı 355 Vatan Evlâdı ölüyorsa, size hiçbir şey olmaz!
İsterseniz bir zamanlar “Darbe Üretim Merkezi” olarak ilan ettiğiniz ve orada yapılan seminerlerden dolayı “Bunlar Camileri bombalayacaklar” dediğiniz, ülkenizin Harp Akademileri gibi çok güzide bir kurumuna gidip konuşma da yapabilirsiniz.
355 askerin ölüm sebebinin uygulanan yanlış politikalar yüzünden olduğunu çok iyi bilen ve bu gerçeği defalarca açıklayan o Komutanlar da sizi karşılarlar ve alkışlarlar!
İçlerinden bir kişi, Türk Milletinin ekmeğini yiyen helal süt emmiş bir kişi olsun, çıkıp şunu söylemez;
“Bu 355 Asker, aileleri tarafından bizlere emanet edilmişlerdi. Biz bu emanete sahip çıkamadık, daha doğrusu uygulanan yanlış politikalar, ihanete varan davranışlar bize işimizi yaptırmadı! Tüm bunlardan ve bu ölümlerden siz sorumlusunuz” diyemez!
Niye biliyor musunuz?
Çünkü onlar Atatürk’ün ordusunun komutanları değildir. Onlar Tombalak Necdet’in kalıntılarıdır.
Sonra üzerlerindeki üniformaları, Belediye Zabıtasınınkiler ile karıştıran bu komutanlar sizin;
“Demokratik Açılım diyerek başlattığımız, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak daha ileri bir seviyeye taşıdığımız, son olarak da Çözüm Süreci başlığı altında, silahlı çatışmayı bitirmeyi hedef alan bir safhaya getirdik” diyerek yaptığınız konuşma ile onlarla dalga geçtiğinizi bile anlamadan sizi alkışlayarak uğurlarlar…
Siz, içinizden “bu ülkede benim Saray sefam ve zenginliğim için ölüme gidecek daha çoook genç var” diyerek zırhlı arabanıza kurulursunuz.
Ne yapsanız haklısınız! Ülkede bu kadar zavallı Genel Başkan ve bu kadar zavallı Komutan varken, biz daha çoook şehit veririz, çoook… Sultanım sen çok yaşa!
Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Mart 2016
İLK KURŞUN